26 Nisan 2019 Cuma

Deniz bezi birakiyor

14 Nisan Pazar sabahi kalktik. Gayet siradan bir sekilde baslayan gunumuz, Denizin "Ben artik don giyecegim" demesiyle degisti. Insan yataktan ben don giyeyim artik diye kalkar mi yahu? Ruyasinda neler gordu, vahiy mi geldi, ne oldu bilmiyorum. Ama Deniz ne istedigini biliyordu. Don giyecekti. Nokta.

Ben bu tuvelet isini hep yazin hallederiz diye dusundugumden hic haziliklik degildim duruma. Dolayisiyla evde don falan da yoktu. Ta 12-18 aylik elbiselerinden kalma donlar vardi sadece. hani o elbise altina giydirilenlerden. Cikardim onlardan giydirdim. Cunku Deniz gayet kararli. 

Evde ikeadan aldigimiz bir lazimlik ve tuvalet aparati vardi. Lazimlik uzun zamandir ortalardaydi Deniz istegince oturuyordu falan. Ama uzun zaman dedigim belki 8-9 ay o kadar uzun yani. Sanki evimizin bir parcasi. Aslinda Deniz daha o lazimligi aldigimiz ilk zamanlarda lazimliga baya lgi gostermisti. Ben tuvalete gidersem o da illa lazimligina oturuyordu falan. Ama ne yalan soyleyeyim ben bunlari hic ciddiye almadim. Cunku unlu bir anne blogger olan Blogcu Annenin dedigi gibi bu tuvalet isinde bebenin gecise hazir olmasi kadar, annein gecise hazir olmasi da onemli. Ve ben, Gulcin, bu gecise 8-9 ay once hic hazir degildim. O yuzden iste deniz fikire alisti, lazimlik evde bizimle yasamaya, oyle gittik. 

Ayni ben Gulcin aslinda simdi de bu gecise hazir degildim aslinda. O yuzden o pazar gununu Deniz alti acik olarak gecirdi. Ama o gun evin disina cikarken ve ema ertesi gun krese giderken bagliyoruz annecim dedim. Biraz itiraz etti, etmedi degil ama tamam dedi. Yani Denizi duydum ve dedigini anladim ama biraz duymazliktan geldim diyelim. Aslinda bu benim pek yapmadigim bir sey biliyorsunuz ama yaptim. Aklimdakiler sunlardi:

- Pazar gunu tamam bezsizdi ama 3-4 kaza oldu. Tuvalete de gitmek istemdei. Istedigi don giymekti temelde. Yani tuvalet olayini kavradigindan emin degildim.
- Bu ise giriseceksek en az 2-3 gun benim yanimda olmasini itedim. O hafta krese gidecekti bu gecis sureini bensiz gecirsin istemedim.
- 10 gun sonra 2 haftalik bri Turkiye seyahatine cikacaktik. Syahat oncesi olsun istemedim.

Benim aklimdakiler bunlardi ama Denizin aklinda da bezi birakmak vardi. Bunda kresin etkisi buyuk. En yakin arkadaslari birer birer bezi birakiyor. O da onlarin yaptiklarini yapmak istiyor. Ama ote yandan biz de bu asamaya yaklastigimizi hissediyorduk aslinda.

- Deniz icin bir suredir iki bez degistirme arasindaki sure uzamisti. Kresten de ogretmeni bazen bezini kuru degistiriyorum artik diyordu. (kreste ne olursa olsun en gec 3 saatte bir bezlerini degistiriyorlar. gerekirse daha sik)
- Deniz artik merdivenleri minimum destekle yalniz basina cikip inebiliyordu. Ben bunu bir yerde okumustum merdiven cikma da popo kasi oldugundan bire bir iliskisi varmis :)
- E biliyorsunuz iki ayagini yerden kesecek sekilde ziplamayi da basarmisti. Yine bazi kaynaklar ziplamanin popo kaslariyla iliskisi oldugundan tuvalet konusunda bir isaret sayilabilecegini soyluyor. 
- ve en onemlisi Deniz zaten bir suredir, buyuyen bebekler bez takmaz, ben buyuyorum diye solanmaya baslamisti.

