Sardinya Gunlukleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sardinya Gunlukleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Haziran 2011 Salı

Sardinya Gunlukleri (5)

Cala Ganone'deyiz. Bu sahil kasabasini cok sevdik. Bir dagin denize dogru uzanan yamacina kurulmus merkezi iki sokaktan olusan cok guzel bir yer burasi. Bize Turkiye'deki yaylari hatirlatiyor. Biraz da Kas Kalkan bolgesini. Buraya vardigimiz aksam yedigimiz harika baliklarla benim aklimda lezzetli deniz urunleriyle de yer edecek artik burasi.

Cala Ganone tekne turlari ile unlu bir merkez. Hava bulutlu da olsa biz de bir tekne turuna katiliyoruz. Once bir magaraya ugruyor teknemiz. Deniz ve daglardan gelen akarsularin el ele vererek olusturdugu cok guzel bir yer. Benim ilk magara gezim bu ve kelimenin tam anlamiyla buyuleniyorum. Magara gezisinin tek uzucu yani eskiden bu bolgedeki plajlarin fok baliklariyla dolu oldugunu ama artan turistik aktivitelerle foklarin plajlardan bu magaralara kactigini ve magaralarda yasayamadiklari icin soylarinin bu bolgede tukenmis oldugunu ogrenmek. Kelimenin tam anlamiyla insanligimdan nefret ediyorum :( 


Magaradan sonra Orosei bolgesinin tamamini dolasiyor teknemiz. Hava tekne gezisi icin kesinlikle uygun degil. Ugradigimiz koylar tek kelimeyle harika. Suyun soguk olmasina, gunesin bizden saklanmasina ragmen yuzmeye doyum olmuyor. 

Bugune dair en guzel kare ise bence daglarin arasinda denize nispeten uzak bir yerde buldugumuz gizli bir plaja ait. Bu aslinda bir plaj degil eski bir akarsu yatagi. Ama bence daglarin arasinda gizli kucuk bir hediye gibi. Oylesine yuzumu gulduruyor :)






Ertesi gun...
Cala Ganone'ye veda vakti. Bu sabah kahvaltida yine onlarca motorcuyla ayni oteli paylastigimizi farkediyoruz. Bu tatilde ogrendigimiz bir sey daha varsa o da Sardinya'nin motorcular ve bisikletciler tarafindan cok tercih edilen bir yer olmasi. Ozellikle virajli yollarda hiz yapmayi cok sevdiklerinden araba kullanirken gercekten dikkatli olmak gerekiyor.

Cala Ganone'den adanin guney dogusuna dogru iniyoruz. Bu yol su ana kadar gittigimiz en zor yol. Kac yaylaya cikip indigimizi sayamaz oluyorum bir sure sonra. Surekli virajlar donup yerlesim yerlerine variyor sonra onlari geride birakiyoruz. Daglarin tepesinde manzara harika. Ama mideleimiz ve basimiz icin ayni seyi soylemek cok mumkun degil J 

Bu virajli yol 2,5 saatten fazla suruyor ve sonunda Costa Rei'ye variyoruz. Burasi 2010 yilinda Sardinya'nin en iyi plaji secilmis.Sonuna kadar hakediyor bunu. Hava ruzgarli ne yazik ki yani yine benim hayallerim gercek olamiyor ama Ozan cok mutlu. Dalgalarla deli gibi oynuyor. Onu izlemekse beni de guldurmeye yetiyor. Ozenip biraz da ben dalgalarin icine atlayayim diyorum ama bu hareketim bana kulaklarimda ve genzimde bir miktar su olarak donuyor. Dalganin icine atlamayacagim bir daha!


