Canim blogum ne uzun ayri dustuk bu kez. ustelik bunca garip zamanlardan gecerken keske sana daha cok yazabilseydim. Keske animilarimiza bu garip gunleri de ekleyebilseydim ama olmadi.
Ben sana yazamazken biz Turkiyeye gittik ve uzun zaman Turkiye'de kaldik. Aman yarabbim ne zordu o karari vermek. Bir tyandan gitmek istiyoruz bir yandn ya bir sey tasirsak ailemize diye korkuyoruz. Bir yandan gitmek istiyoruz bir yandan buradaki guvenli cemberimizden cikmaya cekiniyoruz. Bir yandan gitmek istiyoruz bir yandan yolda ya kaparsak diye dusunuyoruz.
Doluya koyduk almadi, bosa koyduk dolmadi derken... Ozanla oturduk ve dedik ki, asi yok, kisin bu sacma sapan hale bir de gribal enfeksiyonlar eklenecek. Biz simdi bu kadar endiseleniyorsak, kisin nasil gidecegiz? E gitmezsek en son gecen yaz gittik Turkiye'ye. 2 yil ailemizi gormeyecek miyiz? Tabi ki gormeyebilirdik de. Sonucta saglik en onemlisi. Ama o zamanin sartlarinda gidebilecegimize karar verdik. Aldik cifter cifter maskelerimizi, gozluklerimizi, yuz korumalarimizi. Yola koyulduk.
Yol bekledigimizden kolay gecti aslinda. Bunlari instagramdan beni takip edenler okudu zaten, ikinci kez anlkatmayayim. Sonra istanbulda 2 hafta olabildigince herkeslerden uzak bir duruduk. ve sonra cesmeye annemlerin yanina gectik. Oh be!
Bu yil yasadiklarimizdan sonra, annemlerin yanina gidebilmek bana cok iyi geldi. 5 hafta ailemle birlikteydik. Biz Ozanla hemen hemen her gun 1-2 saat olsun kacip deniz kenarinda kitap okuduk bir eglendik. Hatta Deniz dohduktan sonra ilk kez onu annemlere birakip. 2 gece birlikte kacti. hepsi cok iyi geldi.
Sanirim tatilin tek zor kismi Denizin degisen huylari idi. Bunu sadece tatile baglamak mumkun degil. Otursam ustune ayri bir yazi yazarim, hatta yazayim. Ama karanntina ile beraber Denizin huylarinda acikca hissedebildigimiz degisimler oldu. Baslarda her sey ahrika idi. Aylar gectikce, kendi kendine oynamak istemez oldu. Hep birimizden biri bil fiil onunla ilgilensin istemeye basladi. ne yapsak kucuk hanima yetmez oldu. Oynama seklimizi begenmez, sikilir, bagirir. Bunlar bizim cok aliskin olmadigimiz haller. Bu haller Turkiyede de zaman zaman devam edince hatta bazilari iyice artinca tatilde de olsak zorlandigimiz cok oldu. Ama o noktalarda da aile destegi paha bicilmezdi. O da cok ama cok iyi geldi.
Sonucta 6 Aeylulde evimize donerken ben keske Eylul sonuna kadar kalsaydik diyordum. Ozan evimize gidelim bir kis duzeni kuralim diyordu. deniz ben Londrayi cok ozledim diyordu :)
Dondugumuzden beri 2 aya yakin zaman gecti. 2 hafta yine evdeydik. Aslinda Turkiyeden gelenlere burada karantina yok ama biz kimseye risk olusturmak istemedik. Sonra Deniz 3 gun krese basaladi, onu sonra 4e cikardik cunku evde gercekten artik oyalanmasi cok zordu. Biz islerimize donduk. isler yogunlasti derken iste kis kapiya geldi.
Hazir miyim kisa?
Bilmiyorum.
Ben bu yil kistan biraz korkuyorum.
Ama pilatese basladim, evde kendimi oyalayacak aktiviteler yaratmaya calisiyorum, kizimla doya doya vakit gecirmeye calisiyorum derken gunler geciyor.
Bu kisin evde gececegini kabullenmeye calisiyorum. Saglikliyiz, ailelerimiz saglikli, cok sukur saglikli mutlu bir cocugumuz var. Elimdeki her seyin kiymetini bilip bu kisi da guzel anilarla kapatmaya calismak istiyorum.
#gulcineiyigelenler diye bir hashtag yaptim kendime instagramda. Dusundum de bana en iyi gelen sey yazmak iken bben bu kisi yazmadan gecirirsem buyuk aptallik etmis olurum.
Simdi bu yaziyi tamamladiktan sonra outlook'a girip haftada 2 gun yazi yazmak icin kendime hatirlatma koyacagim. ha her zaman iki olmayabilir. Olsun 1 olsun bizim olsun.
O zaman yeniden merhaba blogum.
Ben geri geldim.
Hadi bu kisi beraber anilarimiza yazalim....