Turkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Turkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Eylül 2021 Perşembe

2021 Yazi

Gidebilecek miyiz, gidemeyecek miyiz, nasil olacak, tek asiyla mi gidelim, ikinciyi bekleyelim mi, donuste uzun gidersek Deniz okula nasil alisacak, islerden nasil izin alinacak, Turkiye kirmizida kalir mi, yoksa sariya gecer mi, kirmizida kalirsa nasil doneriz ve daha bir suru soru Mayis ayindan beri kafamizda dolandi durdu. Doluya koyduk almadi, bosa koyduk dolmadi derken sonunda su akti yolunu buldu ve biz 18 Temmuzda Turkiyeye gittik, 10 Eylulde de evimize donduk. Ve acaba gidebilecek miyiz dedigimiz yaz Turkiyede en uzun kaldigimiz yazlardan biri oldu. Oh, ne guzel oldu.



Gidisimiz baya olayliydi cunku tam gidecegimiz hafta Sali gunu Deniz ateslendi. Kresteki son haftasinda krese gidemedi, evde testler havalarda ucustu (cok sukur hepsi negatifti), yine de bizim PCRlar pozitif gelirse diye elimiz yuregimizde kaldi (onlar da ucaktan onceki gece 8de geldiler sagolsunlar) ama sonunda yola ciktik ve Turkiyeye gittik. Ki onemli olan sonuc :)


Tatilin geri kalani aslinda tam tatil gibi degildi cunku ben izin alamadim. Once mudurum rahatsizlandi, ardindan ekipten birer birer hastalananlar oldu, iste sorunlar cikti derken bilgisayari tamamen kapatmam mumkun olmadi. Ama bu hal de bana iyi geldi. Bir yandan calistim bir yandan denize girdim akadaslarimi gordum. Yani sonucta izin alamadim ama birazcik da olsa tatil de yapabildim. tatilin sonunda Turkiye kirmizi listede kalip Girit ustunden donmemiz gerekince iyi ki Turkiyede izin almamisim bile deim. Cunku orada izinli olmus oldu. Hani tam anlamiyla su akti yolunu buldu.

Annem gittigimiz hafta bir gozunden operasyon gecirdi. Zaten o an, iyi ki gelmisiz dedim. Cunku annemin bir ameliyatinda daha orada olamamak daha agir olacakti. Bu yil bunu 4 kere yasadigimdan annem ameliyatta iken orada olamamak ne demek cok iyi biliyorum. Ne yazik ki...

Denizin orada olusu anneme cok iyi geldi. Zaten annem masallah hic kendini birakmaz ama isin icinde bir de Deniz olunca cok daha cabuk ayaklandi. Sonrasi zaten senlik. Benim cok ama cok icime sinen harika bir yaz oldu. 

Annemler yanimdaydi. Sagliklilardi. Ozan ve Deniz yanimdaydi. Arkadaslarim geldi. Tahmin ettigimizden cok daha fazla arkadasimizi gorduk bu yaz. Hepsi bir araya gelince herseyin cok guzel oldugu, yerli yerinde oldugu bizim cok ama cok eglendigimiz bir yaz oldu bu. Iyi ki gitmisiz. 


Insan uzun gidince Turkiye'ye, ya vakit var sonra yapaim diye bir suru seyi erteleyebiliyor. Sonra bir bakiyorsun tatilin bitmeisne sayili gunler kalmis!

Biz bu sene gittik ve hemen Hepsenlerle bulusmamiz lazimdi cunku sonra onlar gidecekti, ardindan Ozanin kardesi ile hemen bulusmamiz lazimdi cunku onlar da tatile cikacaklardi derken daha Cesmeye gecmeden hemen bulusmalar kavusmalar baslamis oldu.

Cesmeye gittigimizde de bu yaz cesme ve civarinda ev tutmus pek cok arkadasimizin son haftasi idi. O yuzden ayagimizi Egeye basar basmaz planlar basladi :) deniz kenarinda bulusmalar, kahvaltilar, yemekler derken daha ilk haftadan bizim tatilimiz yogun gecmeye basladi. Bayilirim yogun tatillere!

O arada biz ucumuz bir Foca kacamagi yaptik. 2 gece. Daha buradan gitmeden almistik oteli. Annemin de tam ameliyatindan 1 hafta sonraya denk geldi bu. Iyi oldu. Annemin kontrollerini yaptirdik. Iyi oldugunu duyduk ve biz 2 gece Focaya gittik. O da annemlere bir ara oldu dinlendiler. Denizle surekli oynamak da kolay degil. 


Foca kismi benim cok hosuma gitti. Cesmenin kalabaligi ve conconlugundan sonra Focanin sakinligi iyi geldi. Yine de cok kalabaliklara karismadik tabi. hatta kalabaliga girmemek icin bir gun tekne kiraladik. O tekne gunu de etrafimizi saran deniz ve sessizlikle cok ama cok guzel oldu.
Cesmeye dondugumuzde annem de dinlenmisti ve cok daha iyiydi. Oh!

O arada ozanla bir evlilik yildonumu yemegine ciktik. Cesmede her yer cok kalabalik malum. Biz de kalabaliga girmek istemiyoruz Rakish diye bir yer bulduk. Deniz kenarinda. Gorece sakin. Orada 80ler 90lar dinleyerek harika bir aksam gecirdik. hatta o kadar sevdik ki orayi son gecemizde de oradaydik. Simdi gozlerimi kapatip geriye baktigimda tatilin en ama en guzel aksamlarindan ikisi onlardi benim icin. 


Sonra ozan arkadaslariyla bir kampa gitti ve benim de canim arkadasim urunikom cesmeye geldi. Ardindan Sebnem de bizi gormeye geldi derken oyle gulus ahenk bir haftasonumuz daha oldu.


