Bu kez Roma ve Sicilya icin o bilindik Gulcince yazilarindan birini yazmadim. Cunku her ikisine de ikinci kez gittik. Bir de ne bileyim Deniz'e yazi yazmak geldi icimden bu kez. Oyle oldu. Ama iste o yazi bana tatil boyunca sorulan "Bebekle tatil nasil bir sey Gulcin?" sorusunu cevaplayamadi. Ben de dedim durun bir de onu yazayim. hah iste o yazi bu yazi blogsever arkadasim.
Ben en son cumleyi en basa bir yazayim: bebekle tatil guzel bir sey! Korkulacak bir sey degil, bilakis baya da keyifli bir sey.
Simdi gelelim ayrintilara :)
Tatile cikmadan once hem bu ilk tatilimiz icin cok heyecanliydim, hem de yalan degil biraz cekiniyordum. Evet, bu Denizle ilk seyahatimiz degildi. Ama Turkiyeye gitmekle Italyaya gitmek de ayni degildi. Turkiyeye giderken nihayetinde yine eve gidiyoruz. Deniz icin annemler de bir duzen kurdular zaten. Yatagi, banyosu, mama sandalyesi, oyuncaklari ve hatta yedek kiyafetleri bile var orada. Ustelik bir sey unutsam etsem Turkiyedeyiz. Su lazim desem kosup getirecek kuzenlerim, arkadaslarim var orada. Italya oyle mi? Otelde kalmak oyle mi? Hele bizim gibi deliyseniz, 8,5 aylik bebekle 2 haftada 3 otel degistirmek oyle mi? Degil!
E hal boyleyken ben de tabi, yahu nasil olacak bu is diye dusundum. Hatta bir ara -ki o ara Deniz biraz usutmus gibiydi- ya manyak miyiz biz, ne isimiz var 2 hafta Italya'da oturalim evimizde diye de dusundum. Hatta dusunmekle kalmadim Ozan'a bu fikrimi beyan ettim. Ne oldu? Ay adam beni hic takmadi! He dedi gecti. Vallahi. Yok gidelim diyip beni ikna etmeye bile calismadi. Sonunda tabi biletler alinmis, oteller ayarlanmis bize de yola cikmak kaldi. E iyi de oldu. Bu sayede seytanin bacagi da kirildi :)
Bebekle tatilin en zor kismi bence hazirlik. Insan bazi seyleri kafasinda cok buyutebiliyor. Belki de normali bu. Belki de annelik ic gudusuyle fazla endise duyuluyor. Ama aslinda gerek yok. Makul mantikli bir alisveris listesi, bolca kiyafet, mutlaka ama mutlaka kanguru ve bolca sabirla inanin sizi guzel bir tatil bekliyor :)
Iste benim kafamda buyuttuklerim, buyutmediklerim, yaptigim hazirliklar ve yasadiklarimiz da bazi ana basliklar halinde asagida. Umarim birilerinin isine yarar :)
Kiyafet:
Bence bebekle tatile giderken bolca kiyafet almak mantikli bir sey. Biz bir orta boy valiz ve bir kabin bagaji ile gittik tatile. Tabi ki valizlerin cogunlugu Denizin kiyafetleri ile doluydu. Ama iyi ki de oyle yapmisiz. Sonucta bebek bu, ustu kirleniyor, terliyor. Acikcasi basta ne var canim elimde beyaz sabunla yikayiveririm bodylerini diye dusunmustum. Ama isin icine girince bu fikir pek de hosuma gitmedi. Neyse ki yanima yeterince kiyafet almistim da yikamama gerek de kalmadi.
Roma ve palermoda hava sicakligi 27-32 dereceler arasindaydi. Ben yanimiza bolca kisa kollu ve uzun kollu bodyler, ince taytlar, ince esofmanlar, sapkalar, coraplar, onden fernuarli esofman ustleri ve elbiseler almistim.
