Ne diyorlardi... Cocugun ilk 3 senesi gecelerin uzun yillarin kisa oldugu zamanlardir. Ne dogru. Iste 2 sene goz acip kapayincaya kadar gecti bitti. Bir yandan uykusuz her gecenin izi yuzumde, goz altlarimda, beyazlayan saclarimda. Diger yandan daha dun minnacik kucagimda olan kizim simdi kosuyor, oynuyor, bicir bicir konusuyor. Zaman yavasla!

Hani isyerinde falan biriyle tanistiginizda, konu doner dolasir cocuk kismina gelir ya. "Cocugumuz yok ama cocuklari cok severim" dedigim gunler dun gibi aklimdayken simdi "iki yasinda bir kizim var" diyorum soranlara. Iki yasinda... Buyumus diyorlar. Kafami sallliyorum. Icimden hayir buyumedi, ufacik daha, bebek o tamam mi bebek diye saymaya basliyorum. Deniz buyuyor, cok sukur cok guzel buyuyor ama ben hala bazen ona baktigimda 2-3 aylik hallerini oruyorum. Dissiz agzini yaya yaya gulusu, ipek saclari, hic durmadan bisiklet ceviren bacaklari, boncuk gozleri. Hayattaki en buyuk mutluluklarimdan biri o gunleri doya doya yasamis olmak. Hic bir seye bakmadan sadace kizima bakip, sikayet etmeden gunu kabullenerek o gunleri gecirmis olmak. gercekten en buyuk sevinclerimden biri bu iste.
Deniz artik 2 yasinda.
Konusuyor, cok konusuyor. Bildiginiz sizin benim gibi konusuyor. Yanlis soyledigi ya da soyleyemedigi cok az kelime var. Onlari da gun be gun duzeltiyor zaten. Duzeltmesin diye ne ugrasiyorum bir gorseniz. BEYZA diyor beyaza. Sirf beyaz demesin diye ben de beyza diyorum ama yok, duzeltiyor iste. DOTAMES, domates. TORNAVIVILIDA, tornavida. Zaten bu kadar. gerisini gayet rahat soyluyor. Arada yanlis soylerse ucuyorum sevincten, cocuk kesin beni deli saniyor :)
Sabah gozunu acar acmaz konusmaya basliyor ve gun boyu konusuyor. kendi kendine knusuyor. bebegiyle konusuyor. Anneannesine bir seyler anlatiyor. Bana, babasina anlatiyor. Anlatiyor da anlatiyor.
Annesi bakar misin?
Annesi gelir misin?
Annesi, annesi, annesi...
Beni bir dakika yerimde oturtmuyor.
Deniz oyle kendine kendine uzun sureler oynayan bir cocuk degil. Benimle, babasiyla ama illa benimle oynamak istiyor. Anliyorum onu da. zaten krest butun gun. ozluyor bizi. bir de aksam kendi kendine oynamak istemmesinden dogal ne var aslinda. Biz de oynuyoruz. evde oldugumuz zamanin cogunda biz denizle oynuyoruz.
Deniz artik 2 yasinda...
Su aralar en sevdigi oyun, bebeklerinin altni degistirmek. Annesi bu kaka yapmis dedi mi, bazen kacacak yer ariyoru. Cunku bu o bebegin altini 1608976 kez degistirecegimizi gosteren baslangic dudugu! SOnra basliyoruz, sil, yika, kurula, krem sur, kapat. Ben daha kapatma islemine baslayamadan deniz "Yine kaka yapti" diyor. haydi bastan. "Yine kaka yapti" hop bastan! Iste bu boyle dakikalarca devam ediyor :)
Bir baska cok sevdigi sey hamularla oynamak. O hamurlardan yemek yapiyoruz, agac yapiyoruz, cicek yapiyoruz. Ama illa illa illa balik yapiyoruz. "Beyaz balik yapa misin?", "kizmizi balik yapa misin?", "Turuncu balik yapa misin?". Adigimiz butun renklerde baliklar yapiyoruz, sonra onlarin kuyruklarini kopraip birbirine takyor :)
Ikea'dan aldigimiz mutfakla ilk adligimizda (sanirim 18 aylikti) cok oynamis, sonra uzun bir sure yuzune bakmamisti. Simdi mutfak en sevdigi oyuncagi desem yeri. Habire makarna, corba pisiriyor. Evin her yani makarna! Onlar da bsainca kiriliyor iyi mi, evin resmen her yani makarna! Olsun, oynuyor iste. Ve tabi bu oyunun sonucunda biz habire yemek yiyoruz."sen simdi corbani ic", "Sen simdi mantar ye bi de pilav ye". Boyle boyle tabaklar gelip gidiyo onumuze.
