12 Eylül 2025 Cuma

Deniz 9 yasinda...

Deniz'im 9 yasinda...

Gunlerdir evde dogum gun heyecani var. Bir cocugun dogumgunu heyecani nasil guzel. Onu izlemesi, onunla bu heyecana ortak olabilme sansi, ne tatli.

Anne dogumgunume 9 gun kaldi. Anne 1 yildir dogum gunumu bekliyorum ve 3 gun kaldi. Diye diye kuzunun 9. dogumgunune geldik iste.

En en en sevdigim yaslarindan biriydi 8. yasi. Ve evet biliyorum her yil ayni seyi soyluorum, hatta bu sirkette dalga konusu haline geldi. Deniz hep en guzel aysinda arkadaslar diyorlar :) Guluyorum ama icimdem e oyle ne yapayim diyorum. 

Bu yil buyudu. Kendi kendi pek cok seyi halledebilir oldu. Biraksak ayri eve cikar da iste islerini yapacak biri olmasi tercihi tabi. Cunku dunyada is oldugunu bilse dogmamayi bile dusunebilirdi gibi geliyor bana :)

Her sey ise baslayana kadar. Mesela 3 gun odani toplamaslisin Denizipo'm demen gerekebiliyor. Aman baslayana kadar binbir soylenme. Onun odasiymis, biz niye karsisiyor musuz, o odasini oyle seviyormus, zaten yeniden dagilmayacak miymis? Artik ogrendim bunlara karsilik verip bir tartismaya girmiyorum. Cunku o aslinda tartisma ciksin istiyor :) ben susuyorum. Arkadaslar vallahi cocuk milleti anne babayi pek guzel terbiye ediyor :) Ha ama sonra basliyor odasini toplamaya ve durdurabilene askolsun. O oda bildigniz mum oluyor mum! Yani yapti mi isini guzel yapiyor ama hic yapmasa tercihi tabi ki :)

Evde kendi odasi disindaki kisimlar sorsaniz onun hic sorumlulugunda degil. Ama yok oyle yagma Denizcim diyorum tatli tatli kendisini ev islerine dahil ediyorum. Yoksa ergenlikte falan evimiz cop eve donebilir :) Ama ote yandan duzene bayiliyor. Her sey duzenli olsun, yerli yerinde olsun ev sevdigi sey. Sadece o duzeni o saglamak istemiyor. Onun yerine saglansin istiyor. Oldu kucuk hanim :)

Simdi bunu yazinca aklima geldi. Kendisine kucuk hanim denilmesi Denizi en sinirlendiren seylerden biri. Neden bilmiyorum ama o tamlama resmen cocugu tetikliyor. Heralde ben kuckken falan gerginlik aninda soyluyordum yoksa yani iki kelimenin yanyana gelmesi bir insani neden bu kadar sinirledirsin. neyse soylemiyoruz e yapalim. Cocuk dedigin anne babayi terbiye ediyor demis miydim :)

Artik surekli ben ne yapayim demiyor. Ama hic demiyor da degil. Sanirim 8 yilin sonunda  evdeki diger iki isnanin tek sorumlulugunun kendisini eglendirmek olmadigina ikna oldu :) Oyle Tatil kulubu falan da sevmedigi icin evde kendini oyalamanin yollarini artik biuluyor. ve bu yollardan en guzeli eve arkadas cagirmak tabi ki. cagiriyoruz. bizim ev masallah yol gecen hani herkes geliyor :) Ama laf aramizda bu benim cocuk buyutmenin en sevdigim yanlarindan biri. Umarim hep bizim ev usleri olsun, hep  bizim evde bulususnlar. Bu beni cok sevindirir :)

Tatil planlarinin bas elemanlarindan. Onunla plan yapmayi cok seviyorum. Artik cocuk arabasi vs tamamen hayatimizdan cikti cunku bizim kadar yurumeye basladi ve bu beni cok sevindiryor ve tabi ayni zamanda cok sasirtiyor! Biz cok yuruyen bir cift oldugumuzdan tatilin en makbulu 3-4 gun olanlar bizim icin. Boylece Deniz de cok yorulmadan ama hepimizi eglendirecek sekilde yuruye geze tatiller geciyor :)

En sevdigi insan once kendisiymis oyle diyor. Bunu benden ogrendi. Kendi yapamakdiklarimi ona ogretmek de annelige dahil degil mi? Sonra en sevdigi insan benmisim ve hemen ardimdan babasi. Ve sonra anneannesi. Annemle iliskisi oyle guzel ki onalari izlerken gozlerim doluyor.