Yanimiza aldiklarimiz arasinda en cok kullandiklarimiz ince penye taytlar ve incecik uzun kollu bodyler oldu. Bu kucuk bebeklerin gunese hem ihtiyaci var, hem de gunese cok maruz kalmamalari gerekiyor. Bir yandan D vitamini icin gunes sart. Ote yandan o incecik derinin sagligi acisindan gunesten kacmak da sart. Bebegimizin cicili bicili yazlik elbiselerine hep aklim gitse de gunduz hic onlari giydiremedim diyebilirim. Aksamlari elbiseleri ile arzi endam etti bir iki Deniz ama onlar taytlar ve ince penyeler kadar kullanisli olmadi.
Sapkalar da tabi iyi ki almisim yanima dediklerim oldu. Ha Deniz cogu zaman sapkalari kafasinda tutmadi. Arada aldi aldi firlatti bir de sapka pesinden kostuk ama olsun iyi almisiz sapkalari da dedim.
Ince esofmanlar ozellikle ucak yolculuklarinda isimize yaradi. Keza onden fermuarli esofman ustelri de ucakta ve aksam serinliginde isimizi gordu. Velakin sayica cok olmasalar da olurmus. Ben ucer tane almistim yanimiza ama bir iki esofman alti, bir hadi bilemedin iki tane kapsonlu ust yeterli gelecekmis.
Deniz henuz basmadigi icin yanimiza aldigim 1 cift ayakkabisi bile valizden cikmadi ama coraplar cok isimize yaradi. Bunlar disinda yanima aldigim merserize ceketleri (2 tane almistim) hic giymedi ve battaniyesini hic kullanmadi. Demek ki aksam hava sicakligi 20 derecenin ustundeyse bir, bilemedin iki tane esofman ustu- yetecek Deniz'e.
Kanguru:
Elimiz, ayagimiz, basimizin taci kangurulardi bu seyahatte. Baktik neredeyse her gun en az 3 saat yurumusuz tatildeyken. Eger kangurular olmasaydi bu mumkun degildi. Biz iki kanguruyla gittik tatile. Birini bana gore ayarladik, birini Ozan'a gore. Arada ben tasidim Deniz'i arada Ozan. Genelde benim kucagimda kangurusunda daldi sokaklarda uykuya. Sonra arabasina gecirdik. Huysuzlandi mi hemen kanguruya aldik. Kalabaliktan mi sikildi, hemen gel kanguruya dedik. Hakikaten kangurular olmasaydi sanirim bu kadar rahat gezemezdik.
Kanguru demisken. Hava 27-32 derece arasindayken kanguruda bebek tasimak oyle cok da rahat degil. Hem tasiyan insan hem de bebek terliyor. Iste o durumlarda yanima aldigim muslin bezler cok yardimci oldu bize. Ben 3 tane 60*60 olanlardan, 3er 4er tane de kucuk kare ve dikdortgen olanlardan almistim yanimiza. Buyuk olanlari Denizle aramiza koyduk kanguruda tasirken. Kucukleri de bazen Denizin gogsune, sirtina koydum. Bazen de kafasini silmek icin kullandim. Sonucta muslin bezler de iyi ki yanima almisim dediklerim arasindaydi.
Oyuncak:
Ben nedense tatile gitmeden once, Deniz orada nasil oynayacak diye cok dertlenmistim. O yuzden yanima 5-6 cesit oyuncak almistim. 2-3 cesit alsam da yetermis. O oyuncaklari da sadece ucakta kullandik diyebilirim. Bir de arada otelde.
