28 Ağustos 2019 Çarşamba

Neden sosyal medyadan uzaklastim?

Baya bir uzaklastim sosyal medyada. Ama yeterli degil. Daha da uzaklasmam lazim. Yapabilir miyim bilmiyorum. Paylasmayi seviyorum. Baglantida kalmayi, iletisim icinde olmayi seviyorum. Ama iyi gelmiyor sanki bana sosyal medya. Ya da ben de kullanmayi beceremiyorum. 

Son zamanlarda siddetle bunu hissetmeye basladim. Kotu etkiliyor beni artik sosyal medya. Ama oradaki kusursuz hayatlar vs degil beni etkileyen. Ben gayet oyle hayatlar olmadiginin, pek cogunun yapay oldugunun farkindayim. Guzel hayati olanlardan da niye rahatsiz olayim. Herkes mutlu olsun ne guzel. Beni yoran sosyal medyadaki uzuntuler.

Kendimi surekli bir uzuntuye bakarken buluyorum. Hasta cocuklar, yoksullugun yiktigi aileler, hasta anneler, yalnzi kalmis bebekler... Cok yoruluyorum.

Bakma diyeceksiniz biliyorum. Ama yapamiyorum bakiyorum.

Sonra uzuluyorum, o uzuntuler birikiyor, ust uste ust uste biniyor. Ben daha cok uzuluyorum.

Sonra hayatima devam ediyorum. Insanim sonucta devam etmem gereken bir hayatim var. Ama bir anda birkac gun once gorup beni uzen bir fotografin devami cikiyor karsima. O fotografi unutup, hayatima devam edebildigime uzuluyorum bir de. Boyle sacma bir ruh hali sariyor beni. Yoruluyorum.

Cok yoruluyorum.

Goncalar arada dalga gecerler benim bu olana bitene hep uzulme halimle. Bak dunya savaslarini da sen cikarmadin, ustune alinma uzulme falan derler arada.   Bu benim icin yeni bir sey degil yani. Sadece su aralar bu beni cok yoruyor. O yuzden uzaklasmaya calisiyorum.

Ama basarabiliyor muyum, istedigim kadar uzak kalabiliyor muyum emin degilim. 

Iste deniyorum. 

Becerebilirsem ne ala.

Beceremezsem de yapacak bir sey yok, benim de karakterim boyle.

Ama becerebilirsem, belki duzngunce kullanabilirim sosyal medyayi ben d eyine.

Bakalim, gorecegiz iste


16 Ağustos 2019 Cuma

Bu sefer...

Bu sefer bir baska agir geldi, bu sefer bir baska uzdu bu kayip beni. Tahmin etmedigim kadar fazla...

Insan ne cok sevgiyi tasiyor kabinde farkinda olmadan. Ne cok aniyi biriktiriyor zihninde gonlunde. Sonra gunluk telaseler arasinda onlarin orada oldugunu bile unutup yasiyor. Guluyor, oynuyor, yeni maceralara atiliyor, yeni anilar birikltiriyor. Ama o eskiler aslinda hep orada. Bekliyorlar, orada oylece duruyorlar.

Sonra bir sey oluyor. Bazen birisi oluyor :( Ve o anilar hepbirden su yuzune cikiyorlar. Yasadigim bu.

Yillardir gor(e)medeigim Sukru abimin kaybinin bende yarattigi bu. Yuzlerce ani dolaniyor aklimda. Yahu ben bunlari nasil unutmuusum diyorum, yahu ben bunlari yillarca aklimin kalbimin neresinde tasimisim? Yahu ben onu nasil sevmisin. Ne kadar cok sevmisim. Ve ben onu nasil ozlemisim. Ya ben onu ne kadar cok ozlemisim. Ve nasil da bunun farkinda degilmisim....

