Bilen bilir, evvelden ezelden en sevdigim seylerden biridir ucak yolculugu yapmak. Oh al eline kitabini, tak kulagina kulakliklarini. Istersen film izle, istersen muzik dinle. Mumkunse bir ufak sarap ac, keyifle yudumla. Bayilirim ucak yolculugu yapmaya. Hep derim kendime ayirdigim en guzel zamanlardandir ucak yolculuklari. Daha dogrusu zamanlardanDI. Artik pek bana ayrilmis bir zaman dilimi yok ortada. Zira bebegimle seyahat ediyorum. Ama farkettim ki Denizle de bir baska oluyor bu yolculuklarin tadi.
Izmirden Londra'ya gelisimiz Deniz'in 6. ucak yolculugu oldu. Bu 6 yolculuktan sadece 1 tanesinde "Allahim bu yolculuk hic bitmeyecek sanirim" noktasina geldik. O da Adana'dan Izmir'e dondugumuz yolculuktu. Deniz catlarcasina agladi. Ortaligi birbirine katti. Susmadi, durmadi. Sayesinde butun ucak bir donup bize bakti. Olsun. Bu da ebeveynligin sanindan dedik gectik. Ozan da ben de o yolculugun sonunda maraton kosmustan beter yorulmustuk. Ama onun disindaki 5 yolculukta (ki 4 tanesinde ben ve Deniz yalnizdik) o kadar da kotu bir tecrube yasamadik.
Ha Deniz her yolculukta bastan sona koltukta oturuyor ben de keyif mi yapiyorum? Tabi ki hayir. Mizmizlaniyor, bazen bunalior, arada agliyor. E bebek daha. Ama cok sukur bir daha o Adana-Istanbul yolculugundaki gibi bir kaos yasamadik. Bu bebek miletinin bir gunu bir digerine uymuyor. O yuzden bundan sonra Deniz ucaklarda aglamayacak diye dusunmuyorum. Biz bu isi cozduk, bebegimizle seyahati cok iyi basariyoruz diye de dusunmuyorum. Hikmetinden sual olunmaz, kafasina eserse yine canimizi cikarabilir. Ama kendimce su ana kadar olan seyahatlerimizden bir seyler ogrenip, yeniden ayni kaosu yasamamak icin tedbirler almaya calisiyorum. Onlari buraya da yazayim dedim. Ki aklim karisirsa donup bakayim :)
Iste benim ogrendiklerim...
Bebegimin aglamasina hazirlikli olmaya calisiyorum
Oncelikle, Deniz'in bebek oldugunu, aglayabilecegini, bagirabilecegini, cani isterse ortaligi birbirine katabilecegini kabul ederek basliyorum artik yola. Bu benim gibi kontrol delisi bir insan icin cok zor. Cok cok zor. Ama gectigimiz 7,5 ayda ogrendigim bir sey varsa o da Deniz'i kontrol edemeyecegim. Evet Deniz bir bebek, benim bebegim. Ama benim kontrolumde degil. O yuzden Deniz aglarsa aglayacak. Benim onu rahatlatmaya calismak disinda ne yazik ki yapabilecegim bir sey yok. Evet, ucak koltuklarinda gozlerini devirip bakan teyzeleri ve amcalari. Siz bakislarinizla beni delseniz de yapabilecegim cok da bir sey yok...
Bu durumu kabullenmek, Denizin aglamasini azaltmiyor. Ama beni rahatlatiyor. Sanirim ben rahatlayinca Deniz de rahatliyor. Sanirim yani :)
Ucak saatini dikkatli secmeye calisiyorum
Denizle seyahat ederken cok erken ya da cok gec saatlerdeki ucaklara bilet almamaya calisiyorum. Aslinda en uygun ucaklar oglen saatlerinde olanlar oluyor. Bu gittiginiz yerde daha az kalmak anlamina gelse de, tatilinizin 2 gununu yola harcamaniz gerekse de huzurlu sakin bir bebekle yolculuk yapmaya degiyor. O Adana donusunde biz buyuk bir hata yaptik mesela. Aksamustu ucagina aldik bileti. Deniz zaten gun boyunca yorulmustu. Ustune sicakta Tarsus Adana yolunu katetti. E sonra da ucak. Tabi ki dayanacak hali kalmamisti cocugun. Dolayisiyla yasadigi yorgunluk bize, aglama, bagirma, ortaligi birbirine katma olarak geri dondu. Dersimi aldim. Simdi mumkunse oglen ucaklarini tercih ediyorum ikimiz de rahat ediyoruz.