Belki 2 saatten fazla dalgalarla oynayip yine yollara dusuyoruz. Bu kez varilacak hedef adanin baskenti Cagliari. 2 saat suren yolun sonunda Cagliari'deyiz. Aksam denizinin tadni cikarip pansiyona gidiyoruz. Bir surpriz daha: Kapi duvar Pansiyonun kapisinda bekliyoruz bekliyoruz ama ne etigimiz telefonlara ne de caldigimiz kapilara bir yanit alamiyoruz. Tesadufen acilan kapidan iceri suzulup pansiyonun girisinin oldugu ucuncu kata cikinca goruyoruz ki pansiyona giris saat sekizden yapilacakmis. Bize verilen kagida gore ise pansiyona giris aksam yedide bitiyor. Bu ne perhiz bu ne lahana tursusu derken halimize guluyoruz: tesadufen iceri giremesek bunu da ogrenemeyecegiz yani J Neyse ki aramizda pozitif bir insan var ve o tabi ki ben degilim:) Ama Cagliari aksami beni bile sakinlestirecek kadar guzel.

Guzel magnetler alip ustune sahane pizzalar yiyip sevimli odamiza donuyoruz. Ertesi gun yol uzun Alghero geri donecegiz ve 250 km yol gidecegiz….

Ertesi gun...
Sabah erkenden yola koyuluyoruz. Insan midesi ve basinin kaldirabilecegi orandaki virajlar ve cogunlugu otoban olan yolla cok mutluyuz. Benim tek sikayetim camdan koluma gelen ve kolumu oyarak kemigime kadar acitan gunes. Sarilip sarmalaniyorum ve harika sesimle kucuk hanimin soforune iskenceme devam ediyorum J Gunes de olsa da olmasa da yaranamiyor bana :) Yolun sonun geldigi yer: Stintino...


Burasi aslinda kucuk bir balikci kasabasi ve 2 limani barindiran kucuk bir merkez. Sehri gezmek icin bir sokagi bastan asagiya dolasmaniz yeterli. Cok guzel cok sevimli ve sasirtici derecede cok turistin oldugu bir yer. Biz de guzel bir yemekten sonra bir de sehir turu yapip kaynaklara gore adanin en guzel plajlarindan biri olan La Paleso'ya gidiyoruz. Bir ruya bizi bekliyor...



Saniyoruz. Ama biz denizi group heyecanla plaja yuruken bir anda geliveren bulutlar ve baslayan ruzgar bizim ruyayi hafiften bir karabasana cevirmeye basliyor. Birer birer plajdan kacan insanlara inat biz kumlara uzanip gunesin gri bulutlarin arkasindan cikmasini hadi o olmadi en azindan ruzgarin dinmesini bekliyoruz. Bekliyoruz ama hic biri gerceklesmiyor J Umudumuzu yitirmeyip plaj iyiden iyiye bosalirken hatta her an etrafta olan saticilar bile pili pirtiyi toplayip plaji terkederken biz denize bile giriyoruz. Ama yine de ne gunes ne de ruzgar cabalarimizi takdir edip yuzumuzu guldurmuyor. Caresiz toplanip gidiyoruz arabamiza. Icimiz oyle buruk ki. Plaj oyle guzel ki. Ruzgar olmasa biraz da gunes olsa biz buranin keyfini oyle guzel cikaracagiz ki. Olmuyor. Hatta yolda ugradgimiz bir iki baska plajdan da boynumuz bukuk ayriliyoruz. Bugun yuzmeye doyamiyoruz. Neyse moralimizi bozmayalaim sehire yakin plajlara gideriz diye dusunurken baslayan yagmurla son umutlarimizi da toz seker misali ertip yagan yagmurla yollarda birakiyoruz. Itiraf ediyorum biraz hatta baya uzgunuz 

Otele gelip, biraz dinlenip daha dogrusu yaz yagmurunun dinmesini bekleyip yemege gideriz diye plan yapiyoruz. Yaz yagmuru dinecek elbet. Nitekim diniyor. Biz restoranda mutlu mesut yemek yerken yeniden baslamasini saymazsak. Gerci o baslayana yagmur denir mi bilemiyorum. Sanki birisi kafamizdan asagiya kovalarla sulari birakiyor. Tepeden tirnaga islaniyoruz.... Sabah oluyor. Bulutlar gitmiyor. Bizim son sabah denizi isi de suya yatiyor. Denize doymak icin gelinen Sardinya bizi yagmurla ugurluyor. 