Acip fotograflarina bakiyorum. Oyle guzel guluyor ki. Ve gulusu oyle tanidik ki. Sesi, yillardir duymadigim sesi kulagima geliyor. Gel kiz buraya deyisini duyuyorum. ya ben onun bana seslenmesini ne cok ozlemisim de farkinda degilmisim. 

Cocukken yasadiklarini insan unuturmus, ama hissettiklerini unutmazmis. Cok dogruymus bu. Oyle dogruymus ki, 

Dogdugum gunu bilen bir insan. Hayatimin ilk 12 senesinde hemen hemen her gun gordugum, her gun kucagina atildigim abim. Belki onunla yasadigimiz herseyi hatirlamiyorum. Ama beni ne cok sevdigini oyle iyi hatirliyorum ki. Mahallede baska cocuklarin yaninda beni nasil korudugunu, o kucuk halimle abim ve Sukru abinin yanimda olusunun bana verdigi guveni oyle iyi hatirliyorum ki. Onu dusununce, fotograflarina bakinca bana olan sevgisini oyle hissediyorum ki. Ve onu oyle cok sevmisim ki.

Ve onunla bu sevgiyi daha uzun sure yasayamadigimiza oyle uzuluyorum ki... Bencilce bir sey degil hissettigim. Yine biz gorusmeseydik, yine uzakta olsaydik ama o da hayatta olsaydi. 47 yas gitmek icin oyle erken ki...

Her insan yasi farkli yasiyor. Her insan, her kabinda dahi yasi farkli yasiyor. 

Ben bu sefer icim yanarak aysiyorum bu yasi. Hem de bir kor gibi icten ice yanarak. Denizin varligiyla gunu olagan yasiyorum. Guluyorum, kosuyorum, calisiyorum, kizimla oyunlar oynuyorum. Ama icimde bir sey yaniyor. Buldugum her firsatta acip ona bakiyorum. Abi seni cok seviyorum diyorum. Bu sefer boyle yalniz kalinca gozlermden yaslar akarak yasiyorum yasi. 

Izmirden donerken bir daha heralde mayista geliriz demistim. Yoruyor yolculuklar. SImdi bu kayipla neden her firsatta yola dustugumu yeniden hatirladim. Neden 2-3 gunlugune bile usenmeden yillardir yola dustugumu yeniden hatirladim. Uzakta olmak zor. Cok zor boyle zamanlarda. 3-5 gunluk tatillere sogdirirken sevdiklerimi gormeyi nasil Mayisa kadar bekleyeyim ki ben yine...

Bu sefer gidip neneme sarilacagim once. Ve icimdeki anilara bakacagim. Oralarda sessizce beni bekleyen kimler var acaba baska diye.

Bu sefer iste Gulcin boyle...

14 Ağustos 2019 Çarşamba

Bir veda...

Dun aksam sirketin bir yemegi vardi. Bizim ekipte calisan birisi var. 22 yasinda daha ve su anda 16 saatlik bir ameliyatta. Bacagina 4 operasyon yapilacak bugun. Ustelik daha once de yapilmis olan operasyonlar, hastalik geri geldigi icin tekrarlanacak. Ona bir moral olsun dedik bu zorlu ameliyat oncesi.

Dun o tum sakin kalmaya calisan halinin ardindaki telasi izledim. Surekli kendini mesgul tutmaya calismasini, her ise dahil olmaya calismasini, ben donunce diye planlara dahil olmasini... Sen donunce yapacagiz bunlari diye koydum islerini kenara, bunlar seni bekleyecek, sen atlat su ameliyati her sey burada seni bekliyor olacak....

Dun aksam yemeteyken biz abim bir haber verdi bana. Sukru abim olmus...