Ben bunlar olurken hep calisiyorudm iste ama olsun idare ettim bir sekilde :) Annmler zaten Denizle ilgilendikleri icin calismak cok da zor olmadi. Sabahlari denize gittik, toplanti aralarinda annemlerle kahveler ictik, aksamlari denizi uyuttuktan sonra annemlere birakip disari ciktik derken bana sorarsaniz calissam da hayatimin en guzel tatillerinden biriydi :)


Ha tabi burada calistigim gibi bir performansim yoktu cemsede iken ama ne yapalim yani 10-11 ay essek gibi calisiyoruz 1 ay da biraz kaytarabilelim :) Bunlari soyluyorum ama orada da essek gibi calistigim gunler oldu tabui. Olsun arada kaytardim ya o da iyi :)


Ama artik cesmedeki son haftamiza gelmistik ve 2-3 gun kapattim bilgisayari.  Universite sinav sonucu bekler gibi listelerin aciklanmasini bekliyorduk. turkiye kirmizda mi kalacak, yoksa sariya mi gececek. O sirada Ozanla en sevdigimiz koylara gittik. Bira midye keyfi yaptik. uzun uzun kitap okuduk. Muzik dinledik. Dinlendik!

Ve sonra Turkiyenin kirmizida kaldigi haberi geldi. Biz o aksam rakishteydik. Ben baya inandirmisim kendimi turkiyenin sariya gececegine ozana ertesi aksam cesme Acik havaya gelecek kenan Dogulunun konserine gitme planlarimi anlatiyordum. Telefonuma mesajlar yagmaya basladiginda konsere gidecegimzden baya emindim. Ama iste kaldi Turkiye kirmizida.

Once huzunlendim. Biraz gozlerim de doldu hani. Sonra dedim aman ya ne yapalim. 10 gun de Avrupada tatil yapariz. O aksam bir oynamisim rakishte sormayin :)


Ertesi gun topladik valizlerimizi ciktik yola. ozan arabayi kullanirken ben gidecegimiz yeri belirledim: Girit Adasi. O aksam biletleri aldik. Ertesi gun ilk 3-4 gece kalacagimiz otelleri ayirttik ve 30 Agustosta ciktik yola. Boylece aldiktan sonra ilk kez UK pasaportumuzu kullanmis olduk, ilk kez bir faydasini gorduk :)

Girit cok guzeldi. tek aksilik ucumuzun de sirayla hastalanmasi oldu. Grip ama yatiran cinsten. Ozan ve ben 3er gun baya koytuyduk. deniz 1 gunde halletti. 


Ilk Ozan hastalandi. Sonra baktim ben de hastalanacagim ozan hersey dahil bir yere gecelim dedim. harika bir karardi. Cunku denizi oyalamak daha kolay oldu. Cocuk kulubunde eglendi. Boylece ben de daha cabuk toparladim. hasta iken eve bir an once donmek istedim saklayamam. Insanin hele yaninda cocugu varken, evinden uzak bir yerde hasta olmasi baya zor :( O ara Boris'e baya laf ettim bize bu cileyi cektirdigi icin,

Ama iyilestik. Ve sonrasi bol gezme! ne Boris kaldi aklimda ne bir sey :)


Giritte cok ama cok guzel vakit gecirdik, cok guzel yuzduk. Ve iyi ki bir de buraya gelmisiz dedik.

Ozana diyorum bundan sonra donuslerde ya da gidisler de bir Yunan adasina igramak da gayet guzel fikir :)


Nihayetinde bu yaz benim cok sevdigim bir yaz oldu.

Gecirdigimiz zor kistan sonra aileme kavusmak, arkadaslarimi gormek bana cok iyi geldi. her seyin tadinda oldugu, enerjimi yukselten, kendimi cok mutlu hissetmeme vesile olan harika bir yazdi 2021 yazi.

Iyi ki gittik.

Insanin geri gidecek bir evinin, ailesinin, kavusacagi sevdiklerinin, suyunu topragini sevdigi bir ulkesinin olmasi co guzel. Cok ama.

Iste boyle bir yaz oldu bu da. Aksilik yok muydu? vardi. daha gzuel olabilir miydi? belki. Ama ben bbu haliyle cok sevdim bu yazi. Zaten saglikli olalim da gerisi hakikaten onemli degil. 

Anneme, babama, abime, aileme, sevdikletime, Izmirime yine saglikla kavusalim insallah.

Bu yaz da boyle bitti...



24 Mayıs 2016 Salı

Biz donduk Londra'ya...

Yazacak anlatacak oyle cok sey var ki... 
Iyi ki gittik Turkiye'ye. Ikimize de bu ara cok iyi geldi.
Hatta ucumuze de desem yeridir. Cunku bizim bizdik 2 haftada gozle gorulur bir ilerleme kaydetti ve daha da belirginlesti ve hareketlendi. Hatta Gonca ve Urune de bir beslik cakarak -artik o caktigi eli mi, dirsegi mi bilmiyoruz ama eli diye farzediyoruz- teyzelerine de kendini gosterdi.

Izmirde de Istanbulda da oldugumuz her gun aklimdan gecen bir sey vardi. Beni biraksaniz da ben hamileligimin geri kalanini buralarda gecirsem. Ah mumkun olsa. O yuzden Izmir'den ayrilmak da, Istanbul'dan ayrilmak da, Londra'ya donmek de hakikaten cok zor geldi bu sefer. Ah mumkun olsa da orada kalsam....

Biliyorum alisacagim. Hep oyle olur cunku. Uzakta yasiyorsaniz ayrilmak hic kolaylasmaz. En azindan benim icin bunca yildir hic kolaylasmadi. Ama her seferinde de alisirsiniz bu uzaklardaki hayatiniza. Bazen 2 gun sonra, bazen bir hafta sonra. Ama alisirsiniz iste. O yuzden biliyorum alisacagim. Hem de hemen alisacagim ama iste gel gor ki, an itibariyle hissiyat boyle: Ah mumkun olsa da hamileligimin sonuna kadar Turkiyede olsam...

