30 Eylül 2024 Pazartesi

Ofiste garip bir donem

 Is hayatimin en garip donemlerinden birini yasiyorum. Bilen biliyor calismayi seven, cok calisan bir insanim. Ama oyle gozu isten baska bir sey gormeyen bir insan da degilim sukur. Kendi icimde bir dengem var sanki, yuvarlanip gidiyorum. Bu denge ozellikle Denizden sonra daha iyi oldu. hani cocuk insanin hayatinda pek cok seyi biraz daha zor hale getiriyor kesinlikle. Is de bunlardan biri aslinda. Ama bana denizin dogumu cok iyi geldi. Taslar yerine oturdu, isin hayatimda kapsadigi alan "mecburen" azaldi. Deniz'e ayirmam gereken zaman tabi ki isten de bir kisim aldi. Almak zorundaydi cunku cok calisiyordum. 

Ha simdi calismiyor muyum? Calisiyorum. ben hep cok calisiyorum. Ama bence dengeler daha normal su an. Bilgisayar kapanabiliyor. Bazen de kapanamiyor ama yani bazen de kapanabiliyor ya ona bakmam lazim :)

Ama su ara is cok. Cok calistigimiz icin degil. O her zamanki duzeyde. Ama sirket kuculmeye gitti. hem de oyle boyle degil etrafimizdaki her 3 insandan biri gidecek gibi duruyor. Bu gideceklerden biri ben de olabilirim, olmayabilirim de. Hepsi olasiliklar dahilinde. ve acikcasi bu benim umurumda bile degil. Bunu soyledigimde ciddi misin diyorla bana. Senin kadar isi seven biri bunu kafaya takmiyor mu? Samimiyetle soyluyorum takmiyorum. Umurumda bile degil. Ben isem gidecek olan giderim ne var yani dunyanin sonu degil. babamin yillardir islettigi, bana devrettigi bir isi kapatacak degilim ki? Sonucta bu bir siret ben de calisaniyim. Gider baska yerde calisirim. Dolayisiyla isin bu tarafiyla ilgili icimde zerre huzursuzluk, stres, uzuntu vs yok. ne olacaksa olacak, yasayip gorecegiz. 

Ama bu aralar is tatsiz. Cunku ofiste surekli bir veda havasi var. Surekli birileri gidiyor. Ve bu bence umursanacak, can sikan bir sey iste.

Universiteye gittigim yil cok zorlanmistim. Ailemden evimden ilk defa ayriliyordum. Bu bana baya agir gelmisti. Ama asil zor durumda olanlarin annemler oldugunu eve ilk geri gittigimde anlamistim. Cunku giden icin illa yeni bir macera oluyor. Evet alismak zor ama gitmenin bir heyecani var. geride kalan ise ayni hayata bir ekiskle devam ediyor.. Bu hic heyecanli degil. 

O yuzden ben bu kalan olma isini pek sevmiyorum. Hele veda kismini hic sevmiyorum. Ha bu da buyutulecek bir sey degil. Kalacaksak da isimizi yapacagiz. O kadar. Buyutulecek bir sey yok ama tatsiz iste. Insan sonucta ofisteki arkadaslariyla o kadar cok zaman geciriyor ki dugusal bri bag olmamasi imkansiz. En azindan agir bir yengec olarak benim icin imknasiz :)

Ama elbette su kacak ve yolunu bulacak. Gidenler gidecek (ve belki onlardan biri ben olacaim), kalanlar kalacak ve hayat devam edecek. Biz calisacagiz sirket de para kazanacak. Kaputalist duzen bu. Otesi yok. 

O yuzden iste is hayatimin en garip donemlerinden birini yasiyorum. Hic bir sirketin kuculmesine denk gelmemistim. Cok da eglenceli degil soyleyeyim. Ama dunyanin sonu da degil onun da farkindayim. Bekliyorum, ekibime sahip cikmaya calisiyorum, moralleri duzgun olsun diye ugrasiyorum. gerisi icin de elimden gelen bir sey yok zaten.

Tek istedigim bri an once tamamlansin su surec de bitsin. Cunku hepimiz iyi biliyoruz ki bu araftaki surec en fenasi. Olsun bitsin herkes rahatlayacak eminim. Sabir. Gorecegiz bakalim neler olacak.

Bugunluk de bu kadar. 

27 Eylül 2024 Cuma

Hizlica sunu yazmak istedim sadece...

Bugunlerde yine donup blogumu okuyorum. Iyi ki yazmisim diyorum. Artik niye yazmiyorum ki diyorum. Instagramdan da elimi ayagimi cektim. hani eskiden bu yillari da oradan hatirlar Deniz diyordum ama o da gitti. Sanki Deniz'e hic hatira birakamiyormusum gibi bir hisse kapiliyorum. Ne sacma. Hatiralari Deniz'in kalbine birakmam yeterli degil mi zaten? Ama iste oyle gelmiyor bana. Illa donup bakabilecegi bir sey oldun istiyorum. Onu ne kadar severek buyuttugumuzu gorebilecegi seyler.