Ama anneannesi bile yemek yemesini saglayamiyor. israr etmek istemiyorum, yemekten dolayi iliskimiz bozulmasin diye cok sabrediyorum ama yani bir insan hic mi bir sey yemez? Biraksak sebzenin sokagindan gecmez. Et, balik falan zaten zorla yedigi seyler. Biliyorsunuz 5 yasindan beri falan vejetaryan olacagim diyor. ben de dedim ki ona Deniz ben vejeterayan mutfagina hakim degilim ve senin buyume caginda bunu yonetemem. O yuzden zamani gelince kendin karar verirsin ama simdi bunlari yemen gerekiyor. Sanirim o zamanin gelmesini gun be gun sayiyor.

Hala cok minik. Sinifin en kucugu desem yeri. tabi saglikli olmasi en onemli sey ama ne yalan soyleyeyim bu durum beni uzuyor :(

Ama cok sukur sagligi da nesesi de yerinde. Gunun cougunu jimnastik calisarak geciriyor. Kendince bir yontem buldu hareketleri once trampolininde calisiyor. O zaman dusunce cani acimiyor ya :) Sonra salona gelip orada devam ediyor. Evde oldugu zamanin abartmiyorum %50sinde cocugun kafasi yerde, hamuda kalk, kopru yap, kopruden bacaklarini atarak kalk derken soyle kafasini omuzlarinin ustunde gordugumuz zaman ksisitli. Parande falan halledildi kenara koyuldu o artik o kadar cazi gelmiyor simdi havada taklaya calisiyor :) Benim de tabi elim genelde yuregimde oluyor :)

Hala her sabah bizim yataga gelip bir bana bir babasina sariliyor. bu hic bitmese! Bir beni bir babasini opuyor. Bu da hic bitmese!

7-8 yas bence ebevenliguin nirvanasiydi. Hala sarilip, opmeler en sevdikleri. Beni kucaklayin diye yanimiza gelmesi kalbimi eritiyor. Ama bir yandan bagimsiz, ozgur. Onu boyle gormek kalbimi buyutuyor.

Deniz'e hep diyorum ki Deniz sen iyi ki benim kizim oldun. Biliyor musun dunyadaki butun cocuklar cok ozel cok kiymetli. Ama hepsini karsima dizselerdi ve hangisi senin kizin olsun deselerdi ben su kocaman yanakli, kocaman gozleri olani bana verin derdim. Bunu soylememe bayiliyor, hemen gelip o kucucuk kollarini boynuma sarip anneeeee diyor. Her seferinde ama her seferinde. Ve her seferinde ama her seferinde benim de gozlerim doluyor. 

O seviyor diye soylemiyorum zaten bunu. gercekten tam da boyle dusunuyorum. 

Iyi ki benim kizim oldu Deniz.

Iyi ki o kucuk elleri benim ellerimde buyudu.

Iyi ki tum zor anlarina ragmen ben bu maceraninn her anini kiymetini bilmeye calistim. 

Benim Deniz'den once de sevdigim, mutlu oldugum bir hayatim vardi ama o geldikten sonra an be an her sey sanki daha da guzellesti.

Denizin annesi olmak benim bu hayatta en sevdigim seylerden biri oldu.

Denizi okula birakirken sohbet etmek, Denizle bake off izleyip gulmek, sonra mutfaga girip cok basarisiz denelmeler yapmak :), Denizle boya yapmak, Denizle sohbet etmek... hepsi beni cok ama cok mutlu ediyor. Hepsi hayatima guzellik katiyor. Onun varligi hayatimi guzellestiriyor. 

Ah benim kalbi guzelim, ah benim gozleri isil isil kizim. hayat sana hep guzlelikler versin.

Iyi ki dogdun.

Sen iyi ki benim kizim oldun...

Nice guzel yaslarin olsun canim kizim. Dogum gunun kutlu olsun <3


1 Eylül 2025 Pazartesi

Gule gule halacim

 Bugun en buyuk halami kaybettik. Hesna halam. 

Evet halam 80 yasina yakindi. Ve evet hastaydi bir suredir, yasliliga bagli rahatsizliklar. Ama kaybi icimi acitti, cok acitti hem de.