Bunda tabi ki orada gordugum ilginin etkisi buyuk. Hani sanki, Turkiyeye gidince daha bir hamile oldugumu hissettim bile diyebilirim. Oyle bir sevgiyle kusatiliyorsunuz ki Turkiyede. Sanki orada daha cok alistim hamileligime de, bebegime de. 

Ozanla hamileligimin basindan beri bir suru sey konusuyoruz. Bazen heyecanimizi bazen endisemizi paylasiyoruz. Endiseliyiz tabi ki. Cunku hayati resmen bizim ellerimizde sekillenecek bir can gelecek aramiza. Ona guzel seyler yasatabilecek miyiz? Ihtiyaclarini karsalamaya yetebilecek miyiz? Insan endiseleniyor. Ama o endisli konusmalarin sonunda hep suna variyoruz: Belki en iyi okullarda okutayamayacagiz bebegimizi, en iyi sartlari belki saglayamayacagiz ona ama bir seyden eminiz cok sevecegiz onu. Neyin eksikligini cekerse ceksin sevgimizin eksikligini cekmeyecegine inaniyoruz. Bu his rahatlatiyor bizi.

Simdi Turkiyeye gidince dedim ki Ozan'a. Evet mukemmel bir dunyaya dogmayacak. Evet belki de mukemmel sartlarda yasamayacak ama cok sevilecek bu bebek be Ozan. Baksana daha dogmadan nasil bir sevgiyle kusatiliyor. Zaten insanin hayatta en cok ihtiyac duydugu, en cok guc aldigi sey boylesine buyuk sevgiler degil mi?

Sanirim bu his de cok ama cok rahatllati beni...

Ailemizin heyecanini anlatamiyorum bile. Annemler, halamlar, yengemler. Izmirde onu heyecavla bekleyen bir suru akrabasi var. Hazirliklara baslanmis bile. Bebegin ne giyeceginden, seneye onunla yapilacak gezilere kadar planlara baslanmis durumda :) Hicbir seye karismiyorum, hatyir demiyorum. herkes hevesini alsin, ne guzel :)

Bir de secilmis ailelerimiz var: arkadaslarimiz. Onlarca teyze ve amcanin arasina gelecek bu minik bebek. Iste izmir ve Istanbulda o teyzeleri ve amcalariyla kucaklatik biz doya doya. Ve ben anladim ki guzel bir dunyaya dogacak bizim bebegimiz. Onu kollayacak, sevecek onlarca teyze ve amcanin arasinda buyuyecek.

Iste galiba biarz da bu yuzden Izmir ve Istanbulda gecen 2 haftadadan sonra daha bir kabullendim hamileligimi. Ve dedim ki iyi ki geliyor bu dunyaya. Iyi ki esirgemiyoruz onu bu sevgiden.

Ve iyi ki var bizi Turkiyede kucaklayan, heyecanimizi paylasan, gobegime dokunup ya sen hadi gel artik diyen butun arkadaslarimiz, sevdiklerimiz. Bana nasil iyi geldi onlarla kucaklasmak, konusmak, onlarla bu heyecani paylasmak anlatamam. Herkese yetisemedim, keske yetisebilseydim de tanidgkim herkesi, bana buradaysan goruselim diyen butun blog ve instagram arkadaslarimi da kucaklayabilseydim. Keske.

Her sey gibi bebek heyecani da paylastikca cogaliyormus bir kez daha anladim ben bu gezide. 

Hamile duygusalligi beni iyice vurmadan ben bu yaziyi bitireyim de yaptiklarimiz baska bir yaziya kalsin o zaman :)

Sozun ozu: Biz donduk Londraya. Aklimiz da kalbimiz de biraz Turkiyede yine ama donduk biz Londraya :)


26 Eylül 2014 Cuma

Bu yaz da bitti...

Ben izmire gitmeyince sanki hiç yaz olmamış gibi geliyor bana. Illa o sıcak beni kavuracak. Illa sokakta dolaşırken ay yeter dedirtecek kadar güneş beni yakacak. Fırsat olursa illa bir çeşmeye gidilecek. 


Annemin hep mis gibi tuttuğu evimizde o yaz keyfi yapılacak. Salıncakta sallanılacak, çimlere uzanılacak, komşu balkonlarında dolaşılacak. Öyle işte. Bunlar biraz biraz olsun olacak ki mevsim bana da yaz olacak. 


Siz de okumuşsunuzdur kesin, diyorlar ki insan en çok doğduğu mevsimi severmiş. Yaz çocuğuyum ben. Dogdugum ay Temmuz. Benim için bu soylenen doğru. En sevdiğim mevsim yaz. Şimdi tabi yazın ortalama 25 dereceyi zor gören memleketlerde yaşıyorken ay yazı çok seviyorum demek kolay. Farkındayım. Ama eskiden de severim ben yazı. Çocukken bütün boynum isilik olurdu sıcaktan. Olsun. Yine de severim ben yazı. 



Deniz çocuğuyum ben. Hani böyle sabah yüzünü gözünü denizde yıkayıp. Gün içinde mümkünse bulduğu her fırsatta kendini denize atanlardanım. Hadi artık yeter demeden birileri denizden çıkmayanlardanım. Öyle balık gibi yüzmem, yüzemem. Öyle derinlere dalaman ya da yükseklerden cup diye atlayamam. Ama yüzmeye bayılırım. Ellerim buruşana kadar kalırım su da. Kafamı habire ıslatıp yüzümü hep güneşe dönerim. Deniz'in üstüne dümdüz yatıp, işte belki de sadece o anlarda hayatın bütün derdini unutabilirim. 


 Deniz'in üstüne yatmak demişken. Hani böyle durursunuz ya suyun üstünde. Deniz ne güzel konuşur o zaman sizinle değil mi? Sanki kulağına fısıldar sözlerini. Hoşgeldiniz der. Iyi ki geldin der. Ve bana sorarsanız bunları en güzel Eylül'de söyler. Durgunlasir çünkü Eylül'de deniz. Derler ki tatilciler gidince deniz de bir oh der ve uyur. Sakinler cunku Eylul'de deniz. Sakinler, durgunlaşır sanki insanı hep onunla kalmaya teşvik eder. Mümkün olsa... 