Boya kalemleri, ucakta oyalanir diye aldigim stampler de oynadiklari arasinda. Ama onlara ilgisi cok degil.
Bir de scooter'i var cok sevdigi, hatta bayildigi desem yeri. Deniz, hic bebek arabasini sevmedi. Hic ama. O uzden scooter ona cok guze geliyor simdi. Krese gidip gelmek eglenceli hale geldi. Allahtan, kaska takmayi da kabul ettirdik de basimiza bir de kaska mucadelesi cikmadi :)
Deniz artik 2 yasinda...
Hala kitaplarina ilgisi bir baska. Yeni bir kitap aldiysak, dunya bir yana o kitabi bir yana oluyor. Ayni kitabi defalarca okutuyor, gozlerini dikip dudaklarini buzup dakikalarca sayfalari izliyor.
Su aralar en sevdigi kitabi "gergedanlar krep yemez". ne zaman bu kitabin ismini soylesek ardindan Yeeerrrr diye bir ses yukseliyor Denizden :) Bir de evde "hayir o ..... degiillll, kocaman mor bir gergedan" diye dolasiyor :) Bu kitabi aldigimizdan beri krebin en sevdigi yemeklerden oldugun soylememe gerek yok heralde :)
Bir baska sevdigi kitabi Yayazula. Yine Turkiyedeyken aldiklarimdan. ben korkar sandim ama yok bayiliyor onu okumamiza. yayzula aslinda Ingiliz bir yazarin kitabi. Burada Graffalo adiyla cok unlu. deniz de sevenlerinden oldu. Spotify'da sarkilari var onlari da dinliyor.
Sesini kaybeden aslan, Albert'in agaci, balerin baligi yine cok cok cok sevdigi kitaplari.
Bir de Turkiyeden aldigimiz sesli kitaplari var. hani boyle dugmeye basiyorsun da sayfalari birisi okuyor. Hah onlar da benim en sevdiklerim :) Zira Deniz ben okumadan kitaplarla vakit gecirmis oluyor :D
Deniz artik 2 yasinda...
Muzik dinlemeyi cok seviyor. Spotify'da bir lisesi var. tembel Cocuk, Ari viz viz viz, Elleim tombik tombik, twinkle twinkle little star. Iste oyle bildigimiz cocuk parcalari sirali. Biz araya bir iki raffi kattik. Buyuklerin de dinleyebilecegi cocuk sarkilari diye gaciyor. hakikaten 16065836 kez ayni sarkilari dinlerken bu bize biraz iyi geliyor :)
Pek cok sarkiyi turkce ve ingilizce bastan sona soyleyebiliyor. bize de soyklettiriyor. Anem tabi ingilizceleri soyleyemiyor ya ondan da kendine aglence cikardi. "Anneannesi soyleyemiyor" diye guluyr da guluyor :)
Dans emeyi de seviyor ama kendine ozgu bir dans sitili var diyelim :) Boyle degisik. Anlatilmaz yasanir cinsten. O dans ederken bana bir gule geliyor :)
Deniz artik 2 yasinda.