Kalkis ve iniste ve hatta her uygun gordugumde Deniz'i emzirmeye calisiyorum
Bebekler ucakta en cok kulaklari rahatsiz oldugunda aglarmis. Haklilar! Bazen basinctan benim bile aglayasim geliyor. O yuzden genel tavsiyeye uyuyorum ve kalkis ve iniste denizi emzirmeye calisiyorum. Ama eger Deniz uyaniksa. Acikcasi uyanik degilse hic ellemiyorum cocugumu. Neden? Cunku o olayli yolculukta Deniz yolculugun sonuna dogru kucagimda uyuyakalmisti. Aman simdi inisteki basinc degisikliginden de aglamasin, uykusunda emzireyim dedim. Hic uyandirmamaya calisarak memeye aldim Denizi. Ne oldu bilin bakalim? Tabi ki uyandi. Ve tabi ki ortalik birbirine girdi! Hic ellemeseydim belki de daha iyiydi :) Zaten emmedi de :) O yuzden Deniz uyuyorsa hic ellesmiyorum.
Bu arada sadece kalkis ve iniste degil, uygun gordugum baska zamanlarda da emziriyorum ucakta Deniz'i. Bazen benim kulaklarim aciyor mesela. Aha diyorum basinc degisti. Deniz meme ister misin? Istiyor. Ya da bakiyorum Deniz gozlerini ya da kulaklarini ovusturuyor. Dur ben bir teklif edeyim diyorum. Deniz meme ister misin? Istiyor. Oyle oyle iste vakit geciyor.
Yan koltugun bos birakilmasini rica ediyorum ya da bos yer varsa oraya geciyorum
Bebekle yolculuk yaparken size ayri bir koltuk vermiyorlar. Amma velakin hele ilk aylardan sonra uzun yolculuklari kucakta bebekle gecirmek de kolay olmuyor. Ben checkin yaparken soruyorum yanimizi bos birakabilir misiniz diye. Bazen evet diyorlar bazen hayir. Eger cevap hayirsa, ucaga binince de hosteslerden bos yer olursa haber vermelerini rica ediyorum. Su ana kadar hep haber verdiler. Sayelerinde Deniz'i koltuga oturtarak, onune oyncaklarini vererek, bazen de koltukta uyutarak rahat yolculuk yapabildim.
Bu arada son Izmir yolculugumuzda en arka koltukta 2 kisilik bos yer varmis beni oraya aldilar. Biz bos koltuklara gecerken 3. koltukta oturan kadinin suratini gormeliydiniz. Ben burada oturamam bebekle der gibi bakti ve bizi terketti. Gerci kadin da hakli. Ben kucagimda Deniz, sirtimda cantasi, elimde oyuncaklari bundan sonra ucagin o koltuklarinda yasayacakmisiz gibi gelince korktu sanirim :) Yine de yaptigi hos degildi tabi ama umurumda bile olmadi 3 kisilik alana yayilarak geldim. Kendisine tesekkur ederim!
Yanima oyuncak, kitap gibi Deniz'i oyalayabilecegim seyler almaya calisiyorum
Cok kucuk bebekken Deniz'i oyalamaya iki cingirak yetiyordu. Simdi oyle degil! Kitap, oyuncak, baska oyuncak, baska bir kitap. Cantayi dolduruyorum. Deniz'e oyuncaklari bir bir veriyorum. Hatta arada onceden verdiklerimi kaldiriyorum ve yarim saat sonra ayni oyuncagi sanki ilk kez veriyormus gibi heyecanla cantadan yeniden cikariyorum. Bu numarayi da kac yasina kadar yer acaba? Deniz'i en cok oyalayan kitaplar oluyor. Yanima o kucuk kitaplardan bolca aliyorum.