Bu sene de mümkün olmadı benim için. Yeni izin kullandığımdan izmire gidebilmem bile mucizeydi. Tatil gitmedim ki zaten. Çalıştım orada da. Ama olsun. Annem yanımdaydı. Sabahları deniz keyfimiz, üstüne kahve sohbetimiz vardı. Akşamlarımız bizimdi bazen bira bazen şarapla şenlendi. 


Izmire gitmek terapi gibi bir şey. Sanki sadece izmirde dinleniyorum ben. Bir tek orada deliksiz uyuyabiliyorum. Bir tek orada sabah dinlenmiş uyanıyorum. Bir tek orada telaşsiz oluyorum biraz ruhumu dinlendirebiliyorum. Ve her seferinde ben neden dönüyorum diye düşünüyorum. 


Hiç değişmiyor bu. Hiç azalmıyor bu his. Ben her seferinde oradan zor dönüyorum. Ama dönüyorum. Sonra alışıyorum oradan uzak olmaya. Uzakta da cok guzel gunler yasiyorum. Egleniyorum, mutlu oluyorum. Ama gidince yine aynı his. Hep aynı his. Belki de gidip gidip donebildigim icin boyle yogun olabilen bir his. Niyeyse ama o hissi bile seviyorum. Izmirim. İzmirlilerim. Hepsini çok seviyorum...


Bu yaz da bitti. 
Bu yaz da vedalastik guzel evim... 
Seneye gorusuruz. Yanaklarindan opuyorum :)

PS: Insan tabi ne zaman fotograf cekiyor? Keyif yaparken. Toplantilardayken, calisirken degil. O yuzden bu yazi cok tatil gibi gorunse de calistim ben :) Farkindaysaniz fotograflar hep ayni yerler. Sabah deniz keyfinde cekilenler o kadar :) Olsun be! Az olsun bizim olsun degil mi ama :)

4 Temmuz 2013 Perşembe

Bugun de bunu cok sevdim...

Annem yazliga bir salincak alalim cok istemisti. 
Itiraf ediyorum ben de almayalim, balkonu daraltir, bunaliriz demistim. 
Yanilmisim. 
Keske daha once alsaymisiz. 
Bu salincak yazlikta cok guzel, cok keyifli bir seymis. 
Gecen yil anladim. 


Su salincakta okudugum kitabin keyfi baska hicbir seyde olmadi.
Su salincakta ettigimiz muhabbetin haddi hesabi olmadi. 
Iste o sohbetlerin birinde anneme bu salincak sari beyaz da ne guzel olur anne deme gafletinde bulundim.
Ben sadece hayal kuruyordum.
Yoksa yesili de cok sevmistim, annem sahane yastiklar da dikmis ona. 
Harika gorunuyordu.
Ama hayal iste...
Hani boyle sari beyaz cizgili bir salincak olsa, boyle yesil cimlerin ustunde tatli tatli dursa.
Hayal iste...

Bu sene yazliga gittigimde ne goreyim...
Annem yememis icmemis hayallerimi gercek yapmis:)
Bana sari beyaz cizgili salincak yapmis.
Yetmemis ustune tatli tatli yastiklar yapmis :)


Fikir benden, uygulama annemden :)
Yesil kiliflar da hala bizimleler tabi ki degistire degistire kullanacagiz efendim.
Bir ara tek tek yastiklari da cekesim var ama bugun dayanamadim bu halini hemen ekleyeyim istedim.
Iste ben bugun de bunu sevdim :)

14 Ocak 2013 Pazartesi

Gecen yil bu zamanlar (7)... Ozlemek...

Gecen yil bu zamanlar tam da Turkiye'den buralara geri donmek uzereydik.
Olabildigince cok arkadasimizi gormek icin neredeyse uyumadan yollardaydik Ozanla.
Iste o zaman yazmistim bu yaziyi.
Goncamin evindeydim.
Bir toplantiya katilmak icin bekliyordum.
2 gun sonra herkesi ardimda birakip yine buralara geliyordum...

