Bugun gune sicak bir tarhana corbasi icerek basladim. Cok yapmam aslinda bunu ama ne tost vardi gozumde ne baska bir sey. Varsa yoksa sicak tarhana corbasi. Hele disarida yagmur da yagiyorken...
Ne ise giderken ne kadar islanacagimi dusundum, ne de beni bekleyen gunun ne kadar yogun oldugunu. Dumani tuten sicacik tarhana corbasi beni isitirken bambaska seyler dusundum ben.
Ilk aklima gelen anneannem oldu mesela. Kucuktum. Belki 4 belki 5 yasinda. Anneannem kurusun diye tarhanalari arkadaki odaya sererdi genis tepsiler icinde. Arada da ovalardi un haline gelsinler diye. ben de annemle anneannem sohbet ederken gizli gizli arka odaya kacar kendimce cok onemli sanat eserleri yaratirdim tarhanalarla. Adamlar, cocuklar, hayvanlar... Tam kurumamis tarhana oyle guzel sekil alirdi ki... Ne yapalim bizim zamanimizda oyun hamuru yoktu ben de boyle oyaliyordum sanirim kendimi :) Bu sabah anneannemin benim sanat eserlerimi gordugu ilk ani dudundum. O ici "Ah yine ovalamak lazim bunca tarhanayi" derken dilinin "Anneannecim senin oynayabilecegin kismi baska tepsiye koyalim mi" demesini...
Sonra babaannem ve babaannemden gelen paketler geldi aklima. Kis hazirliklari yapardi babaannem. Cesit cesit receller, salca, sabun... Illaki de tarhana. Sonra ayri ayri posetlerde bize gelirdi onlar. Babaannem posetlere dugum atmak konusunda bir profosordur kesinlikle. Onun dugumledigi paketi oyle eline ilk alista acman mumkun degildir :) Bir nevi gemici dugumu atmayi nasil basarir o hizla posetlere ailece anlayamayiz. Oyle heyecanliydi ki o paketleri teker teker acmak. Sonra her posette "Aa bu benim sevdigim recelmis", "Bunu benim icin yapmistir babaannem degil mi?" diye sevinmek, sasirmak... Bu sabah o posetleri acmak icin verdigim heyecanli mucadeleyi dusundum. Sonra icinde tarhana olan poseti acinca mutfaga yayilan o guzel, hafif eksi, taze tarhana kokusunu...
Annem geldi bir de aklima. Ben ve babamin tarhana corbasini cok sevisimiz ama normalde onune tas koysan yiyen abimin tarhanaya olan uzakligini hatirladim. Kucuktum. Belki 6 belki 7 yasinda. Abim uzaklara gitmisti bir yaz. O da kucuktu daha 9 yasindaydi ama sahane folklor oynardi ve uzun bir Avrupa gezisine gitmisti kucuk dansci olarak. Domates corbasi yemisler o gezide. Hic sevmemis. Ondan sonra acildi tarhana ile aralari. Sadece icinde borulce ya da kiyma olursa yerdi tarhanayi. Ne tesaduf ki ben de sadece icinde bir sey olmazsa yerdim! Bu sabah annemin ikimizin de gonlunu yapmak icin verdigi mucadeleyi dusundum. Ayni seyi yiyelim diye ugrasmasini olmazsa ayri ayri tarhana corbalari yapisini...
En son Ipek geldi aklima. Kucuk degildim artik. Kazik kadar olmustum hatta artik annemlerden uzakta Istanbul'da Ipek'le yasiyordum. Ben bir yandan deliler gibi calisip bir yandan da yuksek lisans tezimi yazarken Ipek'in elimi hic bir ise surdurmeyisini, her aksam bize yemek hazirlayisini hatirladim (canim arkadasim!) Bir aksam yine ben odamda ders calsirken kafasini uzatmisti Ipek iceri. "Aksam tarhana corbasi yiyelim mi?" diye sormustu. Henuz calismayi seven ben nasil bunaldiysam "Ipek ben ders calismasam hatta calismasam tarhana yollasa annemler gecinir gideriz ne olacak" demistim. Gelip sarilmisti Ipek bana... uzun uzun gulmustuk.... "Az kaldi ama bitecek yakinda" demisti... Sonra yine harika sicacik bir tarhana corbasi vardi soframizda... Bu sabah Ipekle beraber tarhana corbasi yedigimiz o yorgun ama mutlu gunleri dusundum. Ipek'in bana hep huzur verisini....
Bir corba icimlik surede bunlar geldi aklima. Icim isindi. Yuzum guldu. Bu sabah tarhana corbasi bana baya iyi geldi galiba...
Tabi bunca yazidan sonra bir tarhana yapim tarifi verebilsem ben ne iyi olur. Olur da yukarida da gorulecegi uzere anneannesi - babaannesi hazirlamis... Annesi ve Ipek'i pisirmis... Gulcin de afiyetle yemis :)