Musadenizle Gulcinceyi biraz eski gunlerdeki haline cevirmek istiyorum. Zira blogumun son zamanlardaki halinden bana bile fenalik geldi. Bir kasvet, bir huzun.
Gerci oyle cok seyi ust uste yasadik ki ben ne yapayim. Gulcince ne yapsin. Ama yok yahu icim sisti.
Musadenizle bugun dunya, Turkiye , Gulcin ve tasinma gundemini bir kenara birakiyorum. Ve Hollandadaki cok ama cok guzel bir gunumuzu yazmak istiyorum. Biz Ozanla yillardir burada yasamiyormus gibi yine bir turistik aktivite yapmistik. Tarih Agustos'un 2siydi. Gunlerden Cumaydi efendim.
Musadenizle bugun dunya, Turkiye , Gulcin ve tasinma gundemini bir kenara birakiyorum. Ve Hollandadaki cok ama cok guzel bir gunumuzu yazmak istiyorum. Biz Ozanla yillardir burada yasamiyormus gibi yine bir turistik aktivite yapmistik. Tarih Agustos'un 2siydi. Gunlerden Cumaydi efendim.
Hollanda denildiginde akla ilk gelen seylerden biri sanirim peynir. Bu ulkede peynir kesinlikle cok fazla uretiliyor ve tuketiliyor. Peynir ayni zamanda ciddi sekilde turistik bir malzeme oilarak da kullaniliyor. Peynir uretilen ciftlikler, peynir satilan dukkanlar turistlerin ilgisini cekecek sekilde duzenleniyor ve ziyarete aciliyor. Ama muhtemelen tum bu dukkanlar, citlikler vs arasinda peynirin en fazla turist cektigi yer Alkmaar Peynir Marketi.
Alkmaar Hollanda'nin kuzeyinde nispeten kucuk bir sehir. Bu minik sehir her Cuma kurulan peynir marketiyle unlu. Peynir marketi 1592den beri ayni yerde kuruldugundan tarihi bir oneme de sahip. Ne yazik ki sadece Nisan ve Eylul aylari arasinda, sadece Cuma gunleri, sabah 10:00 ile 12:30 arasinda acik bu market. Dolayisiyla yakalamasi biraz zor.
Alkmaar da bizim evimize uzak olunca bu seneye kadar bizim de yolumuz peynir marketine hic dusmemisti. Gecen haftalardan birinde Cuma gunu hava sicakliginin 35 derece olacagini duyunca, tamam dedim. Ben bu Cuma mumkunse calismayayim :) Iznimi aldim ve upuzun bir haftasonu planladik Ozanla dustuk yollara...
Cuma sabahi ilk duragimiz Alkmaar'di. Biz arabamizla gittik oraya sonrasinda da planlarimiz oldugu icin. Ama Amsterdamdan trenle de sehre ulasmak mumkun ve belki de park sorunuyla falan ugrasmayacaginizdan cok daha kolay :)
Pazarin acilisi saat 10da binanin tepesindeki canin calmasi ile oluyor. Ogrendigimize gore bu cani her hafta baska birisi caliyormus. Sonra bu acilis canini calan kisi, pazarin acik oldugu belli saatlerde canla muzik de yapiyor. Sizi bilmem ama ben can sesini seviyorum. Dolayisiyla can ile yapilan muzikten de buyuk keyif aldim :)
Biz sehir merkezine vardigimizda pazar meydana kurulmustu. Sira sira peynirler meydana dizilmis etraftakilerin bakislari altinda satilmayi, tasinmayi bekliyordu. Bir de baktim ki ne goreyim; bembeyaz giyinmis adamlar kafalarinda renkli renkli sapkalar, patir patir meydanda kosuyorlar. Oyle beklemedigim bir seydi ki ve oyle tatli gorunuyorlardi ki anlatamam :)
Yerlerde sira-sira sari-sari peynirler. Aralarinda renkli-renkli tasima aletleri.