Annemler evlenince Izmir Balcovada bir apartman dairesine tasinmislar. Yanlarindaki apartmanin ikinci katinda da nenemler oturuyormus. Nenem, Dedem, Tulin ablam, Tulay ablam ve Sukru abim.  O zamanlar Sukru abim daha 4 yasindaymis. Bizim mahallede komsuluk cok guzelmis zaten ama annemler ve nenemler arasinda baska guzel bir bag olmus. Zaman gecmis abim dogmus. Ilk 4,5 ay uyumamis abim ama hic. Anneannem de yakin oturuyormus bize ama nenemler yan apartmandaymis. Abim daha 1 yasinda bile degilken bir eve kazasi gecirmis. Ve iste o zaman ebe olan nenem annemin en buyuk destegi olmus. Sonra ben dogmusum. Ben de nenemlerle buyumusum.

Ben 5 yasindayken biz tasindik o evden ama nenemlere daha da yakin olduk cunku hemen yan apartmana onlarin alt katina tasinmistik. Biri evde canimi mi sikti hemen neneme kosardim. Bizi beni uzdu mu hemen neneme anlatirdim. Ebeydi nenem. Boyle kilolu kapi gibi bir kadin. Kim neneme bir sey soyleyebilirdi ki. Ben onun kucagina gittim mi guvendeydim. 

Sabahlari hemen nenemlere kosar dedemi ustune atalayarak ben uyandiridim, Tulin ablamin kucagindan huc ama hic inmez, kucak kucak diye pesinde dolanirdim. Tulay ablam ile parka gider, gezmeye gittik mi illa onun yaninda otururdum. Cok guzeldi, cok havalidyi,, onun gibi olmak isterdim. SUkru abime simarir ama cok simarir, ne istersem yaptiridim. Sukru abi ama abimin favorisiydi. Aralari zaten 6 yas. Abim onun pesinden ayrilmazdi. Mahalle takiminda birlikte futbol oynar, plastik borularla tuf tuf atarlardi. Mahallede kimse ama kimse bana tuf tuf atamazdi cunku Sukru abim vardi.

Ben cok gec yurumusum. Yurudugumde 2 yasindaymisim. Ondan Deniz gec yurudugunde endislenmemistik ya, armut dibine duser demistik. Abim 9 aylik yurudugunden ben o kadar gec yurudgumde annemler rahat olamamis tabi. Doktora sormuslar, etmisler. Ama en cok nenem bir seyi yok demis. Birakin kizimi. Ve benim yurumem icin en cok ugrasan da Sukru abim olmus. Zaten 2 yasinda ilk adimlarim ona yurumek icin atmisim. Benim ilk adimlari ona dogru atacak kadar cok sevdigim cocukluk arkadasim...

Sonra biz tasindik oradan. SOnra hayat bambaska oldu. Arada gorustuk, gorusemedik derken her yil daha az gorusur olduk. Ama kopmadik. Hep telefonlastik. hep haberlestik...

Ben hayatimda en iyi ozlemek duygusunu biliyorum. Oyle cok seyi, oyle cok insani ozledim ki ben. Oyle cok seyi, oyle cok insani hep ardimda birakip yeni yerlere yurudum ki ben. O yuzden en cok ozlemle yasamayi biliyorum zaten. Ama neneme, dedeme, tulin ablama, tulay ablama ve Sukru abime duydugum ozlem hep baska oldu. Onlarin yeri hep bambaska oldu kalbimde. Hani bazi insanlardan uzak olunca icinizde yeri bos kalir, ne yapsaniz dolmaz. ONlarin yeri bende hep bos kaldi. 

Izmire her gittigimde goruselim istedim, annemler ah onlari gorsek demedigimiz bir tek zaman olmadi. Ama iste olmadi da gorusmek. yarlayamadik. Yapamadik.

Keske yapsaydik. keske yapabilseydik. Cunku simdi Sukru abim gitti. Hem de daha 47 yasindayken gitti. Ben onu daha cok gorurum ki diye dusundugum bir zamanda gitti. Benim icimde artik hic dolmayacagini bildigim bir bosluk birakarak gitti. Simdi keske desem ne fayda...