Hareketli bir cocuk degil, sakin bir cocuk. Oley! Yavas yavas tirmanmaya, hizli kosmaya basladi. Bu aralar en buyuk cabasi ziplamak. Ayaklarin ikisi bir den yerden kalkmaya yeni yeni basladi.
Evde salon ile mutfak arasini kac kere gidip geliyor bilmiyorum. Bir sey yaptigi da yok. sadece gidiyor geliyor. gidiyor geliyor. Oyle :) bazen bir makarna goturuyor, bazen sokak kapisina bakip donuyor. Ama volta gibi o arayi habire yuruyor :)
Parmak ucunda yurumeye basladi. Yeni cikti bu huy. Arada parmak ucunda yuruyor. Surekli dgeil ama arada sanirim hosuna gidiyor.
Evdeki merdivenlerden sanirim korkuyor. Onlari biz elinden tutsak bile yuruyerek inmek istemiyor. Ama disarida merdiven inmek icin calismalara basladi. Evde de disarida da elinden tutarsak merdivenleri yuruyerek cikmak istiyor.
Genel olarak, diger 2 yas bebeklerine gore oldukca sakin diyebiliriz. Zaten bebekliginden beri biliyorsunuz Deniz fiziksel olarak cok aktif hic olmadi. 10,5 aylik emekledi, 15,5 aylik ilk adimlarini atti ama 17,5 aylik yurudu. O zamanki temkini simdi de devam ediyor. Acikcasi bundan hic sikayetim yok. isime bile geliyor :)
Ote yanda yuzmeye bayiliyor. Butun ayzi suda gecirdi. Kolluklarini cikarip yuzmek istedigi bile cok oldu.iste benim kizim deniz dedin mi huyu da degisiyor. Adinin hakkini veriyor :)
Deniz artik 2 yasinda.
Bebekliginden beri oldugu gibi simdi de sokaklari, sokakta olmayi, gezmeyi tozmayi cok seviyor. Gecen yaz emin olduk cocukgun ruhu hovarda! Yemege gidilsin, mumkunse muzikli bir yer olsun, yenilsin icilsin, calinsin oynansin, hatta mumkunse bunlar aksam da yapilsin deniz bayiliyor. Serefe yapiinca kadehi agzina goturmeden yere birakmaz mesela cocugun sofra adabi var :)
Bu gezme tozma aski tatillerde bize cok cok yardimci oldu, oluyor. Deniz tatillerde yollarda am bir arkadas! Vur yola gezsin, eglensin. canim benim anne babasina uyuyor.
Deniz artik 2 yasinda.
Genel olarak laf dinleyen bir cocuk. Kriz naalarini saymazsak, bir seyi duzgunce anllatigimizda sozumuzu dinliyor. Eger gerekcelerini aciklarsak kararimizi cok sorgulamiyor. Oyle bizi anladigi zamanlarda kendi kendine soylediklerimizi tekrar edip yenilesi yutulasi bir kivama geliyor.
"Deniz seker yemiyor, seker zallali"
"Deniz yolda el tutacak, alaba gecer!"
En zorlandigimiz donemler dis cikarma donemleri. Hem de ne zorlanma! deniz cikan her bir disinde aci cekiyor. iziksel olarak cektigi aci da davranislarina yansiyor. Buyumesi cabuk olmasin diyorum hep biliyorsunuz ama iste is dise gelince, cektigi aciyi gorunce bitse de kurtulsak demeden edemiyorum!
Deniz artik iki yasinda...
Paylasmayi sevmiyor. Eger kendi ortamindaysa, asla baska bir cocugun oyuncaklaiyla oynamasina, kitaplarina dokunmasina izin vermiyor. Izin verdigi zamanlar bir elin parmaklarini gecmez. Biz ne kadar paylasmak guzel diye anlatsak da yok olmuyor. Lafa gelince mangalda kul yok!
"Deniz aakadaslaiyla paylasacak", "deniz oyubncagini verecek", "deniz beraber oynayacak" diye anlatip duruyor. Ama is uygulamaya gelince peh peh peh! "Benimmmm", "be oynicam" "Simdi sira bende!" diye bagirip duruyor.