Dedigim gibi ben tabi ki bunlari goruyordum ama ustune dusmuyordum. Cunku Deniz hazirdi ama ben degildim :) Hatta instagramda ne yapayim ben seyahate de cikacagiz diye sordum. Cok guzel tavsiyeler geldi. Hepsini aklima yazdim ve Denizi izlemeye devam ettim.

O pazartesi Deniz bezini bagladi krese gitti. Ben de ise gittim. Tuvalet sayfasi burada kapanmis olabilirdi. Ama olmayabilirdi de. Ben Denize israr etmeyecektim bezi biraksin diye ama hazirliklarim da tam olsun dedim. 

- Denize tuvaletle ilgili bir kitap aldim
- Bir suru kulot aldim
- Sevdigi cikarymalardan aldim
- Burada pull up diyorlar. Kulot bez de degilde ara dere bir sey. Huggiesin var. bez gibi emici degil. |Cocuk islakligi hissediyor. Onlardan aldim.
- Kendimi hazirlamaya calistim. Okudum. Cogu yerde seyahat oncesi girismeyin bu ise diyordu. Bana kalsa girismeyecegim de diye soylendim. 
- Ve yaklasmakta olan Easter tatilini beklemeye basladim.

19 Nisan Cuma ve 22 Nisan Pazartesi tatildi burada. Hava da gzuel olacakti. Niyetimiz gezmekti ama erteledik. 

Cuma sabahi kalktik. Ve Deniz yine ben bez istemiyorum dedi. Aldim karsima konustum. Konusmanin detaylarina girmeyeyim. Sonucta Deniz benim gozlerimin icine bakti -Ayni arada benim ona yaptigim gibi- ve "Annesi ben bez giymicem, don giycem tamam mi?" dedi. 

Her zamanki gibi, hayatindaki degisikligin zamanina o karar vermisti ve belli ki kararini vermisti. 

Ben de aklimdaki her seyi bir yana atip kizima bir sans vermeye ve denemeye karar verdim.

"Tamam annecim al bak sana dondurmali don aldim ben" dedim. Cocuk daha dondurma yemedi ama pek kiymetli dondurma endisi icin. O yuzden havalara uctu. Ve boylece macera basladi.

1. Gun
Deniz aklinda olaya hazirdi ama tuvalete gitmeyi bilmiyordu. Ilk gun bol kazalarla ve tuvalette gecirilen dakikalarla devm etti.

Deniz tuvalete oturdu, biz yanina. Kitap okuduk, sarki soyledik, cisin ne oldugunu anlattik, herkesin cis yaptigini anlattik, cis yapmanin cok guzel oldugunu anlattik. Ama o gun Deniz ne tuvalete ne lazimliga hic cis yapmadi.

Tum gun cisim var dedi lazimliga oturdu, yaptim dedi kalkti, sifonu cekti, elerini yikadi. Yani teoride superdi. Ama pratikte bir cis yapilmadi.

Yaptigi anlarda kosarak tuvalete yetistirdik, bak yaptin aferin dedik. Sevindi. Ama yine de ilk gun tuvalete bir damla dahi cis gitmedi.

2. Gun    
Sunu soyleyeyim ben denizin uykuda oglen ve aksam hala altini bagliyorum. Sabah kalktik bezini cikardi ve don istiyorum dedi. Macera devam ediyordu :)

O sabah lazimliga oturmak istedi. Lazimlikta otururken ben ona kitap okuyordum. Belki yarim saatten fazladir oradaydik ve Deniz ilk cisini o anda yapti. Aman bizde bir sevinc, kutlamalar sormayin gitsin.

Ama sonrasinda oglene kadar yine cis yapmadi. Oturdu, kalkti, kazalar yasadi ama tuvalete cisini yapmadi. 

O gun bizim evde cok misafir vardi. Belki de bu bir hataydi bilmiyorum. Amamisafirlere daldi, dans etti, oynadi, kostu, sakalasti derken o gunu de kazalarla ama tuvalete yapilmamis cislerle kapattik.

Bu arada her kazada, "Olabilir boyle seyler, alisacaksin dedik." Deniz bu durumlarda uzulmeye baslamisti goruyordum. O yuzden olayi buyutmemeden kazalar olabilir seklinde devam ettik.