Dun aksam haber duydugumda dondum kaldim. Gozlerime yaslar hucum etti ama tuttum onlari. Cunku masada ertesi gun 16 saatlik bir amleiyata girecek 22 yasinda gencecik baska bir insan vardi. Dondum. Yavasca kalktim masadan musade isteyip. Ciktim restoranin disina ve Londranin oratsinda agladim. Durduramadan kendimi agladim. 

Sukru abimin gidisine agladim. Bir anda aklima ucusan, orada olduklarini bile unuttugum anilara agladim. Onun gulusunun sesi geldi kulagima inanir misiniz, o sese agladim Icimde olusan kocaman bosluga agladim. Ama en cok en cok onun daha 47 yasinda gidisine agladim. Cok erkendi daha. Cok gencti daha.

Gecen gun instagramda bazi insanlar ne kadar hafif, hayatta bizden hicbir beklentileri yok mutlu olmamaizdan baska. Bazen bu hayatimizdaki haficecik ama cok sevdigimiz insanlarin sesini yeterince duymuyor muyuz acaba diye yazmistim. Sesi cok cikanlarin isteklerini yapabilmek icin kosarken onlari unutuyor muyuz? 

Dun aksam onu hatirladim. Sukru abiyle facebooktan yazismalarimizi okudum. AH o hafiflik yine. Ah o uzaktan verilen kocaman sevgi. 

Cok sevdim ben seni Sukru abim cok ama. Sen benim cocuklugumun en guzel parcalarindan biriydin hep oyle olacaksin. Iyi ki seninle buyudum, iyi ki abim oldun.

Huzurla uyu. Ben seni hic ama hic unutmayacagim.
Hic...

13 Ağustos 2019 Salı

Deniz 35 aylik

Deniz 35 aylik.

Benim kizim 1 ay sonra 3 yasinda olacak. Bu sene o kadar heyecanli ki dogum gunu icin. SOranlara benim dogumgunum Eylulde diyor. Bir mor bir de pembe mum istiyormus. Partasi unicornlu bir de noktali olsunmus. Ama noktalar parlak olsunmus. Bir de cupcakeler olsunmus, onlarin ustunde de gokkusagi olsunmus. Her gun planlari degisiyor. O pasta bir gun resnli oluyor, bir gun hayvanli oluyor. Ah o kucucuk kafasinda kimbilir neler dolaniyor.

Soranlara 4 yasinda olacagim demeye basladi. O buyumeye bunca can atarken ben ona "cocuk olmak cok guzel Deniz" diyorum habire. "keske ben de senin gibi cocuk olabilseydim yeniden" diyorum. Cocuklugunu doya doya yasamasini delice istiyorum.

Deniz 35 aylik...
Bu aralar en sevdigi oyun anne, baba, anneanne, dayi, dede canavarlarindan kacmak. "Hadi kacalimm" dedi mi biliyoruz ki bizim evde bir sure kosup kovalamaca olacak. Baba canavarindan kacarken boynuma o kucucuk kollarini sarip sarilmasina bayliyorum. Ah bir de kikirdamasi. Gecenlerde bir yerde okudum, Dunyanin en rahatlatici seylerinden biri cocuklarla gulmekmis. Ah nasil dogru. Bazen yatakta yorganin altina saklaniyoruz beraber. Oradaki guluslerimizi saklamak istiyorum. O bana bakip guluslerini. saklayayim. Ileride acip acip dinleyeyim o gulusleri. Ah Deniz.

Bir de saklambac oynamayi cok seviyor. Ama oyunun kurallari degisiyor. Bazen o sayiyor, bazen ikimiz sayiyoruz, bazen kimse saymiyor. Aa bu deniz nerdeymis ya diye onu aramamiza bayiliyor. Kuzu. Bazen daha sayma biter bitmez ortaya cikiyor. Cunku en cok onu bulmamizi seviyor. Deniz sen dunyanin neresinde olursan ol ben seni hep bulayim annecim. Ve sen hep o minik kollarinla bana saril.