Gurbette yasamak zor diyorlar. 
Ben her seye olumlu tarafindan bakmaya calisiyorum. 
Yeni ulkeler goruyorum diyorum. 
Bambaska deneyimler kazaniyorum diyorum. 
Bambaska bir ulkede yasarken ruhumu buyutuyorum diyorum. 
Sonra cok sukur istedigim zaman ailemi ve arkadaslarimi gorebiliyorum diyorum. 
Daha onemlisi ne zaman Turkiye'ye gitsem etrafimi saran bir arkadas ve aile cemberinin icinde simartiliyorum mutlu oluyorum diyorum. 
Daha onlarca guzel sey yazabilirim uzaklarda yasamaya dair. 
Cunku mutsuz degilim. Hatta cok sukur mutluyum. 
Belki de cok uzun yillar yurt disinda yasamayi planlamadigimizdan cok uzun boylu dusunmuyorum da sadece anin keyfini cikarmaya calisiyorum. 
O andan keyif almak icin elimden geleni yapiyorum. 
Ama Turkiye'de zaman gecirirken dusunuyorum da aslinda ben hayatimin buyuk bir kisminda bir seyi ozluyorum. 
Hollanda'dayken tabiki en cok ailemi, arkadaslarimi ozluyorum... Turkiye'deyken cogu zaman Ozan'i, oradaki arkadaslarimizi, evimizi. 
Hollanda'dayken Turkiye'deki hayatimi hatta alisveris yaptigim dukkanlari bile ozluyorum... Turkiye'deyken, Hollandanin sakinligi ve iki kisilik dunyamizi. 
Hani derler ya Turkiye'ye gittigim anda yurt disini dusunmez oluyorum hemen unutuyorum diye. Bana oyle olmuyor. 
Unutmuyorum. 
Evimin penceresinden gorunen manzarayi, derenin isiltisini yine gulumseyerek hatirliyorum. Kanallarin guzelligini, en sevdigim dukkandaki kahvenin kokusunu ozlemle aniyorum. Evimizi en cok evimizi dusunuyorum.
Turkiye'de gecen her gun ah evim diyorum ama geri donmeye yaklastigimiz her gun ayni anda icimde gidecek olmaya dair bir huzun buyutuyorum. 
Bana ozlemle sarilan, benimle heyecanla muhabbet eden arkadaslarima, aileme bakip daha gitmeden aslinda onlari ozlemeye basliyorum. 
Soyle bir cikip bogazda nefes alip her bir binanin resmini aklima cizmek istiyorum. 
Konusurken gulumseyen sevdiklerime bakip seslerini aklima kaydetmek istiyorum. 
Bir yandan evimde olsam dedigim oluyor. Soyle bir otursak Ozanla dizi falan izlesek hani bir dinlensek dedigim. 
Sonra tum yorgunluguma ragmen bir ozledigime daha doyamadan ama yine de sarilabilmek icin kendimi yollara vuruyorum. 
Anladim ki ne oradan ne buradan, ne orada yasadiklarimdan ne burada yasadiklarimdan, ne orada sahip olduklarimdan ne burada sahip olduklarimdan yani hicbirinden vazgecmek istemiyorum bu duygularin. 
Ve yine anladim ki uzakta yasamak ozlemle yasamak aslinda. 
Ozleme alismak, sonra kisacik anlarda ozleme alismayi unutmak yeniden ozlemeye baslamak aslinda. Oradayken bitmek bilmezcesine burayi, buradayken orayi ozlemek ozlemek aslinda. 
Bulundugun yerde hep otekini ozlemek ozlemek ozlemek aslinda... 
Hatta daha gitmeden gitmeye huzunlenmek, daha gitmeden buralari daha da ozlemek aslinda...
Garip biliyorum cok garip ama gercekten hissettiklerim boyle aslinda...
Ve ben ozlediklerimin bir kismina kavusmaya hazirlanirken, ayni anda cok ama cok ozleyeceklerimi de yine geride birakmaya hazirlaniyorum...

ve bugun...
hissettiklerim hic degismedi.
ozluyorum, hep ozluyorum.

28 Eylül 2012 Cuma

lldiri...

Simdi disarida hava sogukkken, ben boynuma kaskolumu sarmadan sokaga cikamazken, taslaklar arasinda bu yaziyi ve yaz gunlerinin fotograflarini gormek oyle iyi geldi ki... 

Bana sorarsaniz ne Germiyan, ne Dalyan ne Alacati.
Cesme'nin en guzel yeri Ildiri...


Daha once de soylemistim biz cok severiz oralari.
Yine bir Cesme gezisinde dustuk Ildiri yollarina.
Ama bir degisiklik yaptik ve sadece koyu dolasip, kahvesinde soluklanip, turkuaz kafenin gozlemeleriyle yetinmedik.
Biz bu sefer Ildiridaki kazi alanlarini gezdik.

Yok ben anladim... 
Bu dunyadaki butun taslari gormeden bana soyle kumsallarda uzanip keyif yapma izni yok! 
Illa keyfime ara verilecek illa taslarin pesine dusulecek :) 
Daha Torbali tarafinda da varmis gezmediklerimiz. 
Vay basim diyorum daha ne diyeyim bilemedim :)
Saka bir yana bence Cesmeye yolunuz duserse Ildiriyi gormeden gecmeyin.


Cok korkuyorum sonu Alacati gibi olursa diye.
O guzelim tas evleri dukkanlar yem eder, o sokaklarda insandan yurunemez hale gelirse diye.
Olmasin diye dua ediyorum icimden. 
Kesfetmesinler Ildiriyi bozmasinlar onun o tarihi dokusunu...

Ildiriya yolunuz duserse, Turkuaz Kafenin yaninda Roma Villalari kazi alani var. 
Bence gormeden donmeyin.


Kazi alanina ayaginizi basar basmaz calisanlar gelecek yaniniza.
Ogrenciler yemekteymis bizim yanimiza gelen arkadaslar iscilermis.
Kusura bakmayin detayi bilmiyoruz ama gonlunuzce gezin, sorunuz varsa saat 1de gelin dediler.
Varsin detayi bilmesinler bizi oyle bir buyur ettiler ki biz hep geliriz buraya diye dusundurttuler.

Sonra yolunuz Ildiriya duserse, koyun tepesinde daha eski kazi yerleri de var.  
Firsatiniz olursa, oralara da ugramadan gecmeyin.


Once bir anfi tiyatro karsilayacak sizi.
Sonra tiyatronun merdivenlerinin bitiminden baslayan ve tepelere cikan keci patikasi gibi bir yol.
Tozlu, toprakli ama sonu cok guzel yerlere ulasan bir yol.


Yukari cikmasi biraz zahmetli.
En azindan benim gibi tirmanma konusunda cok da basarili olmayanlar icin.
Ama ciktiginizda sizi karsilayanlar cekilen zahmete deger.
Bir kilise, bir de tapinak...
Tamam cok iyi korunamamislar ama yuzyillarca sonra hala ayaktalar...


Kilisenin o vakitlerdeki pencerelerinin birinden iste bu ova selamliyor sizi.
Ucsuz bucaksiz.
Verimli Egemin verimli topraklari.
Yamacin diger tarafi deniz....


Hani oyle bir manzara ki insan bakmaya kiyamiyor. 

Bana sorarsaniz tek kelimeyle harika.
Bir de her yil artan yesili yutup buyuyen binalar butunu olmasa...