Mesela keske bunca yildir vlog cekseydim diyorum. Hadsizligime bakin. Suraya 2 yazi yazmamisim, instagrama fotograf ekleyemez olmusum ama vay neden vlog cekmedim diye hayiflaniyorum :) Ama ne bileyim iste bir gun donup izleseydik bazi gunleri guzel olmaz miydi? Olurdu sanki.

Bu hislerde donup donup Denizin bebeklik videolarini izliyor olmamizin etkisi de buyuk. Oyle seviyor ki o videolari izlemeyi. Ve bana o kadar komik geliyor ki tepkileri. Cunku ayni benim onu sevdigim gibi seviyor kendi bebekligini. yerim seni diyor mesela, ya icime sokucam seni bebek diyor kendine. Bunlari da yazdiklarimdan okumadi iste. Sonucta bir yerlere yaptiklarimiz da isleniyor.

Bu aralar oyle garip bir his var ustumde. Daha cok animiz olsun, daha cok birlikte zaman gecirelim. Daha ne yapacaksak. Cocuk okulda oldugu zaman disinda koynumuzdan cikmiyor resmen ama yetmiyor bazen. 8 yil oldu ve ben hala durup durup kendime yeterince severek buyutuyor muyum diyorum. Yanlis anlamayin kalbimdeki sevgi degil sorguladigim. Onun daha buyuk olmasi mumkun degil gercekten degil. Ama yeterince opuyor muyum? Yeterince sikistiriyor muyum o yanaklari. Gozlerinin icine bakip yeterince Deniz seni cok cok cok seviyorum birtanem diyor muyum? Bunlar aklimdan gecenler.

Gecenlerde ofiste bir arkadasimizin bebegi oldu. Gecenlerde dedigim bebek 6 aylik olacak neredeyse. Kizcagiz baya zor bir postparturum geciriyor. Aslinda ofiste degil ama bana mesaj atti konusabilir miyiz diye. Tabi dedim. Merak da ettim niye ariyor beni. Toplantiyi actik ve aglamaya basladi. Dedi ki Gulcin ben galiba bebegime iyi bakamiyorum. Cok uzuluyorum. Galiba bene bebegimi yeterince sevmiyorum. Konustuk konustuk. Ona dedim ki XX, bebegime iyi bakamiyor muyum diye uzulen bir anne bebegini sevmiyor olabilir mi? Sevmiyor olsan onun icin endiselenir misin hic? Cok sevdiginden ne yapsan yeterli gelmiyor. Muhtemelen cok sevdiginden o kadar zorluyorsun ki kendini yorgunsun. Yorgunluk da boyle hissettiriyor. Daha cok agladi. Cok yorgunum Gulcin dedi. 

Uzakta bir bebegi bir basina buyutmek nedir, nasil yorucudur bizim gibi gurbet kuslarindan daha iyi anlayan olabilir mi? O da Hollanda da. Ben de anladim onu. Dinledim sadece. Cunku biliyorum sadece birisi onu duysun ve gececek desin istiyor. Yarim saatlik bir konusalim demisti 1 saat konusmusuz. Kapatirken dedim ki sanma ki yeni annesin, kucuk bir bebek diye boyle hissediyorsun bak 8 yasinda oldu hala kendim yeterince optum mu diye soruyorum, yeterince sevdim mi bu ara diyorum. Annelige hosgeldin, hep bir yetersizlik hissi de bu isin olmazsa olmazi iste.

Oyle. Ama oyle de guzel bir his ki daha cok sevme istegi. ben oyle seviyorum ki bu hissi. Konudan konuya atladim ama ben aslinda sadece sunu yazacaktim... 

Denizle basbasaydik bu hafta, Ozan is seyahatindeydi. Oyle guzeldi ki basbasa gunler. Iste o yuzden bunu buraya yazayim istedim.

Deniz, seninle bazen cok kavga ediyoruz. Bildigin didisiyoruz. Ama biliyorum ki beni cok seviyorsun. Sen de bil ki ben de seni cok seviyorum annecim. Hep yeterince gosteremedigimi dusunecek kadar cok seviyorum seni.

Yillar sonra en azindan bunu oku diye yazdim bunu Deniz. Iyi ki varsin. Sen bu hayatta en sevdigim insansin. Hani he diyorum ya sana, dunya bir yana sen bir yana canim kizim. Iyi ki varsin...

Bunlar da ilginizi cekebilir

Related Posts with Thumbnails