En son Nisanda gittigimizde Denizle gitmistik halama. Sohbet etmistik. Huysuzluklarina gulmustuk. O da tatli sert azarlayi bizi gulmustu bizimle. Halam oyleydi hep, disindan tatli sert. icinde kocaman pamuk seker. 

Hic kiyamazdi bize. Her birimize ayri ayri kiyamazdi. babamlar 4 kardes. En buyuyu hesa halam, 4 cocugu var. Sonraki kardeslerden de 2ser yegen. O yegenler de cocuklariydi oyle davranirdi hepimize.

Halil Enistemle halam cok gencken evlemisler. Halil enistem koyde okul muduru, halam ev hanimi 4 cocuklari ve imrenilen bir evlilikleri olmus. Enistem emekli olunca Izmire tasinmisla koyden bir tuhafiye acmis enistem. Cigdem tuhafiye. Tam tuhafiyenin ustunde de bir ev. Oyle yan yana tum gun yasadiklari bir hayat ve hep imrenilen bir evlilik. Enistem cok genc yasta bir kalp krizi ile bizden ayrilana kadar hep cok sevdiler  birbirlerini. Enistem gittikten sonra da halam onu hep cok sevmeye hep devam etti. 

O evden tasindilar sonra. Ama sanki halam hep enistemle o evde yasadiklari zamanda biraz takili kaldi.

Ve ben dahil butun yegenler de biraz o evdeki anilarda takili kaldik sanki.

Yilbaslarini hatirliyorum. hepimiz evdeyiz. Oyle cok buyuk bir ev de degil ha. Ama hepimiz sigiyoruz o eve. Sofralara 3 posta halinde oturulabiliyor. Cocuklar mutfakta yediriliyor falan. hani oyle genis aile anilari. Ah ne guzel anilar. 

O aksamlarda enistem tum cocuklari toplardi tombala oynamaya. Yil boyunca saralle bardagi biriktirirdi bize. Tombalanin hediyesi sarelle bardagi :) Cekerdi tombala taslarini bizim cigliklar havalarda. Onca insana yemek yapardi halam, onca insani agirlardi ve yuzunde bir gulumseme ile izlerdi o aksamlarda bizi.

hayati boyunca tatli ve huysuz bir kadin oldu. Hep bir seyleri elstirirdi bizimle atisirdi. hani laf aramizda bizimle atissin diye biz de az oyunlar yapmazdik ona. Halamla iliskimizin bir parcasiydi o atismalar iyi ki varlardi.

Hayatimda yedigim en ama en ama en guzel ispanakli kol boreklerini halam yapardi. Hatta bu yaz annemle konustuk. babanem efsane yemek yapardi benim, dedik ama borekte halam babanemi bile gecti. O borekler asla sadece kendi cocuklarina ya da evlerine yapilmadi. Borek isine girisildiyse tepsilerce borek 4 jardesin de evine hep dagitildi. Ve hayatim boyunca doya tasa yemis olsam da o boregi, bir yandan tadi hep damagimda kaldi. Simdi bunlari yazarken bile kokusu burnuma geldi...

Halam birlik severdi, komsu severdi, gidilip gelinsin severdi, kapisi acilsin severdi. Oyle de yasadi. Sevdi, sevildi, ve gitti...

Bugun halamin vefat ettigini duyunca kuculdum sanki. Sanki boyle 7 yasinda oldum, halamlarin evine bir yilbasi aksamina gittim. kenardan ailemi izledim o salonda. Enistemi gordum, babanemi gordum, dedemi gordum. Sanki halam da yurudu gitti yanlarina. Oyle karsidan bakakaldim. 

Bugun halamin vefat ettigini duyunca, kuculup o yasta gibi agladim. Goz yaslarimi dindirsin diye o salonda annemin beline sarildim, babam sacimi oksami oyle agladim.

Bugun halamin vefat ettigini duyunca cocuklugumun bir parcasina daha veda ettim, ardindan el salladim.

Halacim, huzurla uyu.

Biliyorum sen yillardir hep enistemi ozledin, simdi selam soyle ona bizden. babeneme, dedeme saril, anneanneme dedeme iyi oldugumuzu soyle.

Sen iyi ki vardin halam. Hakkini helal et, isiklarda uyu. 