Bu tepelerin eteklerinde kucucuk bir koy var.
Bizim hep gittigimiz, gezdigimiz, baliklar alip, gozlemeler yiyip dondugumuz koy orasi.
Koyun mis gibi tertemiz sokaklari en az kazi alanlari kadar gezilesi, gorulesi...


Ama siz soyleyin haksiz miyim sosyetikler Ildiri' ya da dokunacak diye korkmakta?
Alacatinin guzel sokaklarinin kalabaliklarda yitisini gordukten sonra haksiz miyim ya Ildiri da oyle olursa diye endiselenmekte?

Olmasin.. 
Oyle olmasin...
Ildiri bizim gibi beach olmasa da olur, deniz guzel olsun diyenlerin olsun...
Ildiri yahu bosver sen juicy mucy simdi, var mi taze demlenmis cayin ya da kopuklu bir ayranin diyenlerin olsun...
Ildiri o afilli yemekler bir kenarda dursun, otlu gozleme bizim olsun diyenlerin olsun...
Ildiri son moda kiyafetleri, topuklu ayakkabilari olmadan tatil yerinde sokaga cikmayanlarin degil sortunu ve sandaletini cekip tatildeyiz be diyenlerin olsun.
Her ne kadar hala cok sevsek ve gitmekten vazgecemesek de Alacati aksamlari sokaklarinda adim atilamayacak kadar kalabalik, gunduzleri onca parayi verip beachlere girmezseniz denize yanasamayacaginiz kadar garip oldu. 
Biraksinlar Ildiri boylece sakin sessiz ve guzel bizim olsun...

Olsun, ne olur boyle olsun...
Kalsin, ne olur Ildiri boyle kalsin...


13 Eylül 2012 Perşembe

Gel vatandas gel yazlik urunleri bunlar gel!!!

Tatile giden pek cok insanin aklindan soyle dusunceler gecer sanirim:
Ne yapsak da daha uzun kalsak buralarda?
Tamam calismak lazim da ne yapsak da hem para kazansak hem yasasak buralarda?

Ben kendi adima bir cevap buldum:
Yeni bir is kolunda sansimi deneyecegim!
Soyle tahta bir tezgah yapacagim, ustune de boyle renkli renkli bir branda. 
Acacagim tezgahimi yazligin onunden gecen yola. 
E ne satacaksin o tezgahta mi diyorsunuz? 
Bizim yazligin urunlerinin bir kismini anlatayim da size hangisini satayim siz karar verin benim yerime :)

Gel vatandas gel!
Kislik domatese gel!
Aslinda bizim oralarda domatese genellikle domat denir. 
Hatta domatesci gelir ama domat alinir :)
Ama niyeyse kislik domates hazirlanir.
Bir tutarsizlik var ama cozemedim, neyse :)
Bizimkiler de hazirlamislar kislik domatesi bolca.


Annemler 70 kavanoz kadar yapmislar.
Kuzenimi ziyarete gittim, baktim o da domates yapiyor.
Soy, dogra, kaynat, kavanozla, kapat, ters cevir...
Cok zor is cok!
O gun kasla goz arasinda 18 kavanoz hazirladi, 30-40 tane de onden yapmis oldu mu sana neredeyse 50. Halam deseniz 120 kavanozdan fazla hazirlamis. 
Duyduk duymadik demeyin bizim aile T.ukas' a rakip olmus uretimde sinir tanimiyor :)
Satarim ben bunlari ya :)
Olmadi direk domatesi satacagim zaten
Mesela babam alismis cesme domatesine baska yiyemiyor.
Cok dertli cok sormayin ne yapacak bilmiyor :)


Gel vatandas gel!
Recele gel!

Recelsiz olur mu?
Cilek, visne, ayva derken annem yeni bir recelle cikti karsimiza nektar receli! 
Bahceden toplamislar toplamislar nektarlari yenmemis. 
Bir bakmis evde bir suru nektar.
E canim yabana mi gitsinmis? 
Annem de nektar receli yapivermis. 
Ben korkmaya basladim bizim yazliktaki uretim bandindan. 
Daha neler cikacak basimiza bilmiyorum ama Domat recelini de yaparlarsa bak iste o zaman Tukas korksun bizden :)

kaynek google images
annesinin recellerini tek tek cekmeyen Gulcin' e de yuh olsun!


Gel vatandas gel!
Kudret Narina gel!

Bilmiyordum ogrendim pek faydaliymis. 
Insan su halini gorunce de pek bir konduramiyor o faydalari kendisine ama nelere dermanmis ben sastim kaldim. 
 Bagisiklik sisteminin dostuymus,
Salataya dogranip yeniyormus.
Bala karistirip yeniyormus. (yedim mayhos bir tadi var ama guzel)
Cekirdekleri oyle cerez gibi yeniyormus. (yedim bal gibi sahane!)
 Zeytin yagina karistirip kavanozda saklaniyormus. Sonra agizdaki aftlara, ucuklara kulak pamuguyla surulunce iyi geliyormus. (Perihan teyzem koydu yanima yolladi biraz, deneyecegim
Daha ne olsun?
Hem de direk bahcede yetisiyor!
Satiyorum satiyorum var mi alan?
Kudret Nari satiyorum :)


Gel vatandas gel!
Ev ekmegine gel!

Bu urunle piyasalari sallar miyim acaba :)
Halis mulis, katiksiz ev ekmegi.
Hem de elde yogurulmus, mayalansin diye beklenmis, tamamen insan gucuyle hazirlanmis ev ekmegi.
Babam yapiyor benim bu ekmegi hem de bir basina :)
Gerci biz ekmegi hemen yiyip bitiriyoruz satmaya kalir mi emin olamadim ama artik sabredecegiz ne yapalim :)


Bunlar benim kisacik zamanda gorebildiklerim, yakalayabildiklerim.
Daha neler var neler.
Onlar da artik seneye yazilsin :)

Ne dersiniz tutar mi bu is?
Hadi fikir verin bana; hangisinden satayim?
:)

10 Eylül 2012 Pazartesi

Plansiz...