3. Gun
Gunlerden Pazardi. Biz yine evdeydik. Deniz o sabah "Ben donuma cis yapmak istemiyorum" diye uyandi. Bunu bekliyordum. Cunku uzulmeye baslamisti goruyordum. "Annecim kazalar olabilir. Ama haber verirsen donuna gelmez cisler o da olur" dedim. 

Kizimi taniyorum. Uzuldugunu de goruyordum. O yuzden o gun aklimdan deger mi ya bu cocugun hirplanamasina. Baglayalim bezi diye gecti. Ama goruyordum, deniyordu. Simdi hal oyleyken zorla bez baglamak da asla istemiyordum. 

Kendimi ev islerine verdim. Kafam dagilsin diye deniz uyrken bahcenin citlerini boyadim. 

Bizim evde 3. gun de lazimliga son anda yetistirilen cisler ve konusmalarla gecti. Evet artik 3. gundu bazi seylerin ogrenilmis olmasi lazimdi ama bizde biraz yavas ilerliyordu surec. Sevdigim arkadaslarimla da konustuk. O gun de oyle gecti.

Ama aksam, deniz banyo oncesinde tuvalete kakasini yapti. ve evde yeni bir sevinc yasandi. 

O Aksam Denize insanlarin her seyi ogrenebilecegini anlattim. Bir dergi bakiyorduk beraber. Bak Deniz bu amca kayak yapiyor, ama aslinda kayak yapmayi bilmiyordu, dusuyordu, ogrendi. Bu abla paten kayiyor, biliyor musun o da paten kaymayi bilmiyordu, hep dusuyordu ama ogrendi diye anlattim. Sen de simdi tuvalete gitmeyi ogreniyorsun. Insanlar her seyi ogrenebilir Deniz biliyor musun dedim. Sen de ogreneceksin. Eskiden senin kadarken ben de tuvalete gitmeyi bilmiyordum ogrendim. Insanlar her seyi ogrenir Deniz dedim.

Deniz uyudu.

4. gun
Tatilin son gunuydu. Ertesi gun ben ise Deniz krese donecekti. Daha onemlisi o pazar yani 5 gun sonra biz 2 haftaligina Turkiyeye gidecektik. Acikcasi aklimda su vardi. Bugun de hicbir ilerleme olmazsa, Sali krese giderken denize disari cikarken bez takalim diyecektim. Biliyordum hata olabilirdi, bu dusuncemden emin degildim ama onumuzdeki seyahat benim kafami kurcaliyordu.

O sabah Deniz uzun sohbetler, kitap okumalar, sarki soylemeler sonunda cisini lazimliga yapti. Oley!

Yalniz sonrasinda 4-5 saat, defalarca tuvaletim var diyerek tuvalete oturmus olsa da cisini yapmadi. Bir de kaka kazasi yasandi. ben kazadan cok Denizin cisini tutmaya baslamasindan korkuyordum bu surece baslarken. Tutmaya baslayinca biraz dusuncelere kapildim.

O gun evde cok az kaza yasandi. Sunu farketmistik habire tuvalete oturtunca sinirleniyordu. E hakli habire oyunu bolunuyor. Ama kendisi de cisim geldi demiyordu. O yuzden bizim Denizi takip etmemiz gerekiyordu. Ettik. elyle cisini yapar gibi yapiyordu kazalardan once, onceki gunlerde bunu anlamistik. 4. gun bu isaret gelse de gerisi gelmedi. Tuvalete oturtsak da yapmadi. Ama kaza da olmadi. 

Denizi biliyorum, altima yapmayacagim diye kendini tutuyor olabilirdi. Annem ve Ozan alisverise gitmislerdi. Oyun oynarken yine Denizle konustum. "Deniz biliyor musun, cisler icimizde bir torba var onu dolduruyor. Ama o torbayi boslatmamiz lazim cis yapip. Cunku su icince, sut icince, smoothie icince cisler o torbaya gidiyor. Bosaltmazsak yer kalmaz. SOnra smoothie icemeyiz." dedim "Ben smoothie icmek istedigim icin bosaltiyorum cis yapip torbayi. yeni smoothielere yer aciyorum hep" dedim.

DInledi. Bir sey demedi. Ama oyle yapar zaten. Kendisi tartar sonra kafasinda biliyorum.