Bebeklerinin altini degistirmeyi hala cok seviyor. Heralde cocuklugunun su ilk 3 senesinde en uzun oynadigi oyun bu oldu kuzunun. 

Stickerlarla cok vakit geciriyor ve biraz biraz boya yapmaya basladi. Deniz hic boyalara cok duskun olmadi. Genelde bize boyatiyordu kitaplai. Ya da onune bos bir kagit koyunca sen ciz anne diyord. farkettim ki bizim gibi cizemedigi icin bunu yapiyor. Bu aralar yeni bir oyun cikardim. Deniz ne cizerse ben de oyle ciziyorum. Bulut cizelim diyor mesela. Tamam diyorum. Sen basla hadi. O bir yuvarlar ciziyorsa, ben de onunki gibi bir yuvalark ciziyorum. Bu hosuna gidiyor, anne de benim gibi ciziyor diye seviniyor. Bir seyi boyamami isterse sinirlara falan bakmadan karaliyorum. Etrafina tasiyor falan. Boyle yapmaya basaldigimdan beri o da daha cok boya yapiyor.

Deniz mukemmeliyetci olacak sanirim. Benim gibi. Annede cekilmeyesi huylardan biri daha gitmis kizima. Bana oyle benziyor ki ck iyi anliyorum onu. Ama ayni zamanda benim gibi olmasin istiyorum. Basarmanin mukemmele ulasmak oldugunu sanmasin. Ozan, Gonca ve diger arkadaslarim ya keske senin gibi olsa birak cocugu dyorlarla. Cunku onlar benim icimde yasadiklarimi bilmiyorlar. Evet insanin elini attigi isi iyi yapmaya calismasi ve onu iyi yapmasi cok guzel. Dileim Deniz bunu yapar. Ama ote yandan insanin ya iyi yapamazsam diye bazi seylere elini bile surmemesi, denemekten korkmasi, ya basaramazsam kuskusuyla bazi seylerden kendini geri tutmasi cok kotu. DIlerim deniz bunu yapmaz. Dilerim ben onun bunu yasamamsina yardim edebilirim.

Biliyorum o da kendi yolunu bulacak. Ama ben sadece kendimce ona yardim etmeye calisiyorum. Bir seyi yaparken surekli denemek onemli Deniz diyorum. Dene olmazsa hic onemli degil. Bir daha denersin annecim. Ya da istermezsen bir daha hic denemezsin. Cunku mukemmelliyetciler bilir ki, mukemmel olana kadar denemk insani cok yorar cok ama. 

Bir oyuna basladi mesela ama 2 dakika sonra birakmak istedi. Birak Deniz diyorum. Sikildin mi birak annecim. Boya ortada kalsin, yeni actigimiz kestigimiz bantlar orada kalsin. Onemli degil. Cunku inanin degil. Ben sirf bir ise basladim diye ondan nefret ede ede bitirmenin ne demek oldugunu biliyorum. O hissin yaninda bunlarin hic onemi yok.

Konu nereye geldi yahu :) Biz esas konuya donersek....

Deniz 35 aylik.
Kokos olma yolunda emin adimlarla ilerliyor :) Elbiseler giysin bayiliyor. Hele elbiselerine iltifat edilsin, ona guzelsin densin, aman ne yakismis bunlar sana densin mest oluyor. 

Saciy basiyla oyle cok derdi yok. Onun derdi elbiseler. Ha guzel tokalar takinca arada seviniyor ama elbise giydiginde sevindigi kadar degil o sevinc asla :)

Ilk ojesini gectigimiz haftasonu tam da 35 aylik oldugu gun surdu :) Aman ne sevindi. Aman ne svindi!