Tatilde bebekler o kadar cok yeni sey goruyorlar ve o kadar cok yeni aktiviteyle tanisiyorlar ki oyuncaklarla oynamak biraz geri planda kaliyor sanki. En azindan Deniz icin boyle oldu. Iyi de oldu. Deniz oyuncaklar yerine bolca benimle ve babasiyla oynadi. Ha bir de sokaktaki, ucaktaki, otobusteki, metrodaki insanlarla oynadi. Hatta bir ara ucakta yanimizdaki Italyan amcanin kucagina oturmus onunla oynuyordu. Ozan da ben de Deniz'in insanlarla oynamasindan, iletisime gecmeye calismasindan keyif aliyoruz. Hic oyle ona bakma, berikine gitme demiyoruz. Sonucta bu gezide oyuncaklarin yerini insanlar, yollardaki yeni binalar, muzelerdeki heykeller, kocaman anitlar, agaclar, denizin dalgalari ve anne babasi olarak biz aldik. Yanima hic oyuncak almasam da olurmus bunu da aklima yazdim.
Deniz esyalari:
Sadece sehir gezisi yapacak olsaydik bizim icin hazirliklar cok daha kolay olacakti. Ama deniz tatili de olunca valizdeki esyalar cogaldi tabi. Deniz icin gunes koruyuculu mayolar almayi tercih ettim. Canim arkadasim urunikomun da tavsiyesi bu yondeydi. Iki takim mayo goturduk Denize. Ama denizle bu ilk tanismasi oldugundan bir takim gotursek de yeterli olurmus.
Deniz, denize mesafeli durdu. Girmek istemedi. Iste o anda yabanci bir blogda okudugum bir sey cok isimize yaradi. Kucuk bir yuzme havuzu aldik Sicilyadan, icini deniz suyuyla doldurduk. Gunesin altinda su iyice isininca attik Denizi icine. Hah iste o havuz keyfi sirasinda goturdugum oyuncaklar ise yaradi bakin. Minak, oyle havuzda baya oyalandi.
Mayonun icine yuzme bezleri goturduk. Velakin Deniz yuzme havuzuna girdiginden onlar da sart degildi sairim. Sapka, havlu ise iyi ki almisim dediklerim oldu. Minik gunes gozlukleri de almistim Deniz'e ama kullanmadik sapkalar yeterli oldu. Bu arada gunes gozlugunun 2 yas altinda kullaniminda farkli gorusler var. Kullanin diyenler var kullanmayin diyenler de var. Biz aldik ama 2 yasina kadar sayili kullanabiliriz. Onemli degil. Zaten bu konuda kesin kararimi vermis de degilim. Kullanilmamasi daha mi iyi acaba?
Bunun disinda hem deniz icin hem de sehirde gezerken en cok kullandigimiz gunes koruyucu krem oldu. Ben Mustelayi tercih ettim. Memnunuz.
Sanirim deniz esyasi kismi da bu kadar :)
ilac, kozmetik vs.:
Deniz'in Izmir'e giderken de kullandigimiz bir kozmetik cantasi var. Icinde ates olcer, pisik kremi (2 cesit), sampuan, 1-2 dozluk calpol (su ana kadar hic kullanmamiz gerekmei sukur), eller icin dezenfektan, D vitamini, tirnak makasi, burun ceker ve burun spreyi var. Yanimiza onu aldik. Bebek bezi, islak mendil gibi seyleri ise oradaki marketlerden aldik. Yalniz Italyada ne cok bebek bezi cesidi varmis. Burada 2 cesit var. Premium care ve normal. Orada belki 4 belki 5. Bu arada Deniz 4 numarali beze gecisini de Italya da yapmis oldu. Resmen buyudu bu!Yemek:
Malum ek gida basladi. Denizin yemeginin sadece benim mememde oldugu, ben beslendikce bebegimin de beslendigi o canim rahat donem bitti. O yuzden valizimizde Denizin yemek duzeni icin de tasidiklarimiz oldu.
Aldiklarimiz icinde en en en cok isimize yarayani iste bu portatif mama sandalyesiydi. Cok arastirdim bu tasinabilen sandalyeleri. Genelde arabada tasimak uzere tasarlanmislar. Chicconun falan cok guzel masali urunleri var ama baya yer kapliyorlar. Sonra bu sisme mama sandalyesini gorduk. Acikcasi ismarlarken hic umudumuz yoktu. Ama 15 pound oldugundan aman alalim olmadi atariz dedik. Yok atmayiz! Oyle isimize yaradi ki anlatamam.