O gun aksam tuvalete cisini yapti yine uzun konusmalar, kitap okumalar esliginde. Ama bu da bir adimdi. ben de yolumuza devam etmeye karar verdim ve oturdum krese uzun bir mail yazdim. 

Sureci, gordugumuz isaretleri, neler yaptigimizi anlattim. 

5. gun
Iste kres gunu gelmisti. Denizin cantasina bir suru don ve kiyafet koydum. O sabah ise gec gidecegimi soyledim ve onunla krese gittim. Maili okuduklaindan Denizi bekliyorlardi. Ogretmenlei "Deniz tebrik ederiz" diye karsiladilar onu. Aman bizimkinde bir sevinc.

Sonra bana tuvaletleri gostermesini istedik. Beraber gittik. Yine oturdu ama yapmadi. Ben biraz kreste kaldim o sabah. Berbaer tuvaletleri gezdik, ogretmeniyle konustuk.

O gun kreste hic tuvalete ya da lazimliga yapmamis cisini. Kazalar da olmus. Almaya gittigimde de tam bir kazani ustune denk geldim hatta. olsun annecim dedim. Bana ogreniyorum ben dedi. abi de kayak yapmayi bilmiyormus. 
O zaman anlattigimiz ya da yaptigimiz hicbir seyin bosa olmadigina bir kez daha inandim. 

6. ve 7. gunler
Deniz carsamba ve dun de yine kresteydi. Carsamba gunu 2 kaza olmus. Dun hic kaza olmamis ve arik cisini gidip yapmaya balamis. Ha bu arada kaka konusunda hala cok ilerleme yok.

Evde artik kendisi gidip tuvalet aparatini - su merdivenle cikilan- koyuyor ve cisini yapiyor. Oturmasi ve cisini yapmasi arasindaki sure baya azaldi. 

Bu is bitti demiyorum. Cunku seyahatten korkuyorum yalan degil!
Ama sanirim onemli bir ilerleme oldu.
Umarim devami da boyle gelir ve umarim seyahat sureci olumsuz etkilemez. 
Yasayip gorecegiz.

Sonraki sureci de yasadikca yazarim.

Bu arada ozetle isimize yarayanlar

- Denizi dinlemek ve bezi birakmak istediginde ona sans vermek. Yoksa bize kalsa hala bezliydi vallahi :)
- Gece bezini baglamaya devam etmek. Bu konuda cok farkli gorusler var ama ben deniz ozelinde gece kaslarina hakim olamayacagi icin uzulecegini dusunup buna karar verdim. Gunduz bile kacirinca uzulen bir cocuk. Strese girmesini geceleri istemedim.
- Stickerlar. Ufacik stickerlar aldim cis yapinca yapistirdi cok hosuna gitti.
- Cis dansi! Cisini yapinca beraber dans ettik :)
- Sifona basma, el yikama rutini. Bunlari da kendisi ypinca cok sevindi.

Umarim Denizde bir hasar kalmadan atlatiyoruzdur bu esigi de. Kendisi ben cok buyuk oldum artik, buyudum diye dolaniyor ortalikta simdilik memnun gibi ama bakalim. 
Su seyahat baska evler sehirler etkilenemsin cocugu baska dilegim yok iste :)


15 Nisan 2019 Pazartesi

Bebekten sonra calismak

Bugun sirketten bir arkadasimla konusuyorduk. Hamile :) 5 aylik. Zaten o yuzden benimle konusmak istemis.

Gulcin dedi, sana sadece sunu soracagim, hala nasil bu kadar cok calisabiliyorsun. Deniz varken nasil bu kadar ise de konsantre olabiliyorsun?

Dusundum.

Deniz oldugu icin dedim. Zaten Deniz oldgu icin ise bu kadar konsantre olabiliyorum.

Ise dondugum ilk zamanlardi. Yogundum. Calisan annelige alismak, ah onu yasayan bilir. Biliyorsunuz zaten ben ise adapte olmak konusunda hic zorlanmadim. Geldim ve calismaya basladim. Ama calisan annelige adapte olmak cok zordu. Allahim denizi oyle cok ozluyordum ki anlatamam. Bazen mesela iki tplanti arasi, iki mail arasi bir an oluyordu. Bir an. Sanki kalbim yaniyordu. Emziren anneler o gogusteki siziyi bilir. Boyle bazen gogsunuzde sut sizisi olur. Iste gunun cogunda gogsumde o sizi oluyordu. Bana calismaya dondugunde en zor neydi derseniz o sizi derim...