O gunden beri bizim evde ojeler pek kiymetli. Bu sabah krese giderken cok sevdigi limonlu elbisesini giydi. Bu sariya bana sari oje surelim guzel olur dedi :)

Deniz 35 aylik.
Uzadi. Artik pek cok 3 yasinda cocuk gibi gorunuyor. Ama hala minnos. Sanirim hep de oyle olacak. Orta boylu ince bir kadin olacak gibi duruyor :)


Elleri, ayaklari buyudu. BIraz kilo aldi. Su aralar bize daha bir buyuk gorunuyor :)


Deniz 35 aylik.
Yerse cok guzel yemek yiyor. Masallah. Ama yemek istemiyorsa ne yaparsan yap yemiyor. Bu hep boyleydi. deniz hep ne yiyecegine ve ne kadar yiyecegine kendisi karar verdi. O yuzden bizim evde yemek konusunda israr yok. Cocuk yerse yiyor iste. Benim de sonucta canim her gun ayni miktarda yemek istemiyor.

Ama bir sey var ki ne kadar verirsen ver yiyor. Dondurma! Ilk dondrmasini Mayis ayinda Sasalida yemisti. Bu yaz dondurma yemesine izin verdik. Ay ne sevindi. Cocuga dondurma de dunyasi degisiyor. Oyle istahla oyle mutlulukla yiyor ki anlatamam. Sif o mutlu olsun diyekac gece Ilicaya indik. Ineriz yeter ki sevinsin :) Ha tabi gunde 1 dondurma hakki var o ayri :)

Deniz 35 aylik.
Yuzmeyi cok sevdi. Hatta baya derin bir denize cup cup atladi. Yuzune su gelmesini, kafasinin suyun altina girmesini cok sevmiyor ama suda olmaya bayiliyor. Cesmede neredeyse her gun denize girdi. Her gun de kahkahaarla cigliklarla yuzdu :)

Bu yaz ilk kez havuza da girdi ve ona da bayildi. Hatta denizden daha cok sevdi bile diyebilirim. Bir cocuk havuzuna bir buyuk havuzuna dolasti durdu. Memonun oyuncaklariyla oynadi, kendi oyuncaklariyla oynadi. Bu sene havuzda da baya vakit gecirdi. 

Babasiyla ve dayisiyla atlamaca oynamak, merdivenlerden cikip cikip geri girmek, Denizde babasinin onu atip atip tutmasi, haydi simdi yosun olduk, simdi yengec olduk diye suda oyunlar oynamak cok sevdikleri oldu. Deniz bu yaz yuzmeye doydu :) hatta tatilin son gunlerinde ben artik yuzmicem demeye bile basladi :)

Deniz 35 aylik.
Donus yolu baya rahat gecti. sanirim ucak konusunda yasadigimiz sikintida dogru yolda ilerliyoruz. Korkusu bitti gecti diyemiyorum. Ama dogru yolda oldugumuzu goruyorum. Rahatliyor. Goruyoruz rahatliyor. Ah cok sukur rahatliyor. 

Arabada da 5-6 saatlik yolculuklari dahi cok guzel yapti. Ama su aralar arabada sikiliyorum demeye basaldi. Bence bu da o uzun yolculuklarin bir etkisi. Cocuk da hakli. Araba koltugunda onca zaman hic kolay degil sonucta.

Deniz 35 aylik.
En cok evimizi seviyor. Soyluyor da. Evde duralim diyor mesela. Evimizde oyun oynayalim diyor.

Ama bazen de sikildim hadi bir sey yapalim diyor. Zaten bu ara en cok kullandigi kelime sikildim. Bu nereden cikti anlamadik. Ama nerede olursa olsun bir sikiliyor kucuk hanim. Ona dedim ki "Deniz, biliyor musun sikilmak cocuklar icin cok guzel bir sey. Cunku oyun bulabilirsin" Biraz bu iyi geldi. Ben sikildim ama oyun buldum diye geliyor yanima. Bakalim ne kadar idare edecek boyle.