3 Mart 2025 Pazartesi

Subat'i da ugurladik

 Bir Kasim, bir Subat. Bu iki aya yaklasinca kalbim pir pir atiyor benim. Cok huzurlu olamiyorum, icim icimi yiyor. Martin da onlardan asagiya kalir yani yok aslinda ama niyeyse Kasim ve Subat beni en huzursuz edenler. Geriye baktigimda syillardir annemin sagligiyla ilgili endiselendiren haberler genelde bu zamanlarda geliyor. Insan da iste bir sekilde yasadigini unutmaya calissa da derinlerde bir yerlerde bir iz kaliyor. O iz iste benim icimin icimi yemesine sebep oluyor kasim ya da Subat yaklasirken.

Ama gecti iste subat. Kotu de degildi bu sene. Ah Aalhim ne kadar sukretsem az geliyor bana.

Oncelikle, ayagim baya iyilesti Subatta. Ocakta baya baya heralde ben uzun sure normale donemeyecegim diye dusunmustum ama 10.000 adim ustu yurumelere basladim! Bunda fizyoterapinin ve masajin etkisi buyuk! Yavas yavas yurume suremi, mesafemi ve tempomu arttirmaya ugrasiyorum ben de. 

Sonra is guzel gecti Subatta. Oyle bir yogunlukla basladik ki yila, anlatamam. Kafasi kesiik tavuk gibi kosuyorum gibi geliyor arad bana. Hop orada proje var, hop burada sorun cikis, hop surada toplanti varmis. Hani bir durayim dusuneyim yok. Ocakta bu beni cok zorladi. Ama subatta sanki alistim biraz daha tempoya. Bir iki de guzel prezantayon falan oldu. daha ne olsun degil mi ama.

Denizle ve Ozanla evimizde rutin gunlerimiz devam etti ki en sevdigim bu! Aslinda Denizin subat ayinda okulunda 1 haftalik bir ara tatil vardi. Biz o ara tatilde ya Turkiyeye gidiyrouz, ya ucumuz bir seyler yapiyoruz. Turkiyeden yeni geldik malum Aralikta. Tatile de gitmek istemedi kuzu. Evde dinlenmek istiyorum anne dedi. Bir plan yapmadik. Iyi ki de yapmamisiz aslinda. hem Deniz hem ozan biraz keyifsizdi. Biz de evimizin civarinda tatildik bu tatilde. Bu da bize ok iyi geldi. 

Bizim kucuk hayatimizda boyle rutin devam ederken aslinda subat ayinda dunya zor gunler yasadi. Turkiyede bir otelde cikan yangin, kadikoyle pazarda bicaklanarak hayata veda eden kucuk bir cocuk... Guzel seyler olamdi Subatta, onlar da icimizi yaraladi.

Sonra MAerikadaki secimin sonuclarinin hergun derinlesen izleri. 2025 dunya politikasi acisindan hep hatirlanack kotu bir yil olacakk sanki.

Derken derken harika miydi Subat? degildi.

Ama halimize bin sukur.

Hosgeldin Mart. Yilin ilk bahar dallarini da 1 martta gordum ya seni sevincle bekliyorum inan bana!

8 Şubat 2025 Cumartesi

8 yas anneligim...

Her ayin sonunda bir donup bakiyorum o ay nasil gecti diye.

Kitap okudum mu, film izledim mi, iste icime sinen bir sey basardim mi vs vs. Ama tum dusundugum seyler icinde en onemsedigim Deniz ve Ozanla gecirdigim (ya da geciremedigim) vakit oluyor. 

Benim hayatta en cok basarmak istedigim sey kizimin buyumesini kacirmamak, ve ileride "ah en guzel zamanlarimizdi" diye anacagimiz bu cekirdek aile oldugumuz zamanlari olabildigince keyfine vararak yasamak. Geriye kalan her sey saglikli oldugmuz surece halledilir gibi geliyor. Iste bu ay icime sinen bir sey olmaz da obur ay olur, ok. Bu ay belki istedigim kadar okuyamam ama obur ay okurum. Ama aklimda surekli su var Deniz bir daha hic bu ayda oldugu yasinda, halinde tavrinda olmayacak. Cunku hayatimda en en en hizli degisen sey kizim. O kadar guzel buyuyor ki. Ama o kadar da hizli. Kaciracagim bu zamanlari diye odum kopuyor. Bu dogdugu gunden beri boyle degil mi zaten?

Ama iyi ki de boyle. Deniz dogdugunda bana bir hal oldu biliyorsunuz. Ve ben bunu israrla oncesinde cok anne blogu okumama bagliyorum. O kadar cok ah bebekligi geciverdi diyen anne okumustum ki, her gun icim titreyerek baktim Denize "Ah bugunleri geciverecek" diye. O kadar minnettarim ki bu his icin. Iyi ki boyle oldu.