Ben onca kitabi, oyuncagi sirtimda tasirmisken tabi ki Deniz'in favorisi koltuk on ceplerine yerlestirilmis dergiler ve acil durumda yapilacaklari gosteren kartlar oluyor. Hani belki de onca oyuncagi tasimaya gerek yok! Ve tabi ki kucucuk bebek o dergilerde sekil falan bakmakla yetinmiyor, onlari ilk firsatta agzina sokuyor. Ay benim dertli basim! O yuzden biner binmez silinebilecek gibi olanlari islak mendillerle siliyorum. Digerlerini koltuktan uzaklastiriyorum. Ay yazinca ne cok ismis yahu :) Ama iste ben boyle degildim o Denizi gunlerce atesler icinde birakan Adeno virusu beni boyle yapti, ne yapayim :)
Kanguruyu yanimdan ayirmiyorum
Tum bu yaptiklarima ragmen bazen Deniz'i oyalayamiyorum. Iste oyle acil durumlarda kanguruma sariliyorum. Baktim Deniz huysuzlanmaya mi basladi, koyuyorum Denizi kanguruya ucagin koridorunda bir asagi bir yukari yuruyorum. Bazen etrafi izliyor. Sansliysam uyuyor :) Ucak koridorunda yurumek cok konforlu degil. O yuzden Deniz uyuyacak gibiyse onde ya da arkada hosteslerin oldugu kisimda bir saga bir sola yurumeyi tercih ediyorum. Su ana kadar burada yurume diyen hostes cikmadi sukur. Hatta Denizle oynadiklarindan arada kangurusuz da hostes ziyareti yapiyoruz. Hostesler baya makyajli oluyor ya, gorun siz Denizi. Gozunu ayirmiyor vallahi ustlerinden :)
Yanima yeterince kiyafet almaya caliyorum
Bunu herkes gibi ben de yapiyorum. Ama "yeter"i bir turlu dogru hesaplayamadim daha. Bir keresinde bir kat yedek kiyafet aldim. Deniz 2 kere kaka yapti. Allahtan ikinci de kaza yasanmadi. Yasansa cocuk ciplak! Dun 3 kat kiyafet aldim, bir kere bile ustunu degistirmem gerekmedi. Neyse yine de 2-3 kat aliyorum nolmaz nolmaz degil mi ama :)
Yardimlari kabul ediyorum
Cogu zaman yalniz seyahat ettigim icin halim cok da ozenilesi olmuyor yollarda. Onumde kanguru, bir elimde araba, bir elimde valiz, arabada Deniz'in sirt cantasi. Deniz ya arabada ya kanguruda. Ve tum bunlari tasiyan bir kisi; BEN! Gecen gun Ozan'a kendimi mufettis Gadget gibi hissediyorum dedim. Yalanci meme mi lazzim sol cepte. Ah agladi cingirak mi lazim sol cep. Agiz bezi cantanin on gozu. Aman hava esiyor kafaya bere, sicak olacak gibi penye yelek. Vallahi her seyi bir kerede bulabildigim icin kendimi tebrik ediyorum! Halim buyken havalanlarina tren degistirerek falan gidiyorum bir de. Hakikaten benim ki de iyi cesaret. O yuzden yolda belde size yardim edelim diyen hic kimseye hayir demiyorum. Valizimi trene mi koymak istiyorlar buyrun. Arabayi biraz goturecekler mi? Neden olmasin. Deniz benim kucagimda oldugu surece esyalara kim yardim etmek isterse gulumseyerek kabul ediyorum. Yardimsever insanlar cok yasasin e mi!
Sabirli olmaya ve etraftaki insanlari cok da takmamaya calisiyorum
Sanirim her seyden onemlisi bu. Cunku bebek bu, ani anini tutmuyor. Bazen ne yapsaniz olmuyor agliyor. O anlarda insan ne yapacagini sasirabiliyor. Ben her ucaga binisimizde kendi kendime bakalim bu sefer ne olacak diyorum. Ve sabirli olacaksin Gulcin diye kendimi telkin ediyorum. Bence anneyi bunaltan zaten bebegi degil, etraftakilerin tepkileri oluyor cogu zaman. Etrafi takmamak benim cok rahat yapabildigim bir sey degil. Ama yapmaya calisiyorum. Cunku ben gerilirsem Deniz mumkun degil sakinlesemiyor. O yuzden cocugun her gak deyisinde gozlerini ustume diken diger yolculari gormezden geliyorum. Onlarin yerine ben Denizi kucagimda tasirken gulumseyenlere odaklaniyorum. Neyse ki sayica gulumseyenler daha coklar.
Velhasil kelam, bebekle yolculuk yapmak kolay degil. Hele hele bebekle bir basina yolculuk yapmak hic kolay degil. Gecen gun yer gorevlileri ve hostesler bile beni tebrik etti. Hem de bebegimle tek basima seyahat etme cesaretimden dolayi. Dusununce evet, daha yasini doldurmamis bir bebekle bir basina ulkeler arasi seyahat etmek cesaret gibi gorunuyor. Oyle de. O yuzden hayatimi kolaylastiracak her seyi aklima not etmeye calisiyorum. Bu yazi da iste o yuzden yazildi.
Ama sana bir sey soyleyeyim mi blogsever arkadasim, bir yandan oyle de guzel ki onunla seyahat etmek, yasadigim tum zorluklara degiyor. Deniz bana bildiginiz arkadas oluyor yollarda. Etrafi izliyor, yeni seyler goruyor, bana bakip bakip guluyor. Iste o anlarda icimden bir ses iyi ki kizimla seyahat ediyorum diyor. Gecenlerde Izmire giderken mesela ekstra guvenlik kontrolleri nedeniyle neredeyse ucagi kaciriyorduk. Hem de 2 saat once havalanina gitmistik. Ama Denizle beraber yetistik ucaga. Ve kapiya geldigimizde Aferin annecim dedim, harika bir takim arkadasisin bak beraber ucagi yakalamayi basardik. Oyle bir guldu ki bana. Iste dedim Deniz, bu yuzden bu yuzden dunyanin her yerine seninle gitmek istiyorum. Benim canim yol arkadasim. Benim canim kizim....