Kosturan 35 derece sicaktan terlemis ama yine de agiz dolusu gulen insanlar...
O an, iste o an peynir pazari sahane bir yerdi...
Pazarda 4-5 dilde sunum yapiliyor. Guzel bir sey bence. Bir suru sey ogrendik biz o sunumlardan. Mesela 26000 kg peynir varmis o sabah markette. Ve o peynirleri satmak icin calisan peynir marketi gorevlileri. Bir suru sey anlatti sunucu teyze. Ama ben bir kismini etrafi izlemekten kacirmis olabilirim. Aklimda kalanlar soyle birseyler iste :)
Temelde 4-5 gurup calisan var anladigim kadariyla markette.
- Mavi elbiseliler pazarin sabah erkenden kurulmasindan, peynirlerin tasima araclarina yuklenmesinden ve pazarin toplanmasindan sorumlu.
- Beyaz elbiseli sapkasiz amcalar Peynir uzmanlari :) Civar koylerden, ciftliklerden gelen peynirleri kontrol etmek ve sadece kaliteleri uygunsa pazara sunmak, sonrasinda musteriyle yeniden peynirleri incelemek, tatmak onlarin isi :)
- Su icerideki amcalar peyniri tartmak ve musteriyle son pazarligi yapmakla gorevliler. Pazarlik kismi bizim koyun pazarlari gibi. Bagiran bagirana. Eller sallaniyor. Bagiriliyor. Tam bir eglence yani :)
- Ve bu bembeyaz giysili, renkli sapkali amcalar da peynir tasiyicilari. Satilan peynirleri sapkalariyla ayni renk aletlerle once tartilmak uzere kantara, sonra da tasinmak uzere arabalara tasimak onlarin gorevi. Bunu yaparken de ozel bir yontemle yuruyorlar. Boyle salllana sallana kosarken nasil tatlilar anlatamam. Aslinda onlar ayni zamanda bu pazarin animatorleri.
4 ayri gurup varmis pazarda peynir tasiyan. Bu 4 ayri gurup 4 renkle temsil ediliyor. Yesil, Kirmizi, Sari, Mavi. Her peynir tasiyicisi da mensup oldugu gurubun renginde sapka takiyor ve yine o renkteki peynir tasima aletini kullaniyor. Iste boyle rengarenk bir yer peynir pazari.
Peynir satma surecine gelirsek...
Once mavi elbiseliler pazari kuruyor, sonra Peynir uzmanlari peynir orneklerini inceliyor, musterilere aciklamalar yapiyor. Eger musteriler tamam aliyorum ben bunlari derlerse, mavi elbiseliler peynirleri 8er tane tasima aracina yukluyor ve benim sapkali peynir tasiyicisi amcalarim geliyor sahneye :) Onlarin tasidigi peynirler hala eski usullerle kullanilan tartim araclarinda tartiliyor. O gun pazardaki butun peynirin satildigini dusunursek su amcalarim 26.000 kg peynir tasidilar. 35 derece sicakta vallahi kan ter icinde kaldi zavallilar.
Ogrendigimize gore eskiden Hollandada uretilen tum peynirler burada, Alkmaarda tartilmak zorundaymis. Bir nevi kalite kontrolu. Hatta sehrin en buyuk geliri bu peynir kontrol ve tartma islemiymis. Bugun tabi ki oyle degil duzen ama haa bu pazarin onemini kimse yok saymiyor.
