Dışarı çıksak diye birkaç farklı plan yapıp sonuçta evimizde oturmayı seçtik. Hava çok soğuk. Bu kararımızda soğuğun etkisi büyük sanırım. Ama daha ziyade arada evde olmak istiyor insan galiba. Toplu taşımadan uzak, sokakların kalabalıklarından uzak öyle evde oturmak iyi geliyor arada.
Sıradan bir gün. Benim en sevdiğim işte böyle sıradan günler.
Ikimiz de pijamalarda dolaşıyoruz evde. Tembellik evimizin dört yaninda kol geziyor. Ne güzel. Hafta içi yaşanan koşturmacalardan sonra bu sıradanlık, dinginlik, sessizlik bana iyi geliyor.
Ozan Yaşar Kurt açmış Youtube'dan. Fonda Yaşar Kurt'un sesi var. Ben oturdum elimde kitabım kâh okuyorum, kâh yazıyorum, kâh internette dolaşıyorum.
Ozan ayakkabı boyama işiyle meşgul. Ee yurtdışında yaşayınca böyle. Ayakkabısını da kendi boyuyor insan söküğünü de kendi dikiyor. Laf aramızda ben sökükleri arada izmire götürüyor olabilirim. Sssst laf aramızda :) ayakkabılarımı da hep babam boyardı zaten benim. Şimdi de çizmelerimi çaktırmadan ozanın boyanacak ayakkabılarının arasına karıştırdım. Hiç de anlamamıştır Ozan tabi :) aa benim diye boyamıştır onları tabii tabi :)
Bu cumartesiye eve yayılan bir kek kokusu yakışırdı bak. Ben en iyisi bir ara kalkayım da kek yapayım.
Sıradanlık, sakinlik gözünüzü seveyim. Siz hep yoldaşım olun e mi benim.
Sıradan bir Cumartesi de bloglar arasında dolaşırken yolu buraya düşen blogsever arkadaşım bu böyle hiçbir yere varmayan bir yazı. Bir nevi günlük. Hani yani sana ne pratik bir bilgi verir, ne bir şey tavsiye eder. Ama yine de Sabredip okudun ya sana da teşekkür ederim :)
Buraya da şu an evimizdeki müziği ekleyeyim...
Ne severim bu parçayı. Bu sakin güne d böyle bir parça yakışırdı...