Iste o gunlerde ben yine calismaya dalmisken kendi kendime sunu dusunmustum. Ben Denizi ardimda birakip bu ofise geliyorsam bu sadece para icin olamaz. Ben bizim icn iyi bir sey yapmayacaksam, bu siziyi yasayamam. Buraya gelmem, burada gecirdigim vakit anlamli olmali. Iyi olmali burada gecen vakit. O yuzden elimden gelenin en iyisini yapmaliyim. Cok calismam gerekiyorsa, cok calismaliyim ama Denizden ayri kaliyorsam hakkini vermeliyim.

Bunu herkesin anlamasini beklemiyorum. Bazi insanlara bu cok sacma gelebilir. Oyle de olabilir. Ama ben calismayi seven bir insanim. Gulcini Gulcin yapan ozelliklerinden biri bu inanin. Caliskan olmak. Cocuklugumdan beri boyle bu. Biri bana bunu dayattigi icin degil. Seviyorum iste. Uretim hatasi belki de :)

Dolayisiyla bu benim icin onemliydi. Kizim olduktan sonra ise konsantrasynum azalmayip blakis arttiysa iste bu yuzden oldu. Cunku icimde bir yer bana hep sunu soyledi, Denizden ayriysan buna degsin. Hakkini ver Gulcin!

Arkadasima da onu soyledim. Bu her calisan anne icin boyle olmak zorunda degil dedim. Ama benim icin boyle. Ben hakkini vererek calismak istiyorum. Zaman doldurmak degil, o zamandan bir sey kazanmak istiyorum. Iste o yuzden bilakis ben Denizden sonra cok daha iyi calisiyorum.

Buraya da yazayim dedim. Inanin deli degilim. Calisma manyagi da degilim. Calismayi seviyorum ama hayatimin en buyuk vazgecilmezi degil. Tabi ki Deniz calismaktan da isten de cok cok daha onemli. Ondan daha onemli olmasi mumkun degil kariyerimin. Ama ise geliyorsam ve Denizden ayri kaliyorsam bir anlami olmali diye calisiyorum. Butun derdim, motivasyonum bu iste benim...

Deniz, bir gun burayi okursan bu kisim sana. Sen beni isimde daha iyi yaptin annecim. Sen benim kariyerime asla engel olmadin. Bilakis sen beni kaiyerimi de daha guzel yaptin. Cunku seninle onceliklerim sekillendi Denizim. Bir gun biri sana, anneler kendini feda eder, kariyerini feda eder, hayatlarini feda eder evlatlari icin falan derse, ki genelde bunu erkekler der. Bir sekilde kulagina boyle laflar gelir de icine bir acaba annem de benden sonra kotu etkilendi mi diye bir suphe duserse, bil ki asla asla asla oyle bir sey olmadi Deniz. O anneleri zorlayan cocuklari degil, acimasiz calisma sartlari olur ki o da sizin probleminiz degil. Ama senin ve benim icin Deniz inan bana sen bana cok iyi geldin bebegim. Icinde en ufak bir suphe olmasin. Ben seninle kendimi cok daha iyi hissettim bebegim. Tesekkur ederim.


11 Nisan 2019 Perşembe

Deniz 31 aylik oldu

Deniz bugun 31 aylik oldu. Yani resmen 2,5 yasini dahi gecis bir kizim var. Bu buyume isinin hizina benim gercekten aklim ermiyor. Yahu dun eliyle burnunu bulamayan, elini kesfedip gun boyu aa benim elim varmis diye bakan bebek, ansil 2,5 yasinda oldu. Sanki gozumu kapadim actim zaman akti gecti...