Bir suru, bir suru seyi yanlis yaptim onu buyuturken. Donup bastan yasasam o gunleri pek cok sey baska yapabilirdim. Ne bileyim, beslenmesi, kres zamani aldigimiz bazi kararlar. saysam onlarca sey var, simdi olsa soyle yapardim heralde dedigim. Ama icim cok rahat. Cok severek, her zaman o zamanin kosullarinda elimden gelenin en iyisini yaparak buyuttum Deniz'i. Ve cok optum, cok sarildim cok kokladim, cok onu sevdigimi soyledim her firsatta. Donsek basa sunlarin hepsini yine ayni yapardim iste.

Simdi 8 yasinda, ve ben hala ah bir daha bu yasta olmayacak diye bakiyorum ona ve bu yasinin tadini cikarmak icin elimden geleni yapiyorum. O kadar guzel ki onu buyutmek. ve ayni zamanda o kadar zor, cunku her seyi biliyor :)


Iste Ocak ayini dusunurken farkettim ki cok sohbet ettik Denizle. Biz hep konusuruz zaten. Benim zaten biliyorsunuz cenem durmuyor, e armut dibine duser Deniz de ayni ben. Konuskan bir insan :) Ama bu ay daha baskaydi sohbetlerimiz. Daha farkli konular, daha degisik hisler... 

Gecen sabah okula hazirlaniyordu. O kahvaltisini ederken ben de mutfakta beslenmesini hazirliyordum. Geldi yanima, 

"Anne isin bitince benim yanima gelir misin? Seninle sohbet etmek istedim" dedi....

O kadar hosuma gitti ki bu, anlatamam. Isim bitince gittim yanina kahvemi alip. O kahvaltisini etti, ben kahve ictim. O anlatti, ben dinledim. Ben sordum, O anlatti. O kadar guzel bir sohbetti ki.

Bebekligi nefisti, toddler zamanlari o yarim yamalak konusmalariyla ettigimiz sohbetler. Ama bu 8 yasin da baska bir tadi var. Hani boyle bir arkadasinla sohbet eder gibi sohbetlerimiz simdi. Bu da bambaska tatli be :)

Buyuyor. Kararlar vermek zorunda kaliyor. Akli yapamadiklarinda kaliyor. Bazen onun adina okulda kararlar veriliyor. O sevmedigi kararlari kabullenemiyor bazen. Bazen baska bir sey yapmak istiyor ama yapamiyor. Gercek hayatin karmasasiyla karsilasmaya, basetmeye calismaya basladi. Arada zorlaniyor. Bana anlatmasini, benim soylediklerimi dikkatle dinlemesini, bazen ama anne diye karsi cikmasini oyle seviyorum ki.

Yine bazen yanlis yapiyorum. Mesela gecen aksam bir sey icin, "bunun icin aglanir mi ama Deniz?" dedim. Hata yaptim. Yapiyoruz iste insaniz. Ama hata yapsam da, sonra duzeltmeye calisiyorum. benim de ilk 8 yas cocugu icin anneligim bocaliyorum. 

Velakin donup bakiyorum ve sunu dusunuyrum, yeterince sevgiyle yaklastim  mi, elimden geleni yaptim mi, sonunda illa bir sarilip optum mu? O zaman ok. Ben de bir dahakine o hatayi yapmam. 

Denizim buyuyor, ben buyuyorum.

Ve hep elimden geldigince buyumesini kacirmadigim icin sukrediyorum. Yaninda olamadigim pek cok zaman var, kacirdigim pek cok an ama bugunun kosullarinda elimden geleni yaptigimdan, herseyin onune kizimi, ailemizi koydugumu biliyorum. Buna raggmen yapamadiklarim oluyor olacak elbette. Onlara uzulmek yerine mesela gecen sabah o sohbet etmek istediginde yaninda olabildigim icin sukrediyorum.

Iste boyle gidiyor 8 yas anneligim.

Ve ben bu yolculugu cok seviyorum...


20 Ocak 2025 Pazartesi

2025!

 Yeni yil basladi hem de buyuk bir hizla. 