Mavi tirtila veda etmek benim icin bulutlu adaya veda etmekten daha zor oluyor. Sevdim onu. Sevdim onunla dolasmayi. Sevdim onun icinde sarkilar soyleyip dans etmeyi. 

Sagol mavi tirtil. 
Biz yine gelince umarim sen olursun yanimizda. 
Ve hoscakal Sardinya. 
Unutma isimiz bitmedi seninle. 
Ruzgarsiz dalgasiz da yuzecegim ben o denizlerde tipki bu gelisimizde 2-3 gun doya doya yuzdugumuz gibi.
7 gece, 6,5 gun

1020 km yol
8 sehir
Onlarca guzel plaj
Onlarca leziz yemek
Onlarca leziz sarap
Ve unutulmaz anilar (islanmayi da bunlardan biri sayarsak)
Herseye ragmen guzel hatirlanmak istenen bir tatil. Ama keskesi cok bir tatil. Mesela keske 2-3 hafta sonra gitseydik de su yagmuru ruzgari yasamasaydik!
Yine de sagol Sardinya. 
Cok iyi geldin bize/bana  :)


BITTI :)

PS: Gun gun ekleyecektim ama biliyorum cok bunalttim sizi o yuzden hepsini toparladim koydum bitti gitti :) Umarim bizden sonra gidenler benzer rotalari daha cok gunesle yasarlar :)

13 Haziran 2011 Pazartesi

Sardinya Gunlukleri (4)

Guzel bir yemek, aksam serinliginde limanda guzel bir yusuyus. Palau aksamina guzellik katanlar bunlar oluyor. Ah bir de guzel bir uyku cekebilsek. Malesef uyku kismi biraz eksik kaliyor :) Ben neredeyse tum geceyi sivrisinekler nedeniyle uykusuz gecirmis ve tabi ki sivrisinek avlarim sirasinda Ozan'i da uykusuz birakmis oldugumdan sabaha biraz yorgun basliyoruz. Neyse ki ozenle hazirlanmis kahvelerimiz ayilmamiza yardimci oluveriyor :)


Ustelik geldigimizden beri olmadigi kadar guzel bugun hava. Hatta o kadar guzel ki denizin isiltisi gozumuzu aliyor. Yolumuzun ustundeki her koy hadi gelin yuzun diye bizi davet ediyor. Biz adanin kuzey dogusundaki Capo de Cavalla'ya gitmek uzere yola cikiyoruz; tabi yollarin ve yol ustundeki plajlarin keyfini cikara cikara.


Once Brendchi plajindayiz. Hava inanilmaz sicak. Hatta iyi ki Temmuz'da falan gelmemisiz nefes alamazmisiz diye dusunmemize bile sebep oluyor. Cok cabuk derinlesmeyen denizde herkes gibi biz de plajin bir ucundan bir ucuna ayaklarimiz suyun icinde yuruyup sohbet ediyoruz. Hayatimda hic gormedigim kadar temiz, berrak ve turkuaz rengi bir deniz. Yuruken dipten gecen kucuk baliklari, bir yol gibi cizgi cizgi incecik kumun bizim adimlarimizla nasil hareketlendigini gormek mumkun. Keyifleniyoruz. Iste bugun hayal ettgimiz tatili yasiyoruz diye dusunuyoruz sonunda. Gunes guzel sey....

Ayrilmak zor ama yol uzun... O yuzden bu guzel denizi geride birakip dusuyoruz biz de yola. Yolda harika bir sey oluyor; bizim Mavi Tirtil megerse ipoddan muzik calabiliyormus! Bu nasil guzel bir haber bilemezsiniz zira ayni CDleri dinlemekten fanalik gecirmek uzereyiz. Hayir ben bir de bangir bangir soyluyorum ezberledigimden sarkilari kucuk hanimin soforune biraz iskence oluyor :) Simdi yollar bizi beklesin ne kadar normalde pek dinlemeyecek olsak da tatillik sarki varsa onu dinleyecegiz haberiniz olsun. Gelsin turkce pop muzik :)
http://www.youtube.com/watch?v=Pk1BviQ01mo
Brendici den sonra adanin dogu uclarindan biri olan Capo de Cavallo'nun merkezine ceviriyoruz rotamizi. Hayatmizda gordugumuz en guzel manzaralardan biri karsiliyor bizi burada. Ayaklarimizin altina serilmis deniz, denizin icinden yukseliveren kucuk tepeler ve gunes. Bakmaya izlemeye doyum olmuyor... 