BFarkettik ki Denizin su aralar en sevdigi sey evde olmak. Oyuncaklariyla oynasin, bizimle sohbet etsin, kitap okutsun. Mumkunse oyle kendi ortaminda takilsin. Bizim kadar gezmeye duskun iki insanin bu kadar evde oturmayi seven bir cocugunun olmasina sasiriyorum. Ama bir yandan bu yas boyleymis diyorlar. Buyudukce gececegini umuyorum :)

Legolardan kocaman kuleler yapmayi cok seviyor bu ara. Oturup dakikalarca lego duplo ya da mega bloklara kuleler yapiyor. Ama dumduz kuleler. Oyle varyasyon yok. Ev yapayim, bina yapaym, ucak yapayim yok. Bile isteye upuzun kuleler yapiyor sadece. Bir de parcalari renklerine gore ayirarak diziyor genelde. Ben kucukken elma yerken bile sirayla duzgun bir cizgi olusturacak sekilde isisrimisim. Sanirim bu tarafi bana cekmis. Biraz takintili gibi laf aramizda.

Kendisi dakikalarca bu oyunla ugrassa da, kendi kendine oynuyor diyemeyecegim. Cunku genelde, her zaman olmasa da genelde, bizi oynarken illa yaninda istiyor. Annesi sen de bana katili misin? Annesi hadi gel bakalim beraber oynayalim. Aa bak ne guzel kuleler var gibi cumlelerle beni illa oyuna dahil etmeye calisiyor. Laf aramizda kendi kendisine oynayacagi vebnim de bir kosede cayimi kahvemi icecegim gunleri iple cekiyorum!

Bana cok duskun. Cok ama. Ortamda ben varsam baska kimsenin yanimiza yanasmasini bile istemiyor. Onunla ilgili her seyi benim yapmami istiyor. Anne yapsin. Ben annemi istiyorum. Annem yapacak. gibi cumleler ben etraftaysam cok duyuluyor. Ote yandan ben yoksam babasiyla da anneannesiyle de cok iyi vakit geciriyor. Aslinda onu da anliyorum cocuk sonucta beni ozluyor ve ben oratmdaysam ilgiim sadece onun olsun istiyor. Ama tahmin edersiniz ki bu bazen yorucu oluyor. O zamanlarda kendimi her gunun bir daha yasanmamak uzere elimizden kayip gittigini hatirlatiyorum. Kendime geliyorum. Ama evet, bazen cok yoruluyorum.

Gecenlerde hava guzel olunca, ki simdi yine berbat!, krese Denizi almaya giderken scooterini aldim. Kresten cikip da scooterini gorunce nasil sevindigini gormenizi isterdim. Uctu! Hemen kaskini takti eve kadar mutlulukla geldi. Hatta tam eve girecekken, annesi dolasalim mi dedi. Etrafta dolastik. Ayni Denizin kucuklugunde yaptigimiz gibi. O konustu ben dinledim. Ben sordum o cevapladi. Eskiden Deniz kucukken ne cok yururdum onunla. Aklima o gunler geldi. Sonra Denize baktim. Ah bebegim yeterince yaninda olabiliyor muyum diye dusundum. Yeteri yok ki. Onuna gecen zaman nasill yeter ki... Iste bir yandan huc bensiz bir sey yapmiyor derken bir yandan onunla gecen zaman yetmiyor demek de annelik deliligi baska bir sey degil :)

Bir de evdeki bizikleti pek kiymetli bu aralar. Scooter evin disinda, bisiklet evin icinde elinden dusmez oldu :)

Denize bir makas aldim. Dunyasi degisti. Dun aksam yatirmak icin kucagima aldiginda bile makasla renkli kagit kesmek cok zevkli dedi. Bir zamandir makaslara cok ilgi gosteriyor. Kirlenir, bozulur dye eline vermedigimiz bir sey yok. Ama makas da veremiyorum eline. Yaninda olsam bile cekiniyorum. Cocuklar icin olan makaslardan aldim. 3 yas ustu diyor ama artik 3-5 ayin hesabi olmaz. Kullanirken de yaninda duruyorum zaten. Habire kagit kesiyor sipa :)

Yine cok cok cok severek oynadigi bir sey, hamurdan tirnaklara oje surmak oldu. Ojeler bu kadar korkunc kokmasa o oyunla baya oyalanacak ama yok feci kokuyor ojeler o yuzden o oyunu unutturmaya calisiyorum ona :)