Deniz 35 aylik.
Bu arada habire zipliyor ya da tirmaniyor. Bizim kose yastigi kizimiz gitti, simdi ben suraya tirmanicam diyen bir cocuk geldi.Gecen gun baktim duvarin orada. Ne yapiyorsun annecim dedim ""duz duvara tirmanicam" dedi. Artik bu sozu duymus muydu, yoksa atalarimiz mi cocuklardan duyup soylemis bilemiyorum :)

Deniz 35 aylik.
Konusuyor. Zaten biliyorsunuz Deniz hep konusuyor. Ama cok guzel konusuyor. Bicir bicir, tane tane, uzun uzun. Cok guzel konusuyor.

Konusmalar, sohbetler, sarkilar ve danslar bu ara bizim evde hep var. Danslar yeni basladi. Hadi dans edelim diye beni kaldiriyor basliyoruz ziplamaya. Dans konusunda da boya konusunda oldugu gibi denizi takip ediyorum ben. O nasil dans ederse bizim evde danslar oyle oluyor :)

Deniz 35 aylik.
Uykuya jala zor geciyor. Istemedigi bir sey olursa aglamaya basliayabiliyor. Ona biris hayir derse hemen dudaklarini buzup kenara cekiliyor. Sinirlenirse bizi yerimizden sicratabilecek kuvvette cigliklar atabiliyor. O kadar kendi dedigi olsun istiyor ki "annecim bu beyaz" diyorum mesela "hayir hayir anne, bak bu beyaz" diyebiliyor :)

Ama ne yaparsa yapsin canim. 

Bazen beni sinirden delirtse de. Uyku saatlerinde cileden cikarsa da canim. Illa kendi istedigi olsun diye diretse de, bazen bizi yerimizden ziplatacak kadar kuvvetli bir ciglik atip noluyoruz be dememeize sebep olsa da canim. Arada sozumu dinlemese de, sabrimi zorlasa da canim. Icim hep ona yetememe hissiyle dolu olsa da, hayatimida hic olmadigi kadar kendimi sorgulamama sebep olsa da canim. Dunya bir yana Deniz bir yana. O hep ama hep benim Canim.

Buyuyor iste benim kizim 

12 Ağustos 2019 Pazartesi

Denize mektup

Deniz,

Guzel kizim. Icimin isigi, nesem, gulusum, bebegim. 

Bugun neredeyse 6 hafta sonra yeniden krese basladin. 6 haftadir neredeyse hergunu beraber gecirdik. Ayriliklarimiz 4-5 saati gecmedi, ki o ayriliklarin oldugu gunler de 4-5i gecmemistir zaten. Hep kucagimizdaydin, hep yanimizdaydin. Bazen kavga bile ettk, ama cogu zaman birbirimizi optuk, optuk optuk. Ve ben deli gibi korkarken bu krese yeniden baslama nasil olacak diye, sen neseyle gittin, gulerek gittin. Gunumu gulusunle aydinlatarak gittin. Canim kizim, bebegim, tesekkur ederim...

Deniz, sana seni ne cok sevdigimi yeterince gosteriryor muyum diye dusunuyorum bazen. Yeterince hissettirebiliyor muyum icimdeki kocaman sevgiyi. Mesela biliyor musun bugun seni ne cok ozledigimi. Habire fotograflarina baktgimi, o bicir bicir sesini neredeyse her dakika kulaklarimda duydugumu?

Deniz, bazen sana yeterince iyi bir anne olabiliyor muyum diye dusunuyorum? Yeter ne bilmiyorum ama yeter yok biliyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmak icin cabaliyorum. Ama yetiyor mu sana? Bana yetmiyor inan annecim. Ama dilerim senin icinde bir yerlere dokunuyor anneligim.