Hani bazen boyle olur.
Aceleyle yaptiginiz planlar gunler aylar oncesinden yapilmis planlardan guzel oluverir. 
Bir anda ciktiginiz yolculuk, tahmin edemeyeceginiz kadar guzel geciverir.
Oyle geciverdi bizim icin de bir anda planlamak zorunda kaldigimiz Izmir-Cesme gunleri.


Projelerimin planlarindaki degisiklikler nedeniyle Eylulden itibaren nefes alacak zamanimiz olmayacagindan benim sonbaharda planladigim birkac gunluk tatili one cekmem rica edildi.
Is guc yapacak bir sey yok.
Zaten malum profosyonel hayat, hic gitme de diyebilirler. Erken git dediler diye sikayet edecek kadar aklimi kacirmadim daha :)

Bu durumda ne yapsak diye dusunurken...
Gonca su haftasonu gidersen Cesmeye ben de gelirim dedi.
Normalde Almanya'da yasayan Urunikom da o sirada Turkiyedeydi ve annemle balyanagi alip ben de gelirim dedi.
Boylece bir cuma sabahi 10 civarinda ne yapsak diye dusunmeye baslamisken 12'de biletlerimiz elimizdeydi. (bilet fiyatlarinin buyuk yardimina binlerce kez tesekkurler!)
Ustelik benim Sali aksami yani 4 gun sonra yola cikmam gerekiyordu.
Kabul ediyoruz, deliyiz!
Ama Allahtan sadece birimiz degil hepimiz :)

Alindiktan 4 gun sonra yola cikilan bir biletin bugune kadar aldigimiz en ucuz biletlerden biri olmasi buyuk saskinlik yaratsa da uzumu yendi bagi sorulmadi :)
Hakikaten o fiyata nasil bilet bulduk hala aklim almadi.
Sanirim gizli gucler de hepimizin Izmir'e gitmesini istedi :)


Kisacik kalsam da cok guzeldi yine Izmir...
Arkadaslarimi gormek, Nilgun ablamla kahvalti etmek... 
Halalarim ve kuzenlerimle bulusmak, ailemizin boy boy minikleriyle hasret gidermek... 
Saclarimi daha da kisa kestirmek, biraz da alisveris yapmak... 
Annemlerle uzun uzun sohbetler etmek,  hadi sunu yapalim diye yollara dusup dolanip durmak...
ve elbette Cesme'nin eylul denizinin keyfini cikarmak... 
bana pek iyi geldi...

Ben uzaklardayken, internetten de uzak kaldim aslinda. 
Gitmeden dur su ileriye yazi eklemek nasil calisiyormus diye denedigim bir yazi geldi sadece buraya. 
Onun disinda Gulcin tamamen internetsizdi. 
Internetsiz gunler kitaplarla, bebek oyunlariyla, gazetelerle, sohbetlerle senlendi.
Sanirim bir sure internetsizlik de bana pek iyi geldi...

Ama ben uzaklardayken aci, caresizlik, uzuntu bitmedi ne yazik ki.
Sabah neseyle kahvalti hazirlarken goze takilan mansetler, elbette gun boyu konusmalarin gundemindeydi.
Ne denir ki bence en guzelini o gunlerde Sezen Aksu soyledi...

Buralara geldikten sonra Cesme' de gecirdigim ilk Eylul gunleriydi bu benim.
Azalan sicak,
Hafif esinti (pardon arada firtina :p), 
tenhalasan sokaklar...
 Cesme boyle guzel yine yine dedirtti.
Cabuk soguyan karalar, gec soguyan denizler tatilin adi Eylul olsun bundan sonra da dedirtti.


Bu tatilin basi bir ilkti aslinda.
Bizim 2 anneanne, 3 deli arkadas ve bir yasinda balyanagimizla gecirdigimiz ilk yaz tatilimizdi :)
Ilerleyen senelerde "bu sene gelemeyenler de gelsin de daha genis bir kadroyla tekrarlayalim bu tatilleri" dedigimiz bir kacamak oldu.
Zaten ne mutlu bize, tatilden sonra seneye biz de gelecegiz diyenlerimiz de cok oldu :)

Guzeldi o gunler...
Annelerimiz boyle uzun soluklu ilk kez bir araya geldi...
Sonra...
Biz, ucumuz uzun bir aradan sonra ilk defa boyle uzun uzun sohbet edebildik galiba.
Denizde, balkonda, yollarda.
Bazen kucagimizda balyanakla, bazen elimizde votkalarla, bazen yemek hazirliginda bazen kahve molasinda....
Anladim ki cok ozlemisim arkadaslarimi.
O uzun dertlesmeler, konusmalar bana herseyden iyi geldi...

Ama biz bir yanaydik elbette.
Balyanak varken bizi kim neylesin!
Tatilin stari elbette balyanak oldu :)

O gunlerde balyanak baska onlarca seyin yani sira teyzesinden 
"Aslanlar nasil yapiyor?" teyzem dedigimde 
"wauwww" yapmasini ogrendi :)

Tamam itiraf ediyorum Ozan amcasindan caldim bu fikri ama nasil da guzel wauww yapmayi ogrendi :)
Bir de elbette...
 bizi wauwlarla, miyavlarla kandirirken buldugu her firsatta ozgurlugunu ilan etmekten de geri kalmadi :)


Evet evet merak etmeyin!
o bacaklar teyzeleri ve anneanneleri tarafindan her firsatta itinayla yendi :)

Balyanak bizden ayrildiktan sonra da yasananlar oldu tatilde ama onlar baska bir yaziya...
Bu yazi bu fotografla kapanmali galiba :)

Nihayetinde...
Iste bir kisa kacamak daha boyle bitti...
Eylul geldi...
Dun vedalasirken denizin kulagina fisildadigim gibi sezon artik kapandi...
Simdi Hollandamda calisma, cok ama cok calisma zamani geldi...