Ogle yemegini hizli yemek istiyoruz cunku asagida gordugumuz plaj bizi cagiriyor. Haziran ayi ve hava gecen yillara gore biraz daha soguk oldugundan su serin. Ama ne gam! Biz akdenizin tuzlu suyunun tadina varirken heralde bundan daha guzel bir plaj daha goremeyiz diye dusunuyoruz.  


Laf aramizda yaniliyoruz! cunku bir sonraki duragimiz La Cinta bize bakin diyor bu adada gordugunuz her plaj birbirinden guzel olacak. Su ana kadar gordugumuz en uzun plajda sicak kumlarin ustunde biraz dinleniyoruz. Sansliyiz diye konusuyoruz burada oldugumuz icin cok sansliyiz. Ozan biraksa ben biraz da uyuyacagim aslinda ama yok denize girmek varken ne uykusu!


Tertemiz sularin keyfini cikarirken, oradan oraya suda kostururken ne kadar yoruldugumuzu ancak yola cikinca anliyorum. Gerci yorulan sadece benim sanirim Ozanin 3,5 saat araba surerken yorgun bir hali yok. Daglarin icine oyulmus onlarca tunelden sonra, onlarca viraji gecerek bir sonraki duragimiza variyoruz Cala Ganone. Takip eden 2 gun buralarda olacagiz ve umuyoruz biraz dinlenip sonra yine yollara dusecegiz. Yollarda olmak guzel sey...

12 Haziran 2011 Pazar

Sardinya Gunlukleri (3)

Umut guzel sey… 
Umutlarin bosa cikmasi ise uzucu bir sey. Sabah buyuk bir umutla pencereye kosup havayi kontrol ettigimde yikiliyor ilk once umutlarim. Deli ruzgar hizini azaltis olsa da deniz hala dalgali. Oysa ben tertemiz durgun sularda yurumeyi, denizen dibini keyfine cikara cikara izlemeyi  istiyorum. Olmuyor. Sahile yaptigimiz yuruyusu yuzemeden tamamlayiyoruz. Boyle guzel bir denizi ardimizda birakirken ben sadece deli ruzgarin artik dinmesini diliyorum. Bugun dunden guzel olsun... 


Bu tatilden ogrendigimiz bir baska guzel sey; araba kiralayinca her aksam baska bir otelde kaliyor olsak da bavullari otele cikarmak gerekmiyor. Iste sana mutlu olmak icin bir sebep :) Yuzemesek de yollarin tadina varar vara adanin dogusuna dogru yola cikiyoruz. Ben havanin kotu olmasindan dolayi biraz(!) huysuzken, Ozan araba kullanmanin keyfiyle gececek diyor duzelecek. En azindan birimizin iyimser olmasi ne guzel. Gercekten gun ortasina yaklastikca azaliyor bulutlar hatta yolda kuytuda kalmis bir koy bulup ilk kez Sardinya denizinde yuzme sansini da yakaliyoruz. 



Tamam hala hayallerimdeki denize kavusmus degilim ama turkuazin buyusune kapilip mutlu olmamak mumkun degil. Hem ne olursa olsun denizle bulusuyoruz sonunda, yuzuyoruz. Bunun mutlulugu ile de avunmaktan memnunuz :) Yeniden seviyoruz arabayla seyahat etmeyi gozumuze kestirdigimiz plajlarda durabilince. Ben pek cogunu ruzgarli diye begenmiyorum ama yine de yuzmenin keyfine variyorum... Ve sonrasinda yolumuz cok guzel bir plaja dusuyor: Poto Pollo