En sinirli oldugu zamanlar iste bu paylasmama zamanlari. Oyuncaklarini, ilgiyi ve ozellikle beni paylasmayi asla istemiyor. Bir yerdeysek ve ben birisiyle uzun uzun konusuyorsam ilgili cekmek icin her seyi yapiyor. Yalniz buyuen bir cocuk, ilginin odaginda bir cocuk normal diyorum ama bu halleri beni cok sorluyor.
Deniz artik 2 yasinda...
Iki yas krizinin kitabini yazar! A'dan Z'ye iki yas krizi ne gerektiriyorsa deniz hepsini yapiyor, eksiksiz!
Hayir,
Ben yacam,
Elleme!
Ozan sen orda dur! gelme!
Of dicem ama artik size!
gibi sozler arada havada ucusuyor. Inadi tuttumu, ne olursa olsu fikrini degistirmiyor. Bu yemek konusunda olabilir, giyinme olabilir, evden cima, oyuncak. Akliniza ne gelirse.
Deniz daha kucukken de istekleri konusunda israrciydi. Simdi yeni modaya uyup, inatci falan diye etiketlemek istemiyorum cocugu. Ama daha ufacik bir bekken bile istekleri netti. karakter. Simdi onlari dile de getirebildiginde, bazen durum sarpa sarabiliyor.
Her konuda ikna edilmesi gerekiyor. Oyle kafasini dagitayim, kandirayim falan bir yere kadar ise yariyor ama asla unutmuyor ve konu ayni yere dondugunde kaldigi yerden devam edebiliyor. Anlatiyoruz. Dilimizde tuy bityiyor ama anlatiyoruz iste :)
Yine asla uzalasamadigimiz bir konu dis fircalama. Kitaplar aldik, oyunlar yaptik, onunde fircaladik yok yok yok. deniz dis fircalamayi kesinlikle istemiyor. E artik 18 disi var. Nasil olacak bu durum bilmiyorum. Calismalarimiz devam ediyor.
Deniz artik iki yasinda...
hayvanlari cok cok cok seviyor. hayvanlara ilgili kitap okuyalim, hikayeler anlatalim bayiliyor. Sinirlendiginde, aglama krizlerine girdiginde en buyuk kurtaricilarimiz yoldan gecen kediler ve kopekler.
Sokakta hayvanlarin peisnde ayrilmiyor. Sadece kediler kopekler degil, orumcekler, karincalar, oeygamber develeri, cekirgeler. hepsinin poesinde hepsini incelemek istiyor. ben korkarim oyle bortu bocekten. Ama ne yapayim, o korkmasin diye korkumu yutuyorum! Resmen yutuyorum! Aa evet annecim bir peygamber devesi derken icim korkudan titriyor ama ben gulumsuyorum :)
Deniz sayesinde bu sene gitmedigim kadar cok ciftlige gittim, gormedigim kadar inek gordum. Sevmedigim kadar keci sevdim, koyun elledim hatta tavsan kucagima aldim. Ah o honey Bunny yumusacik derken yuzundeki gulumsemeyi gorseniz. Iste insan o gulumsemeyi gorunce dur ben bir safari ayarlayayim diye bile dusunuyor :)
Deniz artik iki yasinda...
Hayvanlari sevdigi kadar parklari da seviyor. Butun yazi parklarda gecirdik desem yeridir. Parka gittik spor yaptik, parka gittik insanlari izledik. Bir gun babasiyla kresten donuyorlarmis sanirim 19 aylikti. "babasi istersen paaaka gidelim" demis :) Inigiliz topragindan midir nedir boyle politik konusmalarla bizi hep bir sekilde parka goturuyor.
Parkta en sevdigi kaydirak. Birakiyor da kendini. Ama bazi gun yanina yanasmak istemiyor.