Oncelikle cok kolay sisirilip sondurulebiliyor. Bence bu buyuk bir arti. Az yer kapliyor diyemeyecegim ama o kadar da cok yer kaplamiyor. Biz genelde Denizin arabasinin altinda tasidik bunu. Cok kolay temizleniyor ve bir sekilde bebek icinde baya rahat ediyor. Bunun sayesinde Denizle restoranlarda daha rahat yemek yedik. Cok rahat diyemiyorum. Zira Deniz genelde gun sonlarinda yorgun oldugundan hizlica yiyip odamiza gitmeyi amacladik. E cocuklu tatil :)
Bu mama sandalyesi disinda su kucuk kaplari almistim yanima. Onlar da peynir islatmak, meyve tasimak gibi seyler icin cok iyi oldu. Kucuk olduklarindan cok yer de kaplamiyorlar. Icine bir kayisi, bir porsiyon yogurt, iki parca peynir sigabiliyor. Ben burada tescodan aldim. Baya isimize yaradilar.
Yine gitmeden aldigimiz su termos da isimize yaradi. Ama biraz agir geldi bize tatilde. Sanirim londrada daha rahat kullanacagim bunu.
Onlukler goturmustum ama sicakta Deniz onlukleri hic istemedi. Biraktik ustu kirlensin :)
Londrada'da Denizin cantasinda yemek malzemeleri icin kucuk bir cantacik tasiyorum. Icinde 2 tane kasik var. Deniz, genelde kendi yiyor ama arada benim yedirmem gerekebiliyor. Ve yemek sirasinda kasiklar onunde olsun onlarla oynasin cok seviyor. Buyuk ya kendisi! :) Bunun disinda, kullan at onluk, normal onluk, islak mendil ve kucuk bir poset var icinde -copler icin-. Iste o cantasini da aldim yanimiza. Tabi isimize yaradi :)
Londrada'da Denizin cantasinda yemek malzemeleri icin kucuk bir cantacik tasiyorum. Icinde 2 tane kasik var. Deniz, genelde kendi yiyor ama arada benim yedirmem gerekebiliyor. Ve yemek sirasinda kasiklar onunde olsun onlarla oynasin cok seviyor. Buyuk ya kendisi! :) Bunun disinda, kullan at onluk, normal onluk, islak mendil ve kucuk bir poset var icinde -copler icin-. Iste o cantasini da aldim yanimiza. Tabi isimize yaradi :)
Sabir, kucak, meme, guleryuz
Yaniniza ne alirsaniz alin, bebeginizle tatilde en cok ihtiyaciniz olacak sey sabir, sicak kucaginiz, emiyorsa memeleriniz ve elbette guleryuzunuz. Neyi unutursaniz unutun, aman bunlari unutmayin!
Tatilin ilk 2 gunu Deniz ben odadan ciksam bile agliyordu. Arabasinda oturmuyor, kucagimdan inmiyordu. Hak verdim O'na. Yeni ortam yeni insanlar. Aglatmadik. Istedigi surece emdi, kucaklandi. 3. gunden sonra rahatlamaya basladi. Iyi ki zorlamamisiz bebegimizi dedim. Sonucta nesesine kavustu.
Tabi ki duzeni bozuldu. Yemek konusunda da uyku konusunda da, Ama takmadik. Bazen gec yedi, bazen bir ogun az yedi, bazen fazla yedi. Bazen az uyudu, bazen uzun uyudu. Aksamlari Londrada uyudugundan cok daha gec saatlerde uyudugu oldu. Ama ne farkettim biliyor musunuz? Orada da -ben hic zorlamasam da- bir duzen kurdu kendine. Gunduz uykularini hep birbirine yakin saatlerde yapti mesela. Sabah 10:30, oglen 13:30, aksamustu 17:00. Zorlasaydik belki de oyle olmazdi. Bir iki gun bu civarlarda uyudugunu farkedince biz de Denizin duzenine uyduk. O saatlere yakin Deniz'i kanguruya aldik. Biz bu tatilde Deniz'e duzen kurmak yerine, onun yarattigi duzene uymaya calistik.