Sadece 3. calisma haftasindayiz ama bana sorsaniz ustumde bir Mart hissiyati var. Baya calismisiz da yorulmusuz gibi :) Bu yil is hep boyle olacak. Yogun, kosturmali, karisik. Buna hazir miyim? Hayir. Ama artik isi hayatimda bir yere koyup, orada kilitlemeyi basarmaya basaldim. Evet stres, yorgunluk beni tabi ki etkiliyor. Ama hayat isten cok otesi. O yuzden isteki yogunluga kendimi hazir hissetmeye calismiyorum. Ne olursa yasanacak. Daha cok isin stresini hayatimin geri kalalina sirayet ettirmemeye odaklamaya calisiyorum enerjimi. Bu daha onemli. Inanin bana daha onemli.

2024 sonunda evde kucuk bir kaza gecirdim. Pazar gunu yemekler yapilmis, cay demlenip soyle kizimla oyun oynama vakti gelmisken... Ust kattan bir sey almak icin ykari ciktim. deniz de bu arada merdivenin basinda beni bekliyordu. Inecegim de birlikte oyun oynayacagiz. Inerken son merdiveni kacirdim. Bilegim burkuldu, toparlayamadim. ve merdivenin basinda beni bekleyen denizimin ustune bir goktasi gibi indim. Su olay topu topu 3-5 saniye icinde yasanmistir. Ama denizin yuzundeki korku, benim icimdeki telas ve ayagimdan gelen kilikk sesi hala kulagimda :(

Hani dusunce insan o an olayin buyuklugunu asagi yukari anliyor ya. Ben de o anda, bunun o kadar basit bir sey olmadigini anladim aslinda. O ayagimdaki yanma, o kulagimdaki ses, o icimdeki aci... hepsi bana iste bu iyi olmadi Gulcin dedi sanki. Once denize sakin ol dedim tabi. nasil korktu kuzum ben ustunde oyle dusunce. Sonra kalktim ayagima buz koydum. Hadi Deniz bir master chef izleyelim dedim ki ben kendimi dinleyeyim, o da annesine sarilip sakinlessin.

Yarim saatin sonunda acillik oldugumu anlamistim :)

Burada acil bir macera. Biliyorum ki gittim mi saatlerce oradan cikamayacagim. O yuzden Ozan dedim ben yemek yiyip oyle gidecegim, ac acina hic ugrasamam. Yemegimi yedim, telefonumu sarj ettim. Kulakliklarimi aldim. Ve ozana beni birakin donun dedim.

Yok yalniz olur muymus? Yok onlar da gelsinmis. Yok yardima ihtiyacim olurmus.

Biz hastaneye gidesiye saat 6 oldu zaten. Cocugun uyku saati vs. Neyse Ozani giderlerse daha rahat edecegim konusunda ikna ettim. Iyi ki de etmisim. Hastanede isim 4,5 saat surdu. Etraf bir suru hasta insan dolu. Ben eve dondugumde saat 11i geciyordu. O arada Deniz dusunu almis, uyumus. Cocuk telef olacakti oralarda.

Ben de hic saati vs takmadan 2 film izledim. Oh. Mis. 

Ayagimda cok sukur buyuk bir sey yok. Bilek saglam. Ama ayagimin ust kisminda chip dedikleri ufak bir kisik desen kirik degil, saglam desen saglam degil bir hal var. Ayagima bir ayakkabi verdiler, kollarima da iki degnek, ceplerime de agri kesiciler eve yolladilar beni.

Bu kazanin ustunden 6 hafta gecti. Christmas tatili de dahil olmak uzere ben genelde bu 6 haftada oturdum. Gercekten ayagimi zorlamadim dinlendirdim. Baya da iyilestigime inaniyordum. Taki tatil bitip normal hayata donene kadar. Meger o kadar da iyilesmemisim. Biraz yurudum mu sisiyor o ayagimin ustndeki kisim. Biraz ayakta durdum mu otur diyor.

Bunaldim. 

Bu arada aldigim 2,5 kiloyu saymiyorum bile bakin. Onu da sayarsam cok bunaldim!

Gececekk, elbette gececek. Cok kafama takmamaya calisiyorum. Bu hafta ortopedits geri cagirdi beni bakalim ne diyecek. 

ne diyecek, tur, zorlama. E iyi de bunaldim :)

Eninde sonunda geldigimiz nokta ayni; saglik herseyin ama herseyin basi. Benim de basima gelen bu kadar oldun Cabucak bitsin gitsin.

Iyi yillar ve yeni yil hepimize cok iyi gelsin :)




Bunlar da ilginizi cekebilir

Related Posts with Thumbnails