Burasi adanin ruzgar sorfu merkezi oldugundan her nasilsa ruzgar cok da fazla dalga yaratmiyor. Denizin de plajda satilan harika hamburgerlerin de tadini cikariyoruz. Hamburgenin yaninda ictigim c.o.r.o.nayla ben keyfime keyif katiyorum ama zavali kucuk hanimin soforu kolayla yetiniyor :) Kolasinin yanina benim kucuk hanimin soforu takilmalarimi ekleyince elbette yediklerinin ictiklerinin tadina doyum olmuyor. Araba kullanmak kolay degil hele kucuk hanimin soforu olunca :)



Bu plaji cok sevdigimizden ayrilmak zor gelse de yine yeni bir otele giris yapmak icin yollara dusuyoruz. Bu sefer rotamiz Palau. Otelde bizi bir surpriz bekliyor: verilen adreste otel yok! Yani bir otel var ama kapanmis gitmis. "Acaba arabada yatmamiz mi gerekecek?" derken Italyan bir amcadan yardim istiyoruz. O Ingilizce biz Italyanca bilmeyince yine komik sahneler yasansa da anliyor bizi. 

Bize bekleyin dedikten sonra arabasini yerlestirmeye devam ediyor. Bir yandan da bizimle konusuyor. Tabi ki Italyanca :) Sonunda arabasini yerlestirme isi bitince yine bize uzun uzun bir seyler anlatmaya basliyor. Sanirim arabayi yerlestiriken Italyanca ogrendigimize kanaat getirdi. Bilse ben dort yildir Hollandaca ogrenemiyorum :) Anlattiklari da bitince bir yerleri ariyor. Pardon caldirip kapatiyor ve karsi tarafin aramasini bekliyor. Iste diyorum bu yuzden italyada kendimizi evimizde gibi hissediyoruz :) Dilini anlamasak da caldirip kapatmayi biliyoruz. Hollandali bilir mi bunu? Yok canim :) 

Yaptigi italyanca telefon konusmasindan sonra amcamiz da bizi kaderimize terkedip gidiyor. Kuzu kuzu orada bekliyoruz hani telefonla konusuldu ya bir sey olacak elbet degil mi? Allahtan oluyor ve bizi almaya otelin sahibi geliyor. Meger rezervasyonun en arka sayfasinda en kucuk harflerle adres degisikligi yaziyormus. Biz gormemisiz. Neden bakacaksak son sayfaya :) Otele girisimiz macerali oluyor ama neyse ki odamizin manzarasi ve denizin guzelligi tum aksilikleri unutturuyor. Manzara guzel sey...

10 Haziran 2011 Cuma

Sardinya Gunlukleri (2)

Bizim gelisimizle birlikte duzelmesi umulan ama hala ruzgarli olan hava Alghero cevresinde yapmayi planladiklarimizi yapmamiza bugun de ne yazik ki izin vermiyor. Halbuki biz magaralara gidecektik bir de Alghero'nun kuzeyine kisa bir yolculuk yapip kaynaklara gore adanin en guzel plajinda yuzecektik. Olmuyor ama moralimiz de bozulmuyor. Rotaya planda olmayan ilk gunun aksaminda varmayi planladigimiz yerin yolu ustunde bir sehir ekleniyor. Ama ne sehir!

Sassari Sardinya'nin ikinci buyuk sehri. Denize kiyisinin olmamasi boyle bir adadada turistik olarak cazibesini yitirmesine neden oluyor elbette. Deniz olmamasini bir kenara birakirsak da ilgimizi cekecek baska bir sey de biz goremiyoruz bu sehirde. Yollarda yuruyoruz, dar sokaklarin tadini cikariyoruz, ustelik kosebasinda gordugumuz kucuk bir cafede izgara sebzelerle yapilmis lezzetli sandviclerle gunu guzellestiriyoruz. Ama ne yalan soyleyelim ne yapsak biz bu sehri pek sevmiyoruz. 