Tartildi mi peynirler pazarlik basliyor. Hani kurban pazarlarinda yapilan pazarlikla vardir. Satic ve alici el sikisirlar ve baslarlar fiyatlari soylemeye. Buradaki pazarliklar da cok benzer. En son anlasilan fiyati bagiriyorlar. Satis bitti :) O zaman bizim peynir tasiyici amcalar yine yukleniyor peynirleri. Hoplaya hoplaya tasiyip pazarin yanindaki tahta arabalarin dibine birakiyorlar. Peynriler bu tahta arabalarla meydanin sonuna kadar goturuluyor. Ve kamyonlara yukleniyor. Kamyonlar girdi mi isin icine bence ruya bitiyor :)
Ben ruyama geri donecek olursam... Bu peynir tasiyicilar icerisinde bir tane turuncu sapkali amca var. O peynir tasimiyor. Elinde bir baston peynirlerin arasinda dolasiyor. Peynirlere bakiyor, peynir tasiyicilari ile konusuyor. Iste o amca Father of the Cheese. yani Peynirlerin babasi :) Bundan yillar yillar once peynir tasiyicilari bir cati altinda birlesmeye karar verip, renklerle 4 ayri guruba bolundugunde basta tarafsiz herkese sit mesafede duracak bir de peynir babasi olmasina karar verilmis. Iste o da bu amca :)
Aslina bakarsaniz peynir tasiyicilarinin kurallari oldukca sert. Ise gec kalmak kesinlikle yasak. Saticilardan para almak kesinlikle yasak. Calisma saatlerinde icki kesinlikle yasak. Bu kurallara uymayanlara para cezasi veriliyormus. Toplanan ceza paralariyla da bira gecesi duzenleniyormus :) Tutmayin beni sanirim meslek degistirecegim :)
Biz Peynir pazarina gittigimizde, fotograflardan da gorebileceginiz gibi, hava sahaneydi Alkmaarda. Ve peynir tasiyicilari yani bir anlamda bu pazarin basrol oyunculari da en az hava kadar yuzumuzu guldurduler. Cocuklari o aletlere koyup tasidilar... Isteyen herkesle fotograf cektirdiler - ki ortamda baya japon oldugunu dusunursek isteyen her japonla fotograf cektirmek hakikaten sabir isi :)- velhasil kelam orada bulunan herkesle ilgilendiler.
Bir ara ben de fotograf cekiyordum Bu peynir tasiyici amcalardan biri yanima geldi. Gayet ciddi bir ifadeyle egildi yerden kocaman peynir tekerini aldi. Bana makinayi ver diye isaret etti. Oyle ciddi ki surati verdim makinayi ne yapayim. Sonra o kocaman peynir tekerini bana verdi. Ve kocaman gulumseyerek haydi ben de senin fotografini cekecegim dedi :) Peynir tasiyicisi amcanin cektigi fotgrafim var artik benim :)
Peynir Pazari evet gercekten peynir satilan bir pazar. Ama gorduk ki ayni zamanda harika bir turistik aktivite. Nisan-Eylul aylari arasinda buradaysaniz bir Cuma sabahi 10:00 - 12:30 arasinda ugramanizi kesinlikle tavsiye ederim. Peynir pazarinin hemen arkasindaki muzeyi de gezmeden donmeyin bence. Kucuk ama cok sirin bir muze. Sonra belki bizim gibi bir de kisa Alkmaar turu yaparsiniz.
Sehir kucuk ama oldukca guzel. Biz peynir pazarinin ardindan bir yarim saat 45 dakika daha dolastik sehirde. Mutlaka gezilecek cok guzel yerleri vardir bizim gormedigimiz. Ama merkezini dolasmak bize yetti diyebiliriz. Biz saat 1 gibi ayrildik Alkmaardan. Ayrilmamiz gerekiyordu cunku gidilecek yeni yerler vardi planimizda.
Daha ogle saatleriydi biz Alkmaardan ayrildigimizda. Ozanla birbirimize baktik ve hadi bakalim duselim yola dedik. Siz macera burada bitti mi sandiniz? Yok canim. Cook uzun bir haftasonu icin cikmistik yola. Alkmaar ilk durakti ve biz maceraya yeni basliyorduk :)
Ama bu yazi cok uzun oldu. Arkasi baska yazilara :)
Bir de peynir tasiyicilarin yuruyuslerini size de gosteremeseydim icimde kalacakti. Iste buldugum guzel bir video. Arada video da cekmeli sanirim. Fotograflar ve yazilar bazi seyleri anlatmaya yetmiyor galiba :)