Sen bugun yeniden krese basladin ya, ben bin kez daha senin ilk krese baslamani dusundum. O gunlere dair uzuntum hic bitmeyecek mi benim Deniz? Sen de benim gibi hala uzuluyor musun diye dusumeden edemiyorum guzel kizim. Belki de sen hic uzulmedin? belki de ben hep abartiyorum o zaman yasadiklarimizi. Sana haksizlik ettik gibi geliyor. Keske o kadar kucuk krese gitmek zorunda kalmasaydin diye dusunmeden edemiyorum.

Senin dogdugun ilk sene Deniz, oyle guzel bir his vardi ki icimde. Pismanliklarim yoktu. Elimden gelenin en iyisini yapiyorum, tamam yeter diyen bir ses vardi icimde. Diyordu ki mutlu, guluyor, saglikli  bundan otesi yok. O ses hala var ama eskisi kadar duymaiyorum onu Deniz. Kaygilarim, keskelerim bazen o sesi o kadar cok bastiriyor ki ben onu duyamaz oluyorum. Halbuki gercekten elimden geleni yaptim ben Deniz ve yapiyorum. Sagliklisin, mutlusun bunu goruyorum. Inan onceligim hep sensin. Dunyada senden daha onemli hicbir sey, hicbir is, hicbir mevki, hicbir basari yok benim icin. Isimde, gucumde, eglencemde, tatilimde hep seni dusunuyorum bir seyi planlarken. Ve yanlis anlama bunu bir gorev gibi, sorumluluk gibi, bir yapilmasi gereken sey gibi dusunup yapmiyorum annem. Oyle hiseetigim icin oncelik hep senin. Icim hep seninle dolu oldugu icin pncelik hep senin. Ama daha fazlasini yapabilirdim belki deniz.

Daha az gun calismaliydim belki, belki sen once evde bakilmaliydin, ben bu gecisleri planlayamamis hissediyorum kenimi annem. Ben bu gecislere seni ve kendimi yeterince hazirlayamamis hissediyorum kendimi. Butun huzursuzlugum, butun uzuntum, butun kaygim bundan belki de. Sana yeterince zaman veriyor muyum bir seye hazirlanman icin, yoksa bir suyun icine atiyor myuz seni? debelenip yolunu kendin mi buluyorsun, yoksa bizim hep yaninda oldugumuzu, sana destek oldugumuzu hissediyor musun? Bilmiyorum annecim ama inan he bunlari dusunuyorum.

O ilk yil Deniz, geriye dnsem Deniz yeniden dogsa benim yaptigimdan farkli yapmayi isteyecegim hicbir sey yok diye dusunuyordum. Cunku elimden gelenin en iyisini yaptim diyordum. Ve bu harika bir histi annecim. Ama sonrasi icin bunu hissedemiyorum iste. Simdi o zamana geri donebilsem sanirim en az 2 yasina kadar evde bakilmani isterdim. Ben ve baban da evden calisirken yaninda olabilirdik boylece. Sonra krese 3-4 gunle basla isterdim. Geri kalan gunlerde bizimle ol yine. Yapabilirdik bunu belki Deniz. Daha iyi planlayabilseydik, daha tecrubeli olsaydik yapabilirdik bunu. Ama yapamadik iste. Affet bizi annecim.

Dilerim sen o gunleri hic kotu hatirlama. Dilerim sen hayatin boyunca benim gibi keskelerle yasama. Dilerim sen hep mutlu ol Deniz.

Senin annen boyle iste. Kendini sorgulamayi hic birakamaz. Hele konu sen olunca. Ama sunu bil sadece, ben neyin dogru oldugunu dusunduyesem onu yaptim Denizim. Umarim dogru yaptim. Yapmadiysam da ozur dilerim annecim.

Dogru oldugundan emin oldugum tek sey var, seni cok seviyorum Deniz. Seni dunyalar kadar cok seviyorum.

Benim guzel bebegim...


Bunlar da ilginizi cekebilir

Related Posts with Thumbnails