20 Haziran 2012 Çarşamba

Izmir gunlerinin ardindan...


Iste bitti bile. 
Gittim, gordum, konustum, guldum, bir dahaki gelisime kadar kendinize cok iyi bakin diyerek Hollandama geri dondum. 
Calistigim zamanlar, girdigim toplantilar, geceleri bile cevapladigim hatta ruyalarima bile giren mailer silindi gitti bile aklimdan.
 Ben yine kisa zamanda kendimce mutlu oldum, annem ve babam sagolsun benim icin herseyi yaptiklarindan olabildigince dinlendim, bu yazinin sonunda sakli bir surprizle baya keyiflendim ve bir yolculugun daha sonuna geldim…


Bu sefer, annem ve babamla beraber Cesmedeydik cogu zaman. 
Bir Ozan bir de abim eksikti. 
Onun disinda hersey tastamam yerindeydi. 
Ve anladim ki Cesme Haziran’da bir baska guzel bir baska etkileyici. 
Temmuzda, Agustosta insani bunaltan yogunlugun yerine bir sukunet, bir huzur hakim sanki hayata. 
Yollar sakin, sokaklar sakin, deniz sakin, hayat sakin. 
Ben o sakinligi cok sevdim…


Deniz kenarinda kucuk bir balikci kesfetmis annemler. 
Hele disarida oturursaniz denizin dalgalari ayaklariniza dogru yavas yavas vuruyor yemek yerken. 
Bir kac hafta sonra yer bulunmaz heralde orada. 
Simdi ise cok sakin. 
Ben o sakinligi de cok sevdim…

babamin eseri :)
Ildir tarafindaki gozlemecileri severiz biz ailecek. 
Firsat olunca atlar kacariz oralara. 
Gozlemeler, ayranlar bir yana bizi oraya ceken her zaman bu manzara. 
Tahta masali koy kahvelerinin her masasindan ayri bir guzel gorunur bu manzara. 
Orada cekilen dizi nedeniyle populeritesi artti bizim guzel köyün. 
Ama iste Haziran ya orasi da sakin. 
Ben o sakinligi de cok sevdim…


Ilicaya gittik bir aksam annem ve babamla. 
Once benim cok sevdigim Kumrucu Sevki’ye ugradik, oradan biraz carsiya. 
Arabaya hic beklemeden park yeri bularak, istedigimiz yerde istedigimiz kadar durarak ah bir de yolda kimselere carpmadan yuruyebilerek cok guzel sakin bir aksam gecirdik. 
Ben o sakinligi de cok sevdim…


Simdi dusununce gunler hele hele calismadigim haftasonu gunleri su gibi akti gecti aslinda… 
Kahvaltilar babamin her sabah usenmeden aldigi sicacik ekmeklerle, simitlerle lezzetlendi. 
Kahvalti sonrasinda gazeteler bir bir hatmedildi. 
Gun icinde cay, kahve keyifleri komsularla sohbetlerle suslendi. 
Hemen hemen her gun baska bir evden gelen kekler, kurabiyeler Gulcinin midesinde yerini buldu.
Izmirden, bir geceligine de olsa beni gormeye gelen kuzenlerim, yazlikta kislikta sohbetleriyle beni cok mutlu eden arkadaslarimla tatil keyiflendi. 
Ve her gun annem ve babam evin icinde disinda illa yapacak bir is bulurken (sasiyorum yaraticiliklarina) aa ne de cabuk aksam oldu diyerek gun bitti… 
Kisacik tatil de, bu kadar calismaya tatil denirse, bitti…


Ama bu yazi burada bitmedi! 
Cunku bu gezinin en buyuk surprizini yazmanin vakti geldi:  
Ve hic beklenmeyen bu bulusma hakikaten yuzumu guldurduJ 

Evren benim cok uzun yillar oncesinden, cok guzel yillari paylastigim bir arkadasim. 
Yillar hepimizi dunyanin baska yerlerine savurdu ve neredeyse 5 yildir hic gorusmedik. Her yaz bir sekilde hepimiz cesmedeydik ama bir turlu ayni donemde cesmede olmayi beceremedik. 
Bu yil ben aniden Izmir’e gitmeye karar verince, Evrenler de orada olunca tamam gun bugundur dedik
Evren bir de  surpriz hazirlamis bana. 
Surprizin basrol oyunculari da Yeliz ve Arca J 
Tahmin edin ne kadar guldum, ne kadar eglendim J 

Bu blog arkadasligi oyle degisik bir sey ki… 
Evrenle guzel muhabbetimizi bir yana koyuyorum. 
Bizim Evrenle oyle cok ortak arkadasimiz, hatiramiz var ki bir ogleden sonra degil gunlerce surebilir o muhabbet ve yine de bize keyif verir eminim. 
Ama Yelizle yeni tanismamiza ragmen, hic yabancilik cekmeden, sanki yillardir birbirimizi taniyormuscasina yaptigimiz sicacik sohbet bana "Iyi ki baslamisim blog yazmaya" dedirtti yeniden. 
Dusunuyorum da onca yil ayni sehirde yasamisiz keske daha once tanissaymisiz J 
Eminim biz oyle de Yelizle birlikte zaman gecirmek isteyen arkadaslar olurmusuz 

Laf aramizda anneleri bir yana birakiyorum, YavruSu ve Arcanin benim gibi uzaktan uzaga hayranlari bu sozlerim size: 
Cok dogru yoldayiz! 
Bir icim su bunlar vallaha J

Simdi sadece 4 gunlugune Hollandadayim. 
Sonra kuzenimin dugununu kacirmama sebep olan toplanti icin dusuyorum yine yollara… 
O zamana kadar da  aklimda Cesme gunlerinin guzel anilari bir sure daha gulumseyecegim galiba J
ve en onemlisi...
cok tesekkurler annecim ve babacim...
bu kisacik ara sayenizde cok iyi geldi bana...


Bunlar da ilginizi cekebilir

Related Posts with Thumbnails