Soylemeden gecemeyecegim kitabimiza gore sehrin en guzel meydani olan yeri otopark olarak kullaniyorlar! :) Guzel bir heykel var ama etrafindaki arabalardan yanina yanasilmiyor:) Yollarda yururken karsilastigimiz bu guler yuzlu teyze ise gunumuzu guzellestiriveriyor :)
Gulcin'in cok sevdigi Sassari'li teyze...
Vakit kaybetmeyip yola devam etmeyi tercih ediyoruz bugun. Sarkilar dinleyerek ve soyleyerek Mavi Tirtilimiz ile Tomtomumuz onderliginde bir sonraki hedefimize dogru yol aliyoruz. Bu tatilden ogrendiklerimizden biri de; arabayla yolculuk yapacaksak yanimiza daha fazla muzik cdsi almaliyiz yoksa iki cd ile, biri benim icin gecen yazdan beri denizin ve tatilin hatirlaticisi olsa da insan bir yere kadar oyalaniyor :) Yine de yollarda dolanirken bu sarkiyi soylemek bana iyi geliyor bir de aklima elbette Cesmeyi getiriyor...
http://www.youtube.com/watch?v=AnZiw7qXSVU
Zaten tatil dendiginde insanin aklina ne gelir ki: deniz, kum, gunes, guzel muzikler... Daha pek cok guzel tatili cagristiran kelime sayabiliriz degil mi? Ben su ana kadar bizim tatilimizi  tanimlayan bir kac kelime daha ekleyeyim: Yagmur, ruzgar, bulut, hafif de soguk. Bu yil tatillerimizde yuzumuz hava sartlarindan yana cok gulmedi ne yazik ki ama yine de moralimizi bozmuyoruz. Ilk gunun aksaminda kucuk bir sahil kasabasi olan Castelsardo'dayiz. Denize tepeden bakan kalesi, kaleye cikan yokuslardaki guzel dukkanlari ile ah hava da sicak olsa tam bir tatil mekani. Ama biz ne yazik ki kaleden gorunen guzel manzaranin keyfini ruzgardan hafif sersemlemis bir halde izleyebiliyoruz.

Bir tatile hic de uygun olmayan bir olayla da karsilasiyoruz Castelsardo'da. Bir cenaze toreni. Baska dinlerde insanlarin sevdiklerini nasil ugurladiklarini sadece filmlerde izledim bugune kadar ben. Once sokaktaki erkek kalabaligi dikkatimizi cekiyor. Sonra bir polis beliriyor yolda. Yoldan gecen tum arabalari durduruyor, tum dukkanlara kepenklerini kapattiriyor, o bunlari yaparken yoldaki insanlar ellerinde ne varsa yere birakip yola donuyor yuzlerini ve sabirla bekliyor. Biz ne oldugunu anlamsak da kalabaliga uyma geregi hissediyoruz sadece. Polisin actigi yoldan onde ellerinde flamalar tasiyan kadinlarin, arkada ise beyaz giysili erkeklerin  oldugu kalabalik bir konvoy yurumeye basliyor. Soylediklerini anlamasak da dua ettiklerin anlayabiliyoruz. Kadinlarin duasinin ardindan erkekler bir agizdan bir ilahi okuyorlar. Ve erkek kalabaliginin arkasindan cenaze arabasi geliyor. Arabanin arkasinda konvoyun tek gozyasi dokenleri; tahminimizce ailesi. Konvoy yuruyup gecene kadar etraftaki herkes saygiyla bekliyor. Ve konvoy gozden kaybolurken bekleyen arbalarin motorlari yeniden calismaya basliyor, kepenkleri aciliyor dukkanlarin, insanlar yurumeye islerini yapmaya devam ediyor. Hayat devam ediyor… Biz de tanimasak da buralarda yasamais bir insana veda edip yola devam ediyoruz. Ama sanki biraz buruluyoruz...

Sokaklarda kaybolmak belki de en iyisi...


Bu sirada markette buldugumuz kirazlar, kayisilar bugunun en fazla tatil hatirlatanlari ah bir de otel odamizin penceresinden gorunen deniz manzarasi. Tabiri caizse deli gibi esen ruzgarin yarattigi dalgalar kopuk kopuk kiyilari dovuyor bizse ruzgarsiz olsa yuzmeye doyamayacagimiz denizin karsisinda elimizde saraplarimiz ertesi gunun ruzgarsiz olmasini umuyoruz. Umut guzel sey.... Tatile de yakisiyor... Bakalim bizi bir sonraki gun neler bekliyor?