BU aralar banyo yapmayi da cok seviyor. Deniz banyo yapmayi pek sevmezdi. Hic oyle cok sevmedi yani. Ama ben Denize baska turlu bir banyo kopugu aldim. Daha cok baloncuk oluyor. Iste o kopuk bizim eve geldiginden beri Deniz banyoya girmek icin firsat kolluyor. Kopuk kopuk yapiyoruz banyoyu, bir ordegi bir pengueni yikiyor. O banyodaki konusmalari oyle tatli ki! Ben simdi seni yikicam ordek. Kopuk kopuk yikicam. Tamam mi ordek? Ben seni simdi fosur fosur yikicam. Tamam mi ordek? Ordekten cevap alamadik hic daha ama Deniz sormaktan vazgecmiyor :)

KOnusmasi gun be gun daha tatli oluyor. Turkcesi artik iyice ilerledi. Gecen gun lokomotif falan diyordu. Bak annesi bu tren. Bu en ondeki motorlu lokomotif. Bu arkadakiler vagon. Sanirim daha ogretecegim bir sey kalmadi :) Saka tabi :)

En cok kitaplardan ogreniyor. O kadar cok kitap okutuyor ki. Bazen kacasim geliyor yalan degil! Yahu bir insan kac kitabi arka arkaya dinleyebilir? Dinliyor 10 tane oku 10 tane dinliyor! Gecen gunlerde Kumkurduna takildi. Habire onu okuyalim istiyordu. Okuyoruz tamam ama tabi bir sure sonra dikkati dagiliyor. Birakiyoruz. Yeniden elimize alinca tekrar en bastan baslamak istiyor. Annecim bak uzun kitaplarda kaldigin yerden baslarsin diye anlattim ama yok o konsepti kabullenemedi Deniz. Biz hep en bastan okuyoruz. E tabi her seferinde anca 1-2 sayfa fazladan ilerleyebiliyoruz. Bu gidisle Deniz liseye baslarken bitirriz :)

Mutfakta Deniz hep yardim eder bize. Bulasik makinasini yerelestirir falan. Ama gecen hafta kendine yeni bir alan acti. Sofra hazirlamaya basladi. Kreste yapiyorlarmis da. Bir de guzel hazirliyor ki. Kasiklar sagda, catallar solda, herkeisn bardagi sagda :) Bir sorun var yalniz israrla renkli tabaklari kullanmak istiyor. Gunlerdir yamagimizi renkli tabaklarda yiyoruz :) Napalim cocugum hazirlamis kullanmayalim mi :)

Bir de cok guzel kurabiye, pogaca yapmaya yardim etmeye basladi. Onceden sadece izliyordu. Yaga falan cok dokunmak istemiyordu. Catalla karistirma falan yapiyordu. SImdi bildiginiz daliyor hamura. O minnacik ellerini yumruk yaparak yuguruyor hamurlari. Onunla yapinca kurabiyeler falan daha lezzetli oluyor tabi. 

Uykuya gecisi geciktirmak icin elinden geleni yapiyor. Ona bebeklerin uykuda buyudugunu anlattim. Biraz ise yaradi. Simdi benim buyume hormonalarim calisacak uyucam diyor. Ama o uyucam ile gercek uyuma arasindaki sure bir turlu kisalamiyor. Ben simdi 2 dakika kosayim uyucam tamam mi? diye bir de bizimle pazarlik yapiyor :)
O iki dakika tahmin edebileceginiz gibi 20 dakikayi buluyor. Ah Deniz ah :)

Kitaplar, oyuncaklar, gezmeler, tozmalar, alisverisler, yemeklerden sonra icilen smoothiler, boynumza her firsatta sarilan kollar, yuzumu oksayan minicik eller, bir anda uzayan boyu, yemek yiyince sisen gobegi, agzini saplatmasi, bagira bagira buyuk bir ciddiyetle sarki soylemesi, arada sinirlenip durduk yere bagirmaya baslamasi, uyumicam diye tutturmasi, elini gogsume sokup uyumasi, saclarini yuzunden cekisi, babasiyla simarik gulmeleri, ben onu gidiklayinca kafasini arkaya aip gulusu... Hepsini aklimin en derinlerine yazmaya calisiyorum. Bu canim cocukluguna dair hicbir seyi unutmamak istiyorum. Hep hatirlayayim istiyorum. Bu bebeklikten cocukluga gecisini, bu bicir bicir konusmasini, bu sevgi dolulugunu. Hep hatirlayayim. Deniz seni cok ama cok ama cok seviyorum.....

Bunlar da ilginizi cekebilir

Related Posts with Thumbnails