18 aylikken salincaga benim kucagimda binmeye basladi. Ondan once yuzune bakmiyordu. Sonra yalniz binmeler basladi. Simdi arada biniyor salincaga, arada binmek icin sira bekleyemeyecek kadar cok seviyor salincagi ama izli sallamamizi asla istemiyor. "Yavas salla", "Inicem", "Assaaa" boyle durumlarda hemen soyledikleri.
Her parka gidisimizde tek tek agaclar, yapraklar, cicekler inceleniyor. Hatta agaclara sarilip opuyor. canim deniz iste o anlarda gozletrim doluyor...
Deniz artik iki yasinda...
Yemeklerle arasi cok acildi. Ilk 1 sene tas yiyen bebegimiz gitti, baska bir bebek var artik. ha yemiyor mu? Yiyor. majkarna, pilav ver yiyor. Hatta bazen onu bile yemiyor. Ama saglikli yemekler dersen, sebze dersen yuzune bile bakmiyor. Bu da bir donem mi bilmiyorum ama yemek isi bizi son 3-4 aydir baya zorluyor.
Bu ara sute duskun. Ver sut icsin. Aklinda hep sut va. Yogurt verelim diyoruz ama onu da cok tercih etmiyor. Illa o sut isitilacak onune konacak.
Hala seker yemiyor. Ama yedigi tuz miktari biraz artti. "ben buyuyunce seker de iyecegim" diye ortalikta dolaniyor. Bu da turkiye tatilinin bize armagani. Artik seker, tatli buinlain varoldugunu biliyor!
Deniz artik iki yasinda...
Guzle giyinmek diye bir sey var Deniz icin. Elbiselerini kendisi secmek istiyor. hala benim sectiklerimi giyor ama kendisi secince elbiselerini cok mutlu oluyor. Etek giysin, elbise giysin, saci guzel olsun bayiliyor. Eskiden cocuklarin bunu ogrendigii sanirdim. Artik emin degilim. yani tamam ben de cok paspal sayilmam ama oyle asiri suslu bir insan da degilim. Bir de Deniz'e bak! Demek ki diyorum insanin biraz da icinden geliyor :)
Topuklu ayakkabi kavramini Italyada ogrendi. Ah o ilk topuklu ayakkabiyi gordugunde yuzunun aldigi sekli gorseydiniz! Simdi nerede topuklu ayakkabi gose, sokak, kitap, dergi, gazete dikkatini cekiyor :)
Su aralar en buyu takintisi ise Oje! kendisinin oje suremeyecegini sanirim kabullendi. Simdilik hamurdan ojeleri ile idare ediyor da, benim oje surmem konusunda israrci.
Annesi kirmizi oje sur!
Annesi ustune seffaf sur
Annesi turuncu da alalim.
Bu aralar bizim evde oje sihbetleri cok oluyor :)
Deniz artik 2 yasinda...
Ailemizden, arkadaslarimizin cogundan uzakta yalniz buyuyor. Biz onu her gun cok cok sevdigimizi gostermek icin elimizden geleni yapiyoruz ama iste sonucta Turkiyede olsak yasayacagi o buyuk sevgiyi buradayken yasayamiyor. Elimizden geleni yapiyoruz, hemen hemen her gun bir sevdigimizle telefonda konusuyor. Buldugumuz her firsatta sevdiklerimizin yanina gidiyoruz onlarla vakit geciriyor.
Anneannesi en iyi arkadaslarindan beri. Birlikte harika zaman geciriyorlar. dede deken gozleri baska parkliyor. Ama abimle iliskisi bambaska. Onunla oynarken attigi kahkahalar bambaska. Nilgun anneannesi, Memo amcasi, Zineb yengesi dilinden dusurmedikleri. Goncayi, Gulruyu, Alizeyi, urunu saymiyorum bile.
Bilmem o kucucuk kafasinda kalbide, bunlari nasil kodluyor ama uzakta da olsak deniz kocaman bir sevginin tam ortasinda buyuyor...
Deniz artik 2 yasinda...