9 Haziran 2011 Perşembe

Sardinya Gunlukleri (1)

Uzaklarda olunca, kalabalik bir ailenin, onlarca arkadasin uzaginda olunca, buradaki arkadaslarimiz da arasira uzaklara kacinca yani aslinda temelde iki kisilik bir hayati olunca insanin hayaller kuruyor insan. O hayallerin bir kismini gerceklestirmek icin de planlar yapiyor. Biz de oyle yaptik. Iki yildir sana gelmeyi hayal ettik. Yine bir tatil vardi Hollanda’da firsati degerlendirip yanina kosalim dedik. Gunes, deniz, kumlar, internette resimlerini gordugumuz plajlar, sahane yemekler bizi cezbederken bir de baktik hayallerimiz genislemis senin etrafinda arabayla kisa bir tur atmak haline gelmis. Yine hesaplar yine planlar yaptik. Haftalar hatta aylar oncesinden herseyi ayarladik. Sana geldik, seninle mutlu olmaya, ileride hayal ettik sonra gerceklestirdik diyebilecegimiz bir tatil yasamaya, insanlarinin arasina karismaya, kiyilarinda denizinden bir nefes alip avare dolasmaya, sokaklarinda kaybolup telassizca yolumuzu bulmaya.                                                                    


Geldik, cok gezdik, cok sevindik, hayallerimizin hepsini gerceklestiremedik biraz da burulduk. 
O yuzden...
Sen bizi yine bekle olur mu; hem de  cok gunesli olur bir daha gelirsek. 
Sen bizi yine bekle olur mu; hem de bulutsuz ol bir daha gelirsek. 
Sen bizi yine bekle olur mu; yine boyle hayatimizi guzellestir bir daha gelisek.
Bu sefer gezimizin tamamini anlatacak tek yazi yazmak icin herseyi toparlamaya  gucum yetmedi. O yuzden iste karsinizda en ham haliyle yazilmis:

Sardinya Gunlukleri
Bazi sehirleri oraya ayak basar basmaz seversiniz. Sebepsiz iciniz isiniverir oraya. Icinizden bir his burada guzel gunler gecireceginizi soyler; sevinirsiniz. Iste biz aksamin gec bir saati Alghero'ya indigimizde hislerimiz boyle oldu.

Alghero Sardinia’nin kuzey batisinda bir liman sehri. Adayi ziyarete gelen turistlerin cok ilgi gosterdigi bir yer degil deseler de havalani ve ryanairin ucuz ucuslari sayesinde oldukca kalabalik bir sehir. Bizce sicacik, insani mutlu ediveren, ne iyi ettik de geldik dedirten kucuk ama cok guzel bir sehir. Eski sehirin etrafini ceviren surlar, surlarin dibine vuran dalgalarin tasdigi deniz kokusu, surlarin cevreledigi sehrin dar sokaklarini susleyen kucuk dukkanlar, arnavut kaldirimi sokaklarin kenarlarindaki eski apartmanlar, pencereler arasindaki iplerde asili camasirlarla eskiyi insana hissettiren bir sehir.

Bizim gezimizin baslangici, Sardinya’ya merhabamiz, Akdeniz’e karsi aldigmiz derin nefes ve bir daha gelsek mi dedigimiz. Ruzgarli hava nedeniyle giremedigimiz denizinde yuzmek, gidemedigimiz magaralarina gitmek, aksam yemeginde yedigimiz harika pizzalari yeniden tatmak ve ilk bed&breakfast deneyimimizi yasadigimiz la terrazza da Marionun ev sahipliginde bir kac gun daha yasamak icin sokaklarina donmeyi dusledigimiz.

Macera basliyor... 
Ozan, ben ve kiralik arabamiz Twingo Mavi Tirtil yollardayiz. Uzun zamandir hayal ettiklerimizi gerceklestirebilecek miyiz yoksa yeni hayal kirikliklari ile mi eve donecegiz onumuzdeki gunler gosterecek. Simdilik bir haftalik macera dolu gezimiz icin merhaba Sardinya:

Bunlar da ilginizi cekebilir

Related Posts with Thumbnails