Yorulup huysuzlandigi zamanlar tabi ki oldu. Hem de cok. Daha 8,5 aylik. O yuzden cok yurusek de bir gunde bir suru sey yapmaya calismadik. Bazen oglene dogru ciktik odadan. Bazen gun icinde geri donduk odada uyudu Deniz. Deniz gezmemizi asla engellemedi ama biz arada o daha rahat etsin diye cozumler bulmaya calistik.
Baktik Deniz yorgun, huzursuz. Bol bol Denizle oynadik. Etrafi gosterdik ona anlattik. Hep Denizle konustuk. Hep. Ne zaman onunla oynasak, konussak Deniz daha mutlu oldu. Biz de bos verdik gunluk planlari falan Denizin moduna gore sokaklarda takildik.
Sonucta farkettim ki soyleyenler hakli. Anne-baba rahatsa bebek de rahat. Anne- baba mutluysa bebek de mutlu. O yuzden bosverin valize koyduklarinizi ya da unuttuklarinizi. Siz sabrinizi ve guler yuzunuzu alin yaniniza. Gerisi mutlaka hallolur...
Dilerim bu yazi isinize yara ve bebeklerinizle tatilleriniz cok guzel olur :)
Tatilin ilk 2 gunu Deniz ben odadan ciksam bile agliyordu. Arabasinda oturmuyor, kucagimdan inmiyordu. Hak verdim O'na. Yeni ortam yeni insanlar. Aglatmadik. Istedigi surece emdi, kucaklandi. 3. gunden sonra rahatlamaya basladi. Iyi ki zorlamamisiz bebegimizi dedim. Sonucta nesesine kavustu.
Tabi ki duzeni bozuldu. Yemek konusunda da uyku konusunda da, Ama takmadik. Bazen gec yedi, bazen bir ogun az yedi, bazen fazla yedi. Bazen az uyudu, bazen uzun uyudu. Aksamlari Londrada uyudugundan cok daha gec saatlerde uyudugu oldu. Ama ne farkettim biliyor musunuz? Orada da -ben hic zorlamasam da- bir duzen kurdu kendine. Gunduz uykularini hep birbirine yakin saatlerde yapti mesela. Sabah 10:30, oglen 13:30, aksamustu 17:00. Zorlasaydik belki de oyle olmazdi. Bir iki gun bu civarlarda uyudugunu farkedince biz de Denizin duzenine uyduk. O saatlere yakin Deniz'i kanguruya aldik. Biz bu tatilde Deniz'e duzen kurmak yerine, onun yarattigi duzene uymaya calistik.
Yorulup huysuzlandigi zamanlar tabi ki oldu. Hem de cok. Daha 8,5 aylik. O yuzden cok yurusek de bir gunde bir suru sey yapmaya calismadik. Bazen oglene dogru ciktik odadan. Bazen gun icinde geri donduk odada uyudu Deniz. Deniz gezmemizi asla engellemedi ama biz arada o daha rahat etsin diye cozumler bulmaya calistik.
Baktik Deniz yorgun, huzursuz. Bol bol Denizle oynadik. Etrafi gosterdik ona anlattik. Hep Denizle konustuk. Hep. Ne zaman onunla oynasak, konussak Deniz daha mutlu oldu. Biz de bos verdik gunluk planlari falan Denizin moduna gore sokaklarda takildik.
Sonucta farkettim ki soyleyenler hakli. Anne-baba rahatsa bebek de rahat. Anne- baba mutluysa bebek de mutlu. O yuzden bosverin valize koyduklarinizi ya da unuttuklarinizi. Siz sabrinizi ve guler yuzunuzu alin yaniniza. Gerisi mutlaka hallolur...
Dilerim bu yazi isinize yara ve bebeklerinizle tatilleriniz cok guzel olur :)