Krese iyice alisti. hatta tatil donusleri bile artik problem olmuyor, severek krese gidiyor. Tabi sabahlari arada agliyor, tabi arada bizi birakmak istemiyor ama genel resim guzel ve mutluluk verici.
Sevdigi arkadaslari var. Mafa, dani, Monika, Ebi. Onlarla oynayacagim diye sevinerek krese gidiyor. gecen yil tam da bu zamanlarda baslamisti krese. hala o donem icimi yakar. hala o donem kalbimi sikistirir. Ama Deniz artik kreste cok mutlu. Cok sukur ki Ingilizce konusmaya baslamis, arkadaslari olan, mutlu bir cocuk oldu...
Deniz artik 2 yasinda...
Yazsam daha sayfalar dolar onunla yasadiklarimiz. her gun birbirine cok bezniyor ama slinda her gun yeni bir macera onunla... Hayatimda hic bu kadar birbirinin ayni gunu ard arda yasayip, hic bu kadar farkli anilar aklmia kalbime yazmamistim galiba.
Benim guleryuzlu kizim, benim isigim, benim dilli dudugum, benim minigim, benim ince ellim, benim elma yanaklim.... Hayatinin bu iikinci yilinda sen bizi yine cok cok cok mutlu ettin annecim. Dilerim belleginin bir yerine biz de guzel hatiralar birakabilmisizdir.
Sen ne yazik ki bu yillari hatirlamayacaksin guzel bebegim. Sabah kalktiginda sana verdigim opucukleri, parklarda babanla kosmalarinizi, Turkiyede doya doya yasadigin sevgiyi, minik adimlarinla krese yuruken yaptigimiz sohbetleri, bir babaycinoya eslik eden gulusmelerimizi, sana kitap okurken yaptigimiz canlandirmalari ve senin o muhtesem gulusunun yuzumuzde yarattigi gulumsemeyi ne yazik ki hatirlamayacaksin annecim. Ama dilerim buralari okuyup bir nebze seni ne cok sevdigimizi, nasil foya doya sevgiyle seni buyuttugumuzu anlayabilirsin.
Senin 2. dogumgununde instagrama sunu yazmistim annecim...
Deniz 2 yasinda...Doğduğunda çok sevinmiştim ama öyle ilk görüşte aşk değildi bizimkisi. Hiç eksikmisim tamamlandım gibi hissetmedim, hiç aradığım buymuş hissi gelmedi. Hatta o an "acaba yeterince sevmeyecek miyim onu?" diye bile düşündüm. Iki yıl geçti. Denizle dolu dolu iki yıl ve artık eminim ben bu hayatta en çok Deniz'i seviyorum. İlk doğduğu zamanlar neredeyse şeffaf olan ellerini, daha ilk günden çipil çipil bakan zeytin gözlerini, heyecanlanınca ayaklarını çırpışını, 2 yaşına bir hafta kala ilk kez kestiğimiz ipek saçlarını, annesi derken başını yana eğişini, yeni bir şey duyduğunda gözünü dikip dikkatle dinlemesini, şarkı söylerken dudaklarını büzüşünü, konsantre olduğunda ağzını ördek gibi yapışını, heyecanla her söylediğimi tekrar edişini, yeni bir kelime söylediğinde muzurca bakışını, kollarımı açıp Deniz diye seslendiğimde her nerede olursa olsun koşup gelip bana kocaman sarilmasini... Ben bu hayatta en çok Denizi seviyorum. Ve iki yıldır ben Denizi her gün daha çok daha çok seviyorum. Iyi ki doğdun annecim. Iyi ki doğdun bebeğim... #debizipbuyuyor #denizip2yasinda
Tam da oyle iste bebegim. Iyi ki dogdun iyi ki 2 oldun...
Seni gokyuzu kadar cok seviyorum Denizim, bulutlar kadar cok.
Sen benim hep gunesli, hep piril piril hep masmavi gokyuzumsun annecim...